25- Rüyaların Sınırında

95 5 0
                                    

Ne olmuştu? Ejderham ona ne yapmıştı? Uyuyamayacağımı anladığımda yatağımdan çıktım. Üstüme bir hırka alıp çıplak ayaklarla çıktım odamdan. Kendimi iyi hissetmiyordum. Onu öldürmüş olamazdım değil mi? Kahretsin! Niye öyle bir şey istemiştim ki zaten?!

Merdivenlerden aşağı indim. Arel ortalarda pek yoktu. Çıkan sorunlar bitmiyordu. Ejderha durmak bilmiyordu. Beni her şeyden uzak tutmaya çalışıyordu. Farkındaydım. Ejderha beni her şeyin ortasına atmak isterken Arel uzaklaştırıyordu. Yetersiz olduğumu söylemişti. Güçlerimi kontrol edemiyordum. Ateş gücüm aşırı dengesiz hale gelmişti. Kontrol edemiyordum. Başlardaki hallerim şimdiye göre çok normal geliyordu.

Mutfağa gidip kendime kahve yaptım. Uyuyamıyordum bari zihnim ayık olmalıydı. Kahvem hazır olduğunda bahçeye çıktım. Ayağım yerle buluştuğunda garip bir hisle dolnuştu içim. Islak toprak rahatlatmıştı bedenimi. Hafif yağmur atıştırmış gibiydi. Burnuma dolan kokuyla gülümsedim. Oturaklardan birinin yanına geldim. Elimi üstünde gezdirdim. Su damlaları havalandı. Toprağa doğru uçtu. Hazırladığım yerime oturdum. Büyüde kendimi çok fazla geliştirmiştim. Güçlü bir soydan geldiğim için kanım büyülere alışıkmış. Dora bana böyle anlatmıştı. Şanslı olduğumu söylemişti.

Kahvemi yudumlamaya başladım. Ormandaki hayvan sesleri kulağıma ilişmeye başladı. Dengeyi istiyorlardı. İçimdeki rahatsızlıkla gözlerimi kapattım. Daha dikkatli dinledim sesleri. Bu sesler neşeye ait değildi. Huzursuzlukları hissedilir şekle gelmişti. İlk geldiğim zamanlar neşeyle şakıyan kuşlar şimdi ise dert yanıyordu. Gözlerimi açtım. Kahveden büyük bir yudum alarak ağzımı haşladım. Gözlerim belirsiz bir noktaya kitlendi.

Böyle olmamalıydı. Düzen bu değildi. Yanlış gidiyordu her şey. Ejderhayı öldürünce düzelecek miydi? Birilerini öldürmek çözüm olmamalıydı. Gözümün önünü kaplayan buharla kaşlarımı çattım. Gözlerimi kupama indirdim. Tüm kahvemi buharlaştırmıştım. Kupayı masaya bıraktım sinirle. Çekilen sandalyeyle bakışlarımı yanıma çevirdim. Uzun bir aradan sonra Uraz'ı görebilmiştim. Islaklığını umursamadan oturdu. Arkasına rahatça yaslandı.

"İyi olmadığını duydum." Gözlerimi önüme çevirdim. Ayaklarımı yerden kaldırdım. Sandalyeme koydum. Kollarımı ise etrafına sarıp daha çok kendime çektim.

"Doğru demişler."

"Anlatmak ister misin?" Alayla güldüm. Sinirlendiğimi hissediyordum. Bunca yaptıklarına rağmen rahat rahat soruyor olabilmesi beni sinirlendiriyordu. Kontrol etmek istemiyordum.

"Dostluğumuz mazide kaldı zannediyordum Uraz?" Elimi yana uzattım. Havada uçarak gelen alkol şişesi elimle buluştuğunda masaya bıraktım. Bardaklar uçarak karşımıza kondu. Elimi havada süzdürerek kaldırdım. Şişedeki alkol bardaklara dökülmeye başladı.

"Kendini geliştiriyorsun." Dedi gülümseyerek. Şişe bardakları doldurduğunda uçmayı bıraktı. Bardağımı alıp büyük bir yudum aldım.

"Cadı güçlerim geliştikçe ateş gücümü kontrol edemiyorum." Sinirim yerini yakınmaya bırakmıştı. Dertleşmeye ihtiyacım vardı. Dora çok yoğundu. Yanıma uğramıyordu. Arel ise çok nadir gelmeye başlamıştı. Geldiği sıralarda benle çok ilgilenemiyordu. Yorgun oluyordu.

"Bir gücünü geliştirdiğinde otomatik olarak diğeride aynı ölçüde artar." Bu açıklıyordu her şeyi. Bardağımda kalan sıvıyı tek yudumda bitirdim. Uraz'a çevirdim bakışlarımı.

"Sence denge bu mu?" Anlamayarak kaşlarını çattı. Ormana çevirdim bakışlarımı. "Eksik hissediyor. Doğa eksik. Ejderha ölmediği için mi bu eksiklik?" Uraz'a baktım yeniden.

"Sence?" Omuz silktim.

"Bir şeyler yanlış Uraz. Uzun zamandır yanlış hem de." Uraz kolumu tuttu. Gözlerine çevirdim bakışlarımı. Kolumu ani hissettiği sinirle sıkıyordu.

Yasak CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin