Bölüm 45 - Zorlu Mücadele
İkinci sınıflar tarafından etrafı tamamen sarılan Quinn, kuşatmadan kaçma çabasıyla bir adım attığı anda bir rüzgar saldırısıyla karşılaştı. Ancak ellerini kaldırıp o saldırıyı durdurmayı başarsa da arkasından ikinci bir darbe daha yedi.
[12/20 CP]
Saldırılar yeteneklerin karışımıyla devam ediyordu ancak çoğu seviye 2 rüzgar veya toprak gibi güçsüz elementsel yeteneklerdi. Ancak dört bir yandan saldırıya uğradığı için saldırılar hızla birbirine ekleniyordu.
Quinn ön tarafından gelen saldırıları engellemeye devam etse de diğer yönlerden darbe yiyordu.
[11/20 CP]
[10/20 CP]
[9/20 CP]
Kısır döngü söz konusuydu. Belli bir dereceye dek yaralandığında Kan Bankası otomatik olarak etkinleşip Quinn'i iyileştirecekti fakat bu bile onu bu işten kurtaramazdı. Yine de böyle bir şey yaşayacağını biliyordu. Başından beri kazanmak gibi bir beklentisi yoktu.
Darbelerin doğurduğu acıyı hiçe sayıyor ve tüm saldırılardan kaçınmaya çalışıyordu. Bu sırada öğrencilerden birine doğru hücum etti. Aynı anda da iki yanından iki darbe aldı ve bedeninde iki koca kesik açıldı.
[8/20 CP]
[7/20 CP]
Fakat umursamadı ve hızlı davranıp bacaklarındaki kuvveti kullanarak kendisini ileri taşıyabildi, ikinci sınıf öğrencilerden birini kavradı. Sonra da kolundan tuttuğu gibi arkasına geçip pençelerinden birini öğrencinin boynunda tutarak onu kendine kalkan etti.
Sınıf arkadaşlarını vurabileceklerinden korkan ikinci sınıflar saldırmak konusunda tereddüde düşerken Quinn, önündeki öğrenciyle birlikte sırtını duvara verinceye dek geri çekildi.
"İkimiz de ona zarar vermeyeceğini biliyoruz, Quinn." dedi Momo. "Fazla sert saldırır ve onu öldürürsen başın derde girer, fazla hafif saldırırsan da üzerine atılırız ve ölmüş olmayı dilersin."
Quin Momo'nun haklı olduğunu kabul etmekten nefret etse de öğrenciyi öldüremezdi ve onlara arkasını döndüğü anda indirilirdi, dolayısıyla tek bir seçeneği vardı.
Pençeli elini kullanmadan kolunu öğrencinin boynuna dolayarak onu boğmaya başladı. Ve kuvvetinden faydalanarak en nihayetinde bilincini yitirinceye dek devam etti.
[50 TP kazanıldı.]
[275/400 TP]
"Güzelim puanları ziyan etmek olmaz." dedi Quinn.
Öğrenci yere yığıldığı saniyede diğerlerinin hızlı ve öfkeli saldırıları başladı. Sırtını duvara vermiş olan Quinn, artık büyük bir çoğunluğunu engelleyebiliyordu, bir sürü darbeden kaçınmaya başlamasıysa aklına test merkezini getiriyordu.
İçerisinde bulunduğu durum, hologram dikenlerin üzerine geldiği çeviklik testine benziyordu. Fakat bu saldırılar çok daha güçlü ve sayısal olarak çok daha fazlaydı, en nihayetinde de birinin kendisine ulaşması kaçınılmazdı.
[6/20 CP]
Ancak ansızın saldırılar durdu ve Momo elinde kırbacıyla öne çıktı. O kırbacı gören Quinn, geçen seferki saldırıda canının 7 puan düşürmüş olduğunu anımsadı. Yani şu anda ikinci bir darbe yiyecek olursa canı 0'a düşebilirdi.
Canı 0 olduğunda ne olacağını hala bilmiyor olsa da bunu öğrenme vakti olmadığı kesindi. Hiçbir şansı yoktu, kendisini iyileştirmek için Kan Bankasını kullanmak zorunda kalacaktı. Diğerleri bunu görse de vampir olduğu açığa çıkmazdı, yalnızca bir çeşit kendini iyileştirme yeteneği olduğunu zannederlerdi.
Ancak sorun şu ki halihazırda anormal bir güç sergilemişti. Bir de anormal bir iyileşme sergileyemezdi. Nadir durumlar dışında bir öğrenci iki yeteneğe sahip olamazdı ve bu da Quinn hakkında akıllarda daha çok soru doğmasına yol açardı.
Quinn ne yapacağına karar vermeye çalışırken Momo bir şeyler sezerek son saniyede kafasını çevirdi. Ve o anda kafasının yanından siyah bir top uçup gitti, sonra da havanın ortasında durarak bir anda yön değiştirip Momo'ya döndü.
Momo kırbacını savurarak topu ikiye böldü. Arkasını döndüğünde de Vorden'ı orada dikilir halde buldu, ikinci sınıflara ne oldu diye bakındığı anda ise bir kısmının çoktan indirildiğini, geri kalanların da Layla ve Erin'le savaşmakla meşgul olduğunu gördü.
"Demek özgür kaldın, ha?" dedi Momo. "Geçen seferki dövüşümüzde neler olduğunu hatırlamıyor musun?" diye de alay etti.
"Geçen sefer o güçsüz tiple dövüştün, bu sefer benimle dövüşeceksin." dedi Raten. "Ben Vorden kadar iyi biri değilim."
Ardından iki elini birden kaldırdı ve yerden iki siyah top havalandı. Elleri havada sallandıkça toplar da aynı rotayı izledi.
Aslında telekinezi gücünü kullanırken ellerini kımıldatmasına gerek yoktu ama zihnini daha iyi odaklayabilmesine imkan tanıyordu. Bu sayede topları daha hızlı ve daha isabetli şekilde ilerletebiliyordu, neticede bu gücü hayatının büyük bir çoğunluğu boyunca ona sahip olan Layla kadar iyi kullanabilmesi mümkün değildi.
Toplar benzer bir döngüyle ellerine akıyor ve farklı yönlere saldırıyordu. Ancak Momo sadece öne veya arkaya adım atmak ya da bedenini hafifçe döndürmek gibi hareketlerle toplardan kaçınabiliyordu. En sonunda da bu işten usanarak tam da suratının ortasına gelen bir topu eliyle yakaladı.
"Anlaşılan gerçekten de geçen sefer olanları hatırlamıyorsun." diyen Momo, yumruğunu sımsıkı bastırarak ellerinin arasındaki siyah topu yok etti. Sonra da nerede olduğuna bile bakmaksızın diğer topu yok etmek için kırbacını savurdu.
Quinn yardım etmek istiyordu. Momo'nun sırtı dönükken şansını denemeyi düşünüyordu ama daha adımını dahi atmadan kırbacı savrularak Quinn'in hemen önüne indi.
"Aklından bile geçirme!" Momo dedi.
Quinn tek bir adım bile atmamışken Momo, harekete geçmişti. Doğru an için beklemeye geçen Quinn tamamdır diyerek bir kez daha hareketlenmeye yeltendiği andaysa Momo, yeniden ona imkan tanımadan kırbacını savurdu.
"Yok artık?" diye düşündü Quinn. Momo şu ana dek yeteneğini herhangi bir şekilde açığa vurmamışken az önce yaptığı şey, o yeteneğin bir parçasıymış gibi görünüyordu.
Ve Quinn'in iki tahmini vardı. Ya zihin okuma gücüne sahipti ya da geleceği görme gücüne.
Hal böyleyse onları zorlu bir mücadele bekliyor olmalıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Vampir Sistemim [ÇEVİRİ]
Фэнтезиİnsan Irkı, vahşi Dalki ırkı ile savaş halindeydi ve yardıma her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarında ONLAR öne çıkmaya başladılar. Yüzlerce yıldır gölgelerde saklanan insanlar, yeteneklere sahip insanlar. Bazıları savaşı kazanma umuduyla bi...