Kitaplardan kafamı kaldırdım. O geceden beri kurbanı olduğum yaratıktan kurtulma yollarını arıyordum. O beden değiştirmediği ya da ölmediği sürece ben onun kurbanı olarak kalacaktım. Zihnimin içindeydi. Zihnimden atılması gerekiyordu. O gece tamamen onun karşısında olmadığım için şanslıydım. Korkularımı kullanabilir halde değildi. Ama besleniyordu. Bunu çözmem gerekiyordu. Zihin güçleri olan ama bunu sadece bir kere rüyamda kullanmış biri olarak o ejderhaya karşı şansım yoktu, yardım almam gerekiyordu.
Derin bir nefes aldım. En fazla ne olabilirdi ki kurtlardan yardım isteseydim? Hava kararmadan gidip gelsem iyi olurdu. Korkum bir ejderhayı besliyordu sonuçta. Kitapları toplayıp yerine bıraktım. Evimden çıktım. Anahtarı saksıya bırakmıştım yine. Önceden gittiğim yoldan gitmeye başladım. Kısa süre sonra ulaşmıştım. Kapıdaki görevliler farklıydı. Sürekli değişim halinde olmalılardı.
"Bir kadınla görüşmem gerekiyor." Kim olduğunu bilmiyordum. Ama bulacağıma emindim. Önemli bir mevkisi vardı. Zor bulunamazdı.
"Kim olduğunuzu söyleyerek izin almamı istersiniz?" Aklıma hiç bir şey gelmemişti. İnsanların dünyasında çok zengin olan babamın kızıydım. Soyadımız giriş anahtarımızdı. Burada kimdim ben. Aklıma gelen detayla hemen konuştum.
"Az ilerideki evde yaşıyorum. Leyla-" sözümü kesti. Önümü açtı.
"Buyurun lütfen." Şaşırmıştım. Ananem bu kadar önemli ne yapmış olabilirdi ki? Açtığı yoldan geçtim. Arkamdan geliyordu. Nereye gittiğimi sormuyordu. Sadece eşlik ediyordu. Bu derece saygın bir kadın mıydı benim ananem?
Önüme bakarak dalgınca yürüyordum. Burası sandığımdan daha büyüktü. Aradığım kadının ne mevkisini ne de rütbesini bimiyordum. Arkamdan beni takip eden adam ise sinirlerimi bozmaktan başka işe yaramıyordu. Orman yoluna sapmıştık biraz. Nerede ne olduğunu bilmiyordum.
"Burada ne işiniz var? Evimin yakınlarında kimsenin olmamasını söylememiş miydim nöbetçi?" Son sorusunda öfkesini belirtmişti. Sesin geldiği tarafa döndüm. Bu beni korkurmuştu. O liderdi bu. Kurbanı olduğum ejderhanın kardeşiydi. Kardeşler kitaptaki gibi düşman mıydı? Belkide kurbanı olduğum kişi oydu. Korku tüm bedenimi kapladı. Bu bir şeyi tetiklemiş gibiydi. O gece benden alınan kısımdan bir salise geldi gözümün önüne. Bir çift göz gördüm. Masmavi buz kesmiş gözler. O intikam hırsına bürünmüş su elementini kullanandı.
Gözleri buz gücünü yansıtırmış gibi donuktu. İntikam hırsı gözlerini kaplamıştı. Nefretini hissettim. Onun nefreti bir insana ait değildi. Onun nefreti herkesi kapsıyordu içinde. Bu bir uyarı olmalıydı. Bacaklarım güçsüz düştü. Yanımdaki ağaçtan güç aldım. Seslerin ğstğne bir perde örtülmüş gibiydi. Keskin bir ses duydum.
"Git!" Ardından bana sesini duyurmaya çalışıyor gibiydi. Sesler eski netliğini geri kazandı. Korkuyu hala hissediyordum. Bu bir uyarıydı. O hala zihnimdeydi.
"Korkmayı kes. İçimdeki ejderhayı bu hissettiğim korkuyla tutmanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun. Kurbanım olmak istemezsin ufaklık." Gözlerimi gözlerine çıkardım. O değildi. Eğer o olsaydı zaten kurban olduğumu bilirdi.
"Gitmem gerek." Zar zor bacaklarımı hareket ettirdim. Oradan uzaklaşmaya başladım. Korku hala tüm vücudumdaydı. Beslenmek için beni kullanıyordu. Zihnimde yeri büyük olmasa da vardı. Korkmamayı denemeliydim. Kolumun tutulmasıyla çığlık atacakken eli ağzıma gitti. Bu o gün gördüğüm kadındı. Halime şaşırmış gibiydi. Derin olmaya çalışıyordum.
"Orman onun özel alanı. Kızıp yolladığına şükretmelisin. Senle konuşmam gereken bir şey var." Bahane bulmama gerek kalmamıştı. Bugün yaşanan iyi bir şeydi bu. Onun peşinden gittim. Yer altına açılan ağır metal kapıyı kaldırdı. Kenardaki ışığa bastı. Merdivenden inmeye başladı. Peşinden tereddütlü bir adım attım. Buraya beni niye getirmişti? İçeriden gelmeye başlayan sesleri duydum. Hırçın hayvan sesleri geliyordu. Alta baktığımda parmaklıklar arkasındaki kurtları gördüm. Kadın el işareti yaptı. Son kalan basamakları da inip peşinden gittim. Hepsi çıkmak için kalın parmaklıklara saldırıyorlardı. Hepsi kurt formundaydı. Bir kafesin önüne geldiğimizde kadın durdu. Kafesin içindeki ne baktım. Kahve gözlerimi dişlerini kadına bakarak çıkardı. Ardından burnu kıpırdadı. Gözlerini bana çevirdiğinde ağzını kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Cadı
Fantasy"Değersizliğimin bir göstergesidir sonradan kazanılan bu değerler..." Miray' "Nefretle büyütülmüş, güç peşinde koşturulan her çocuğun ruhu tatmalı gerçek sevgiyi." Arel' "Tanışmak bile uzaktandı, sevmeyi yakından beklemek aptallıktı." Uraz' "Bekleme...