Bölüm 19 - Zaman Tükeniyor!

89 11 0
                                    

Bölüm 19 - Zaman Tükeniyor!

Quinn, CP'sinin 2/3'ünü kaybetmiş olsa da, yaralanmış ya da ölüyormuş gibi hissetmiyordu. Güneşte olduğu zamanki gibi değildi, bunun yerine tüm duyuları yüksek alarmdaymış gibi hissediyordu.

"Hey Quinn, iyi misin adamım?" Vorden, Quinn'in yüzünü şok içinde görünce sordu.

"Evet, sadece bir yere gitmem gerekiyor." dedi Quinn odadan çıkıp kantine doğru giderken.

Şimdiye kadar olan her şey Quinn açısından bir yanlış hesaplamaydı. Sistem ona saatte 1 can kaybedeceğini söylese de, vücudunun böyle bir tepki vermesini beklemiyordu. Başlangıçta, dünkü kavgadan sonra çok yorgun olduğu için sadece beş saat uyumayı planlamıştı.

Bu şekilde, sabah dersler başlamadan önce en az on ve birkaç saati kalmış olacaktı. Quinn ne kadar zamanı kaldığını hesaplamaya başladı. Kahvaltı 8'den 9'a kadar süren bir zorunluluktu, ardından öğle yemeği için öğlen 12'ye kadar dersler devam ediyordu.

Bu, okulda bir yerde olması gereken dört saat daha olduğu anlamına geliyordu. Elbette her zaman okuldan kaçma seçeneği vardı ama bu normal okul gibi değildi. Eğer yaparsan ordu onu ciddi şekilde cezalandırır ve peşine düşerdi. Ama zaten ölecekse bunun ne önemi vardı?

Quinn şu anda yemek servisi için kantin kuyruğundaydı. Derin nefesler alıyordu ve yavaşça nefes alıp veriyordu. Bu, gelişmiş duyularını kontrol etmesine yardımcı oluyordu. Kantinin en uzak köşesindeki konuşulanları bile duyabiliyordu.

Mutfakta tencereler ve tavalar onun yanındaymış gibi şıngırdadı. Quinn yavaş yavaş tüm bunları nasıl göz ardı edeceğini buluyor ve bu, zihninin daha net düşünmesini sağlıyordu.

Ancak tam o sırada Rylee kantine girmişti. Tıp merkezinde tamamen iyileşmeyi başardığı için dünkü kavgadan vücudunda hiçbir iz yoktu ama dün olanlardan sonra çok kötü bir ruh hali içindeydi.

Quinn'i görür görmez, birikmiş tüm hüsranını çıkaracağı bir hedef bulmuştu. Rylee, Quinn'in ayakta durduğu noktaya ulaşana kadar kuyruktaki tüm seviye birlerin yanından geçti.

"Pşt andaval, önünü kesersem sıkıntı olur mu?" Rylee sordu.

Ama Quinn, sesleri zihninden uzaklaştırmaya çalışmakla çok meşguldü.

"Beni görmezden mi geliyorsun? Olmaz öyle şey, bugün beni görmezden gelemezsin." Rylee Quinn'in kol saatine baktı ve üzerinde 1 numarasının parıldadığını gördü. Hemen dünkü kavganın kötü anıları aklına geldi ve tek yapmak istediği o kişiyi öldürmekti ama bunun şimdilik beklemesi gerekiyordu.

"Dedim ki, beni görmezden gelemezsin!" dedi Rylee, Quinn'i yakasından tutarken.

Ama o anda, Rylee'nin yüzü inanılmaz derecede Quinn'inkine yakındı. Quinn, Rylee'nin kalp atışlarını duyabiliyordu. Kolundan akan kanı ve gömleğini kaldıran kasları hissedebiliyordu.

Quinn'in vücudunu bir şey ele geçirmişti. Hemen Rylee'nin koluna vurdu ve üzerine atılarak ikisinin yere düşmesine neden oldu.

Quinn şimdi Rylee'nin tepesindeydi ve iki eli de yere sabitlenmişti.

"Üzerimden kalk lan çılgın herif!" Rylee dedi, ama Quinn'i üzerinden atmaya ve ellerini kaldırmaya çalıştığında, bunu yapamıyor olduğunu fark etti. Yeteneği bile bu durumda işe yaramazda. Yeteneği sadece derisini sertleştirirdi, bu onu daha güçlü yapmazdı.

Sonra Quinn ağzında bir şeyin büyüdüğünü hissetmeye başladı. Quinn, başını Rylee'nin boynundan sadece birkaç santim uzağa yerleştirdi ve hazırdı. Quinn tam ağzını açarken, birinin onu yakasının arkasından çektiğini ve Rylee'den uzağa, kuyruktaki insanlara doğru fırlattığını hissetti.

"Adamlarımdan birine dokunamazsın." dedi Dan.

Dan, kaslı bir yapıya sahip, yaşına göre iri bir adamdı. Genç bir çocuğa benzemiyordu, daha çok kel bir yetişkine benziyordu.

"Dan, çok teşekkür ederim." dedi Rylee terler içinde yerden kalkarken. "Artık ölüsün çocuk."

Dan ileri doğru bir adım atar atmaz Vorden, Peter'la birlikte Quinn'in önünde belirdi.

"Gerçekten sorun çıkarmak mı istiyorsun?" Vorden, kol saatindeki güç seviyesini göstermek için kolunu kaldırırken dedi.

Gerçek şuydu ki, Vorden sadece blöf yapıyordu. Vorden'in gücü büyük ölçüde hangi yeteneği kopyaladığına bağlıydı ve şu anda sahip olduğu tek şey Peter'ın seviye 1 toprak yeteneğiydi. Burada kavga edeceklerse, kimin kazanacağı barizdi.

Ancak Dan geri adım atmaya ve Rylee'yi yanına almaya karar verdiğinde Vorden'in planı işe yaramış gibi görünüyordu, ancak Rylee gitmeden önce Quinn'e parmağını boynuna götürüp keserek ona işaret verdi.

"Ah, sağ ol. Bunun işe yaradığına inanamıyorum." Vorden'in blöfünü bilen Peter dedi.

Kantin olayı sona erdikten sonra Quinn için bir şey daha netleşti. Kantinde, odanın her köşesinde duran çok sayıda gardiyan vardı ama hiçbiri bir kez olsun yardım etmek için devreye girmemişlerdi.

Grup yemek yemeyi bitirdikten sonra sabah derslerine gitme zamanı gelmişti ama Quinn hiçbir şeye konsantre olamıyordu, tek yapabildiği sınıfın ortasında kendini sakinleştirmeye çalışmak ve CP'sinin yavaş yavaş azalmasını izlemekti.

Sayının saat başı düştüğünü görmek onu deli ediyordu ve şimdi keşke dün Rylee'nin boynunu ısırmış olmayı diliyordu.

Sonra öğle yemeği vakti geldiğinde Quinn, bu kez Vorden ve Peter olmadan kütüphaneye koşturdu.

[CP 1/15]

"Bana neler oluyor?" Quinn, ellerinin titremesini durduramayınca söyledi.

Quinn'in CP'si her düştüğünde, kendi vücudunu kontrol etmesi gittikçe zorlaşıyordu ve er ya da geç delirecekti. Ders sırasında, mekanı paramparça ettiğine ve herkesin boynundaki kanı söktüğüne dair birçok vizyon görmüştü.

Nereye yürüdüğünü fark etmeyen Quinn sonunda kütüphanedeydi. Kitaplığın bir köşesindeki kurgu bölümüne gitti.

"Lütfen işe yarayan bir şey olsun..." dedi Quinn, vampirlerle ilgili ardı ardına fantastik kitaplar çıkarırken.

Bazı kitaplarda vampirler hayvan kanıyla yaşayabiliyorlardı ama Quinn'in sistemi insan kanına ihtiyacı olduğunu açıkça belirtiyordu. Sadece bu değil, zamanında bir hayvan bulması onun için zor olacaktı. Diğer hikayelerde hastaneye gidip kan torbalarını içmekten bahsediliyordu ama şehirdeki hastane sıkı bir şekilde korunuyordu ve buna vakti yoktu.

Sonunda Quinn ilk kez zayıfladığını hissetti. Yere oturdu, son bir kitap okudu ve bu da hiçbir işe yaramadı. Kitabı kapattığında karşısında Layla'nın durduğunu gördü.

"İyi misin?" Layla, çok solgun görünmeye başladığı için Quinn için endişelendi.

Layla daha sonra Quinn'le göz hizasında olacak şekilde eğildi ve ateşini ölçmek için elini alnına koydu.

"Çok üşümüşsün. Seni hemşirenin odasına götürmemi ister misin?" Layla sordu.

Quinn ağzından sadece birkaç kelime çıktı.

"Benden günah gitti..."

Daha sonra Layla'nın kolunu çekerek onu kendisine yaklaştırdı ve Layla'nın boynunu ısırdı. 

Benim Vampir Sistemim [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin