Bölüm 39 - Eğitim
Vorden'ın ses tonuna bakılırsa her an patlayabilirdi ve Layla da buna hazırlıklıydı. Yeteneğini anında kullanabilir halde olmak için tetikte bekliyordu. Quinn bile Vorden'ın ne yapacağından emin değildi.
"Vorden, Layla'nın söylediği doğru mu, ona saldırdın mı?" Quinn, olayı yatıştırmak için usulca söyledi.
Quinn'in sorusunu işiten Vorden'sa titremeyi keserek kafasını kaldırdı.
"Üzgünüm, sana saldırdığım için özür dilerim. Quinn'in kanını görünce saldırgan intikam almak için geri dönmüş olabilir diye düşündüm. Bana ve Peter'a da saldırmaya gelmiş olabilirsin sandım." diye açıkladı Vorden. "Haberin var mı bilmiyorum ama Peter sadece seviye 1 ve benim saatim seviye 5 olduğumu söylüyor olsa da yetenek kullanmak için insanlara dokunmam gerekiyor. Yani kapıya dayandığında ilk harekete geçen taraf olmaktan başka şansım yoktu."
"Sana nasıl inanabiliriz ki?" diyen Layla'nın canı hala tüm bu olanlar yüzünden sıkkındı. Ona göre Vorden'ın dengesiz bir karakter olduğu gayet netti. Ruh hali ve aklından geçenler sürekli değişiyor gibiydi. Daha saniyeler önce yeniden saldıracak gibiyken bir anda sakinleşmişti ve Layla bunu yemeyecekti.
Bununla birlikte Quinn bile Vorden'ın tuhaf davrandığını hissediyor, Vorden sürekli bir şeyleri gizlemeye çalışıyormuş gibi görünüyordu. İkinci sınıflarla arasında geçenler sorulduğunda da Layla meselesinde de aynı şeyi yapmıştı.
"Şimdilik sizi kendi halinize bırakacağım." dedi Vorden. "Olanlar için üzgünüm. Quinn, bir şeye ihtiyacın olursa haber vermen yeterli." Sonra da sandalyesinden kalkarak ikiliyi yalnız bıraktı.
"Ne kastettiğimi anlıyor musun?" dedi Layla. "Bu adam dengesiz. Seni birkaç kez korumuş olabileceğini ve henüz sana bir zararı dokunmadığını anlıyorum ama onun gibi biri her an canını yakabilir."
Quinn, Layla'nın haklı olduğunu biliyordu. Bu Vorden'ın tepesinin atışını gördüğü ne ilk ne de son seferdi. Ama nedense diğerlerinin aksine Quinn, Vorden'dan korkmuyordu.
Sergilediği saldırganlıkların hiçbir zaman kendisine yönelik olmadığını hissediyordu.
Bu esnada koridora çıkıp elementsel dövüş dersine yönelen Vorden, çabucak yol üzerindeki boş bir sınıfa girmeye karar verdi. Ve duvara yaslanarak derin bir nefes aldı. Eline baktığında kanının aktığını görebiliyordu.
Yumruğunu öyle sıkmıştı ki tırnakları avcunu parçalamıştı.
"Neden yoluma çıktın ki, o kıza dersini verebilirdik!"
"Sana ne söyledim ben, bizi en başta bu kargaşanın içerisine sürükleyen sensin zaten. Ona sen saldırdın. Bu başından beri bizim hatamızdı."
"İyi, ama sen bizi bastırdıkça ufaklığın öfkesinin giderek artacağını da anla lütfen. Quinn'in uzaklaşmaya çalıştığını düşündükçe tepesi atacak ve kontrolü ele geçirdiğinde senin ve benim yapabileceğimiz hiçbir şey olmayacak."
"İşin o noktaya gelmesine müsaade etmeyeceğim."
"Bu işe dahil olduğun için üzgünüm Quinn, ama ufaklık tarafından seçilecek kadar şanssızdın maalesef."
Kahvaltının sona erişiyle Layla ve Quinn'in canavar silahı dersine geçme vakti gelmişti. Odaya girdiklerinde gördükleri üzere Fei, Brandon ve Loop ortalarda yoktu. Tabii ki Fei ve Brandon dersten atılmışken Loop, yeni bir dövüş sınıfına geçme kararı almıştı. Quinn'den olabildiğince uzaklaşmak istiyordu.
Leo, sınıfın önüne geçerek o günkü dersin talimatlarını vermeye hazırlandı.
"Evet, bugünkü dersimizde bireysel olarak pratik yapacağız. Son birkaç günü silahlarınızla dövüşerek geçirdiniz. Şimdiyse silahlarınıza alışmayı öğrenmek zorundasınız. Onları nasıl bedenlerinizin bir parçası haline getireceğinizi. Belki de silahınızla yeteneğinizi birlikte kullanmak için eşsiz fikirler geliştirirsiniz. Yarın da bugünkü çabalarınızı uygulamaya koyacaksınız."
Böylece herkes silahıyla ayrı bir köşeye geçti. Birkaç öğrenci yere çökerek yeteneğiyle silahını nasıl birleştirebileceğini düşünmeye başladı. Bir öğrenci kırbacını alevlerle sarmalayıp alevli bir kırbaç haline getirirken bir başkası da kalkanını kaldırarak dikenlerle kaplanmasını sağladı.
Quinn'inse ne yapacağıyla ilgili en ufak bir fikri yoktu. Tek becerisi kolay kullanılan bir şeydi ve elini sallamaktan başka bir kullanım şekli yoktu ancak Quinn'in her şeyden önce istediği şey, nasıl savaşacağını öğrenmekti.
"Keşke bana bu şeyleri nasıl kullanabileceğimi öğretebilecek biri olsaydı." dedi Quinn, iç çekerek.
[Dövüş dersi talebi etkinleştirildi.]
[Uygun bir silah şu anda kullanımda.]
[1. seviye göğüs göğse dövüş gösterilecek.]
Quinn, ağzından çıkanlarla sistemdeki bir şeyleri tetiklemişe benziyordu. Daha sonra gözlerinin önünde bir video oynamaya başladı.
Onun gördüğü şeyi başkaları da görebiliyor mu diye çabucak etrafına bakınsa da ona özel bir şeymiş gibi görünüyordu.
Videoda uzun saçlı ve uzun boylu sarışın bir adam, geniş ve boş bir odanın içerisinde tek başına dikiliyordu. İki elinde de Quinn'inkine benzer eldivenler vardı ancak genç adam, çok daha güçlü görünüyordu ve eşi görülmemiş bir güzellikteydi. Ki bu, Quinn'in daha önce bir erkek için hiç söylemediği bir şeydi.
Fark ettiği bir diğer şeyse genç adamın delici, kırmızı gözleriydi.
"Merhaba ve çaylaklar için göğüs göğse dövüş derslerine hoş geldiniz." dedi sarışın adam, neşeli bir ses tonuyla. "Üzerinden ne kadar vakit geçtiğini bilmiyorum ama bu videoya denk geldiyseniz bizden birisiniz demektir. Ve sizlere sağlanan bu bilgilerin sizin çağınız ve yaşınızda işe yaramaz olmadığını umut ediyorum."
Adamın görünüşü ve sözleri, Quinn'e tam olarak kim olduğunu düşündürmüştü ve onun bir vampir olduğuna inanmak için yeterli sebebe sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Vampir Sistemim [ÇEVİRİ]
Fantasyİnsan Irkı, vahşi Dalki ırkı ile savaş halindeydi ve yardıma her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarında ONLAR öne çıkmaya başladılar. Yüzlerce yıldır gölgelerde saklanan insanlar, yeteneklere sahip insanlar. Bazıları savaşı kazanma umuduyla bi...