Bölüm 42 - Atış Talimi
Birinci sınıf öğrenciler toplantı salonunda bir araya gelmişti. Ortada öğretmen olmadığı, yalnızca ikinci sınıflar göründüğü için öğrenciler arasında bazı sohbetler dönüyordu. Tişörtlerine işli rütbe farklılıkları sayesinde öğrenciler arasındaki yıl farkını anlamak kolaydı.
"Herkes geldi mi?" diye sordu Momo.
"Evet, Del'in sınıfındaki ve silahlı dövüş dersindeki herkes burada olmalı."
"Şovu başlatalım öyleyse."
Böylece Momo, arkasında yatan şeyi gözler önüne serecek perdenin ipini çekti ve perdenin çekilişiyle fena halde hırpalanıp iri bir tahtaya bağlanmış haldeki Vorden göründü.
Hemen ardından birkaç ikinci sınıf öğrenci, iri ve siyah, yuvarlak taşlarla dolu görünen arabaları çekti. Momo da içlerinden birini seçerek eline aldı.
"Görmüş olduğunuz bu şey, içine bir canavar kristalinin gücü işlenmiş metal bir top." dedi Momo. "Dünya canavar kristalleriyle silahlarımızı birleştirmenin bir yolunu bulduğunda savaşta bir dönüm noktasındaydık ama siz birinci sınıflara canavar silahlarının yeteneğinizle aktive edilmesi gerektiğini söylemiyorlar. Bunu yaptığınızda ekstra güç sağlıyorlar. O silahı yapmak için kullanılan kristal ne kadar iyiyse güç de o kadar iyi oluyor."
Quinn tüm bunları izlese de fena halde hırpalanmış olan Vorden'a bakmadan edemiyordu. Momo'nun ne halt yemeye orada dikilip tüm sınıfa sunum yaparmış gibi rahatça konuştuğunu da merak ediyordu.
"Bu yüzden biz ikinci sınıflar, siz canavar silahı sınıfındakilere ve diğer birkaç birinci sınıf öğrenciye bir kestirme yol sağlamaya karar verdik. Bugün size bu topları kullanarak bir canavar silahını aktive etmeyi öğreteceğiz."
Bu sırada birinci sınıflardan biri elini kaldırarak, "Umm affedersiniz ama bundan herhangi bir öğretmenin haberi var mı?" dedi.
Anlık bir sessizlik oluşurken birinci sınıflar bile herhangi birinin bu durumda böyle bir soru sormuş olduğuna inanamıyordu. Bunun öğretmenlerin arkasından çevrilen bir iş olduğu barizdi.
Derken kenardan bir ikinci sınıf öğrenci, öne çıkarak bu soruyu soran öğrencinin suratına yumruğunu indirdi. Ve onu bayıltana dek yumruklarını sallamaya devam etti.
"Başka sorusu olan var mı?" dedi Momo.
Ödü kopan birinci sınıf öğrencilerden çıt çıkmıyordu. Az önce soru soran öğrencinin başına gelenleri gördükten sonra hiçbir şey söylemek istemiyorlardı.
"İyi." diyen Momo devam etti. "Şimdi açıklamaya gelelim, görmüş olduğunuz canavar taşları ekipmanınızı aktive etmeniz amacıyla üretildi, yani dürüst olmak gerekirse epey işe yaramaz şeyler ama gösteriş için iş görüyorlar. Tıpkı vücudunuzdaki yeteneği aktive eder gibi önünüzdeki topa konsantre olmanız gerekiyor. Onu bedeninizin bir parçası olarak görmeli ve yeteneğinizi ona odaklamalısınız."
Bu sırada Momo'nun elindeki top ansızın siyahtan yeşile döndü.
"Genellikle aktive olan silahlarınız renk değiştirmezler ama az önce de söylediğim gibi bu topların tek amacı sizlere silahlarınızı nasıl aktive edeceğinizi öğretmek. Rengin değişmesiyse aktive olduğu ve kuvvetinin arttığı anlamına gelecek. Şimdi, bugün sizlerle atış talimi yapacağız."
Ardından ikinci sınıf öğrenciler Vorden'ı sahneden alarak diğer birinci sınıf öğrencilerin bulunduğu zemine indirdi.
"Gördüğünüz üzere özel bir hedefimiz var, bir mermi bile ona nüfuz edemez, yalnızca bir canavar silahı işe yarayabilir. Yani bugünkü dersimiz top atarak hedefi vurmak. Basit, öyle değil mi?"
"Ne, buna iznimiz var mı gerçekten?"
"Böyle bir şey yaparsak başımız derde girmez mi?"
"Ne kastediyorsunuz, öğretmenler daha önce yediğimiz dayakları umursadılar mı ki bunu umursasınlar? İkinci sınıflar bunu yapıyor, çünkü paçayı sıyırabileceklerini biliyorlar. Onlar bizden daha uzun süredir buradalar."
Momo kalabalığı incelemeye başladı ve en sonunda gözleri Quinn'inkilerle buluştu.
"Oh, neredeyse unutuyordum, buradaki deli herif, fark etmeyeceğimizi düşünerek biz ikinci sınıfları tek tek hedef alıyordu. Uyarımıza kulak asmamakla kalmıyor, tamamen hiçe sayarak peşimize düşüyordu. Tam da bu salonda icabına baksak da lafımızı dinlemedi. Şimdi, bu uyarı hepiniz için. Okuldaki akışı bozmaya çalışanların başına gelecek olan budur."
Derken ikinci sınıflar siyah canavar taşlarıyla dolu kutuları yere devirdi ve her biri zeminde yuvarlandı. Sayıları, her öğrencinin Vorden'a en az bir taş atmasına yeter de artardı.
"Evet, ilk kim başlamak ister?" dedi ikinci sınıflardan biri. "Acele edin bakalım, eğer hiçbiriniz gönüllü olmak istemezse birinizi seçmek zorunda kalacağım."
Beklenildiği üzere tek bir kişi bile gönüllü olmadı. Öğrenciler kendilerinden güçsüz kişilere karşı merhametsiz olsalar da bu defa durum farklıydı. Normal şartlarda gösterilen muamele daha iyi olsa da ikinci sınıflar Vorden'ı hedef alıyor gibi görünüyordu. Her ne yaptıysa gerçekten canlarını sıkmış olmalıydı.
"Peki öyleyse, hey kahverengi saçlı kız, sen başlıyorsun." diyen ikinci sınıf öğrenci, kızın eline bir top bıraktı.
"Ben... Ben yapamam." dedi kız.
"Gerçekten mi? E madem yapamazsın, öyleyse tahtaya seni koymamıza ne dersin?"
Bunu duyan kızın suratı anında asıldı. Yalnızca seviye 2'ydi ve o da cezalardan payına düşeni almıştı ama bu kadarı çok fazla görünüyor ve bu cezayı alan taraf olmak istemiyordu.
Tek bir kişi bile onu destekleyecek mi diye etrafına bakınsa da herkes göz temasından kaçınıyormuş gibi görünüyordu.
"İyi, ne yapacağını biliyorsun, değil mi?"
Elindeki topa bakan kız, konsantre olmaya başladı. Ve top, olabilecek en belirsiz yeşil tonuyla aydınlandı.
"Yalnızca seviye 2 birinden beklenileceği üzere güçsüz bir renk. Oh neyse, endişe etme, yeterince sağlam fırlatırsan yine de hedefe ulaşacaktır, meraklanma. Hedefteki oğlana vurursan sana tam puan vereceğiz."
Genç kız bir müddet tereddüt ederek gözlerini kapattı.
"Fırlat şunu!" dedi oğlan.
Ve daha fazla oyalanamayacağını bilen kız, topu gücüyle fırlattı. Ancak top ağırdı ve Vorden'a ulaşmayı başaramayarak uzağına düştü.
Bunu gören oğlan, "Çık git." dedi ve kız çabucak salonu terk etti. "Sıradaki!"
Sıradaki öğrenci bir erkekti ve güç seviyesi 2.5 idi fakat topu eline aldığında canavar özünün güçlerini daha çok aktive ederek renk değiştirmeyi başardı. Ve önceki kızın aksine pek tereddüt etmedi, çünkü yapması gereken şey üzerine düşünecek daha çok vakti olmuştu.
Topu sertçe fırlattı ve dosdoğru Vorden'ın midesine ulaştırmayı başardı. Darbe sağlamdı ve Vorden öksürerek zemine kanlarını saçtı.
"Görüyorsunuz ya, işte mükemmellik budur, sizler de toplarınızı tam olarak böyle fırlatmalısınız."
Layla ve Quinn, başından beri arka taraftan bu olup bitenleri izliyordu. Odaya giren son kişiler onlardı ve Layla, Vorden'a kin güdüyor olsa da bu yaptıklarının doğru olmadığını biliyordu.
"Piçlere bak, nasıl böyle bir şey yapabilirler! Quinn, git Leo'yu çağır, o bu kargaşaya bir son verebilir." Ancak Layla böyle söyleyip yanına dönse de Quinn ortalıkta görünmüyordu.
İşte tam da o anda Quinn, öğrencilerin önüne geçmiş şekilde, "Beni seçin! Ben de denemek istiyorum!" dedi.
Bu manyağın aklından neler geçiyor diye düşünen Layla'ysa Quinn'i sersemleyerek izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Vampir Sistemim [ÇEVİRİ]
Fantasyİnsan Irkı, vahşi Dalki ırkı ile savaş halindeydi ve yardıma her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarında ONLAR öne çıkmaya başladılar. Yüzlerce yıldır gölgelerde saklanan insanlar, yeteneklere sahip insanlar. Bazıları savaşı kazanma umuduyla bi...