Bölüm 5 - Yetenek Yok

93 12 2
                                    

Bölüm 5 - Yetenek Yok

Beş öğrenci isimlerinin seslenildiğini duyunca kalabalığın önünde kendilerini bekleyen çavuşa doğru yürümeye başladılar.

Quinn ve Vorden dışında gruplarında başka bir erkek daha vardı. Peter oradakiler arasında en gergini gibi görünüyordu. Sürekli etrafına bakıyor ve kıpırdanmaktan da kendini alamıyordu. Vücut yapısı oldukça küçüktü ama o kadar da uzun olmadığı için ona yakışıyordu. Ona bakmak Quinn'e kendisini hatırlattı. Gözlüklü ve dağınık kahverengi saçlıydı. Pek dikkat çekici değildi.

Diğer iki üye ise kızdı. Layla'nın kısa kahverengi saçları ve uzun bir figürü vardı ve sırtında bir yay taşıyordu. Bu Quinn'i şaşırttı çünkü bugünlerde Saf adlı belirli bir grup insan dışında pek fazla insan silah taşımıyordu.

Yeteneklerin insanlığın başına bela olduğunu iddia eden ve bunun yerine silah kullanmayı seçen bir grup insanlardı. Ancak, çok nadirdiler ve Quinn hayatında Saf'a ait hiç kimseyle tanışmamıştı. Sadece onlar hakkında hikayeler duymuştu.

Erin ise güzelliği başları döndürten tipte bir kızdı. Orantıları mükemmeldi, ne çok büyük ne de çok küçük ve muhteşem bir altın rengine sahip uzun, ipeksi saçları vardı. Tek sorun yüz ifadesiydi. İnsanların arasında yürürken bile ifadesi bir kez bile değişmedi. Sert ve nötr ifadesi onun soğuk görünmesine neden oldu. Diğer çocukların yüzlerindeki hayranlık ona hiçbir etkide bulunmuyordu.

Quinn öne doğru yürürken oradaki öğrencilerin hiçbirini tanımadığını fark etti ve diğerleri de kimseyi tanımıyor gibiydi. Quinn sadece bunun bilerek yapıldığını varsayabilirdi.

Grupları kısa süre sonra test alanına taşınan başka bir grubun hemen arkasında durdu.

Vorden etrafta dolaştı ve grubundaki her bir kişiyle el sıkışarak kendinden emin bir gülümsemeyle selamladı. Vorden çok kibardı, bu yüzden çoğu selamını kabul etti. Erin hariç hepsi.

Erin, Vorden ona el uzattığında sadece ona baktı ve bir saniye sonra bakışlarını başka tarafa çevirdi.

"Hadi ama, böyle olmak zorunda değilsin." dedi Vorden elini onun omzuna koyarken.

Korkunç bir hata yapmıştı. Erin herkesin tepki verebileceğinden daha hızlı hareket etti. Vorden'ın bileğini tuttu ve elini büktü. Buz zerreleri elinden yukarı çıkmaya ve uzvunu dondurmaya başladı.

Bir olay çıkıyordu ve herkes heyecanla izledi.

"Vay be, buz yetenekleri mi var?" dedi çocuklardan biri.

"Bu çok nadir değil mi?"

"Beni her gün dondurmasına izin verirdim."

Birkaç öğrenci bir ağızdan hayretlerini dile getirdi.

"Kesin şunu, ikiniz!" diye bağırdı Griff. "Dövüşmek için bu kadar enerjin varsa, o zaman test için sakla!"

Erin hemen Vorden'ın elini bıraktı ve onu acı içinde nefessiz bıraktı. Yavaş yavaş eli çözülmeye başladı. Sıraya geri döndü ve yüzü utançtan kızarmış bir halde Quinn'in arkasında durdu.

"Ona inanabiliyor musun be?! Neredeyse elimi kaybediyordum!" Vorden yakındı.

"İzinleri olmadan ortalıkta dolaşıp insanlara dokunamazsın." Quinn yanıtladı.

"Evet evet biliyorum. Sırf güzel bir kız diye onu yere pataklamadığım için şanslı."

Sözleri ona düşman yaratıyordu. Vorden'in lafları Erin'in hayranlarının yüzünü çirkinleştirdi.

Etraflarındaki insanlara bakan Quinn, diğerlerinin ne düşündüğünü anlayabiliyordu. Yüzlerinde yazıyordu. Quinn içgüdüsel olarak Vorden'dan uzaklaştı ve başkalarının onları arkadaş sanmayacağını umdu.

Sonunda Quinn ve diğerleri öne çağrıldı. Yere beyaz çizgilerle çizilmiş bir kare içinde durmaları söylendi. İçindeki boşluk beşini sığdıracak kadar büyüktü.

Karenin dışında, yakınlarda duran kapüşonlu bir adam vardı.

"Gönder onları!" Griff emretti.

Griff komutu verir vermez, kapüşonlu adam iki elini de yere dayadı ve meydan parlak mor bir renkte parlayarak aydınlanmaya başladı.

"Başkalarını taşıma yeteneği, ha." Vorden, Quinn'in kulaklarına konuşmak için öne eğilerek dedi. "Ne nadir bir yetenek."

Düz alanlar gözden kayboldu ve bir renk girdabına kapıldılar. Hemen ardından kendilerini başka bir açık alanda, bu sefer boş bir arazide buldular. Ne yaşam belirtisi ne de yeşillik vardı.

Grubun önünde iki kişi durdu. Siyahlar içinde bir kadın ve onun yanında yüzü kapüşonunun altına gizlenmiş başka bir adam. Quinn, üniformalarının kollarındaki rozeti seçemiyordu, bu da hangi rütbeye sahip olduklarını söylemeyi imkansız hale getiriyordu.

Kadın elinde bir tablet tutuyordu, onu incelemekle meşguldü. Önüne çıkan grubu görmezden geldi ve işi bitene kadar devam etti. Bitirdiğinde bakışlarını öğrencilere çevirdi ve konuşmaya başladı.

"Merhaba, ben Jane ve bugünkü testinizden sorumlu olacağım. Test tamamlandığında bilgilerinizi güncelleyeceğim ve puanınız kol saatlerinize yansıtılacak." Quinn, Jane'nin yüzünün Erin'inkiyle aynı duygusal aralığı gösterdiğini fark etti.

"Şimdi, ilk kimmiş bakalım? Oh, görünüşe göre aramızda daha önce seviye atlamış birkaç tane var?" Jane, gözleri tablet ekranında gezinirken fark etti. Kadının bahsettiği bilgiler önceki okullarından aktarılmıştı.

"Peter Chuck, öne çık."

Gergin, küçük fiziği olan Peter kendisine söyleneni yaptı. Eskisinden daha da kötü görünüyordu. Quinn kendisinin çirkin göründüğünü düşünüyordu, ancak ikisini karşılaştıracak olursak mükemmel durumda görünüyordu. En azından Quinn ayağa kalkabiliyordu, oysa Peter her an düşecekmiş gibi görünüyordu.

"Yeteneğin nedir?" diye sordu.

"Eh, benim hiçbir yeteneğim yok." diye yanıtladı Peter sessizce.

Quinn ve diğerleri, Peter'ın neden bu kadar gergin olduğunu şimdi anlıyorlardı. Hiçbir yeteneğe sahip olmamak nadir değildi. Savaş yüzünden birçok çocuk Quinn gibi öksüz kalmıştı. Bu, genellikle bir yetenek kitabı satın alma şanslarının olmadığı anlamına geliyordu.

"Korkma Peter." Jane dedi, "İşte, bunu al."

Jane'in yanında duran kapüşonlu adamın elinde aniden bir kitap belirdi ve sessizce uzattı. Jane kitabı aldı ve Peter'a verdi.

"B-benim için mi? Bunu bana bedavaya mı veriyorsunuz?" Peter sesinde mutlak bir heyecanla sordu. "Teşekkür ederim!"

"Boş zamanında kitaba çalış. Sonunda kullanmayı öğrendiğinde, testi yeniden yapmak için geri gelebilirsin, ancak şimdilik seni geçici olarak bir seviye 1 güç statüsü vermem gerekecek."

Peter, bir seviye 1 güç statüsü almış olmasına rağmen bunu umursamıyordu. Şu anda içinde sadece umut vardı. Sonunda eline aldığı kitap sayesinde hayatı tersine dönebilirdi.

"Quinn Talen, öne çık." diye emretti Jane, ona bakarak.

Quinn söyleneni yaptı.

"Yeteneğin nedir?" 

Benim Vampir Sistemim [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin