18 - Han Jisung ve Lee Minho

1.4K 209 129
                                    


Felix ve Han, Hyunjin'i görmek için biraz fazla sabırsız davrandıkları için Minho tarafından azarlanmış, tekrar çağırılana kadar alt katta beklemek zorunda bırakılmışlardı. Ama ikisi de Hyunjin'in iyi olduğunu biliyorlardı, bu yüzden mutluydular.

Han, baygın halde elleri kolları bağlı duran iki adama baktı. Çirkin alfanın yanına gidip ağzına ayağıyla bir tane vurdu, alfa bok çuvalı gibi yere serildi.

Felix, sesten biraz korkmuştu. Korkulu gözlerle Han'a baktı.

Han sinirle Felix'in yanına gelip oturdu. "Şu it yüzünden hyunguma neler oldu görüyor musun? Bana bıraksalar onu var ya... Parçalara ayıracağım resmen." Felix'e baktı. "Sen de vursana bir tane."

"Neden?"

"Kızgın değil misin?"

"Kızgınım ama..." Dönüp adama baktı, ardından geri Han'a döndü. "Ona vursam ne değişecek ki?"

"Hah." Han kafasını aşağıya eğdi. "Cidden hiç buraya ait değilsin. Şimdi hyungu daha iyi anlıyorum. Seni burada yok ederler.

"Normal değil mi, bir omega olduğum için..."

"Aptal, ben neyim?" Doğru, Han da bir omegaydı ama hiç öyle durmuyordu. Çok güçlü, sert bir insandı. "Bahanelerin arkasına sığınma. Bir omega ya da alfa olman bir şeyi değiştirmez, yaşamak zorunda olduğun şartlar kim olduğunu değiştirir. Belki ben de senin gibi mutlu bir ailede büyüseydim, güzel okullara gitseydim, arkadaşlarımla gezseydim, ben de senin gibi birisi olurdum." Şimdi sözlerinde biraz hüzün vardı. "İlk elim kana değdiğinde, kaç yaşında olduğumu bile hatırlayamıyorum. Hepimiz öyleyiz. O yüzden diyorum. Ama kızma bana, inan böylesi daha iyi. Sen böyle kal ki hep beraber senin yanına gelebilelim. Hyungumun yüzünü uzun zamandır böyle görmemiştim." Kafasını kaldırıp Felix'in gözlerine baktı. "Büyüdükçe kalbimiz de ellerimiz de karardı. Her gün ölümü düşünür, hatta umar hale geldik. Ben bir geri dönüş yolu olduğunu bile düşünmüyordum. Belki daha büyük bir bataklığın içindeyiz ama buradan çıkmak daha mümkün görünüyor şimdi. Her şey güzelleştiğinde, hyunguma çok iyi bak olur mu?"

"Sen nereye gideceksin ki?" Felix gülümsedi. "Her şey güzel olduğunda, hep beraber çıkartalım bunun keyfini."

Han kafasını kaldırıp camdan dışarı, uzaklara baktı. "O zaman geldiğinde yanınızda olabilir miyim bilmiyorum. Ben, diğerlerinden daha kötü durumdayım Felix. İki tarafa da defalarca kez ihanet ettiğim için..." Bir an duraksadı. "Hyungumdan başka gidecek hiçbir yerim yoktu ve hep ona koştum. O beni her seferinde savundu ve bana güvendi ama ben onu kaç defa yarı yolda bıraktığımı bilmiyorum. Şimdilik beni korumak için yanlarında tutuyorlar ve güven sorunu yaşıyorlar, bunu biliyorum. O yüzden zamanı geldiğinde hiçbiri yüzümü görmek istemeyecektir."

"Öyle düşünme." Felix, Han'ın elini tuttu. "Hangimiz hata yapmıyoruz ki? Eğer onun hata olduğunun farkındaysan ve bir şeyleri değiştirdiysen-"

"Minho hyungun bacağı benim yüzümden koptu." Felix, bir anda kalakaldı. Han yere bakıp güldü. Elleri terliyordu. "Hep beni korumaya çalıştılar, ikisi de hyungum oldular. Ama ben farklıydım. Onlar kadar güçlü değildim. Korkaktım, savunmasızdım, ufaktım. Rastgele birisi beni kontrol edebiliyor, canımı kolaylıkla yakabiliyordu. Eğer yakalanırsam, basit bir lokma oluyor, kullanılıyordum. Beni anlamalarını beklemedim ama bu kadarını ben de tahmin edemiyordum. Hyunjin hyung ne yaşandığını bilmiyor, ama eğer öğrenirse beni asla affetmeyecektir, aynı Minho hyungun beni asla affetmeyeceği gibi."

"Ne yaptığını bilmiyorum ama, ne düşündüğünü, neden öyle yaptığını anlayabiliyorum. Bunu hiç onunla paylaştın mı?"

Han'ın gülüşü daha da acılı bir hal aldı. "Beni öldüreceğinden korktum Felix." Parmaklarıyla oynamaya başladı, stresli görünüyordu. "Özür dilemek, kendimi açıklamak istedim ama o hastane kapısından kaç kere geri döndüm tahmin bile edemezsin. Minho hyung, diğerleri gibi bir anda beni sarhoş edip bayıltabilirken bir odada onunla başbaşa kalmaya cesaret etmem imkansız. O ikisinden başka kimsem olmadığı için de..." Yine acı içinde gülümsedi. "Oturup benden nefret etmesini izledim sadece. Bu beni çok üzdü. Ayrıca her saniye acaba Hyunjin hyung öğrenecek mi, söyleyecek mi diye korkudan titrer hale gelmiştim. Ama hiç sesimi çıkaramadım, başka yapacak bir şeyim olmadığından... Sonra düşündükçe, keşke o odaya girseymişim de beni Minho hyungun öldürmesine izin verseymişim diyorum."

Dark Man & The Sunshine | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin