Her şey hazırdı. Korkmamam gerekiyordu. Güvendeydim.
Ananemin evine gelmiştim. Duş alıp üstüme tayt şort siyah bir alt giymiştim. Üstüme ise bol bir sweat geçirmiştim. Güneş batmak üzereydi. Yoldalardı. Benim için geliyorlardı. Bende en güvenli yere, ananemin evine gelmiştim. Dışardaki salıncağa binmiştim. İçeri giremezlerdi. Ben davet etmemiştim. Çalılardan bir ses geldi. Dudaklarım iki yana kıvrıldı. Geldiklerini bildiriyordu. Papatya çayıyla viskiyi karıştırdığım kupamdan bir yudum aldım. Ormanın içinden çıkıp açık alanda beliren kurtlar gösterinin başladığını gösteriyordu. Ulaş kurt formundayken Dora insan formunda onun üstündeydi. Uzakta bekliyorlardı. Kurtlar insan formunu aldı. En önde uzun boylu, esmer bir adam vardı. Kız, erkek karışık bir sürüydü. Bir kadının tırnakları hala uzundu. Hemde baya.
"Bizden korkmuyor musun cadı?" Başımı yana yatırdım. Kupamdan bir yudum aldım.
"Korkmalı mıyım kurt?" Gözleri bir an parladı ve söndü. Gerçek olmadığı belli bir gülümseme vardı dudaklarında.
"Gücün hepimize yetmez." Başımı salladım. "Ama bizim gücümüz herkese yeter." Cıkladım. "Şüphen mi var cadı?" Güldüm.
"Size yardım edeceğimi biliyorsun." İç çektim. "Laf kalabalığı yapmasak mı?" Güldü. Bu seferki gerçekti. Arel daha güzel gülerdi.
"Peki o zaman." Evi gösterdi. "İçerde oturarak konuşmamız mümkün mü?" Kalkanı fark etmişti. Sınırları da biliyor olmalıydı. Kaşlarımı kaldırarak başımı hayır anlamında salladım. Ayağa kalktım. Kupada kalan sıvıyı tamamen içtim. Bardağı bırakıp merdivenlerden inmeye başladığımda şaşkınlığını gizlemiyordu. Tüm kanını hissediyordum. Kaşlarını çattı. Anlamıştı. Bana doğru hızlı adımlar attı ve ben daha ne olduğunu anlamadan boğazımı kavradı. İşte o an refleks olarak gözlerim parladı. Ağzından kanlar çıkmaya başladı ama ne yaptığımı bilmiyordum. Eli gevşedi. Bırakmadı. Eli indi ve yere diz çöktü. Diğer alfalar ses çıkarmadı. O an bir şey fark ettim. Kimse liderlerini sevmiyordu. Gücünden dolayı ses çıkaramıyor olmalılardı. Kanını hissetmeyi bıraktım. Yere diz çöktüm. Boyu benden uzun olduğu için boynumu kaldırdım.
"Seni istesem o an öldürebilirdim ve sürün de itiraz bile etmezdi." Gülümsedim. "Bir can borcun var alfa. Ve borcun olmasına rağmen sana bir iyilik yapacağım. Sakın bir daha o ellerinle bana dokunma." Gözlerinde öfke gördüm. Derin yerlerde ise hayranlık.
"Seni birinden dinlemiştim. Korkusunu yersiz bulmuştum." Yutkundum. Kimden bahsediyordu? "Bahamut haklıymış." Olduğum yerde kaldım. Nefes alamadım. Akay dememişti. Bahamut demişti. Bahamut benimle bile konuşmamıştı. Bu iyi değildi. Bu hiç iyi değildi. Tesadüf olduğu konusunda ise çok fazla şüphem vardı. Ormanın içinden kurtlar çıktı. Etrafımızı kurtlar kuşatmıştı. Siyah büyük kurt asil adımlarla bize doğru gelmeye başladığında ayağa kalktım. Dora'ya av gözüyle bakıyorlardı. Gözlerim parladı ve etrafları ateşten bir kafese dönüştü. Ne çıkabilirlerdi ne de biri içeri girebilirdi. Alfaların lideri de ayağa kalktı. Kaşlarımı çattım. Arel'in haberi olmayacaktı. Uraz kurt formundayken yanımda durdu.
"Sana güvenmiştim." Uraz yüzüme bile bakmadı. Arel insan formuna büründüğünde direk kızlara bakmıştım. Kıskanç tarafım şu sıralar çok fazla ortaya çıkıyordu. Alfalar parçalama arzusuyla kurtlara bakıyorlardı. Kurtlar çok fazlaydı ama çıkacak bir savaşta hem onlar hemde alfalar çok kayıp verirdi.
"Seni görmeyeli çok zaman olmuştu." Arel öfkeyle ona baktı. Alfaların lideri ise çok rahattı. Fazla rahattı.
"Gevşekliği bırak." Arel'in sesi kalbimi korkuyla attırdı. Daha demin alfa sürüsüne kafa tutmayı planlayan ben, sevdiğim adamdan korkmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Cadı
Fantasy"Değersizliğimin bir göstergesidir sonradan kazanılan bu değerler..." Miray' "Nefretle büyütülmüş, güç peşinde koşturulan her çocuğun ruhu tatmalı gerçek sevgiyi." Arel' "Tanışmak bile uzaktandı, sevmeyi yakından beklemek aptallıktı." Uraz' "Bekleme...