4. BÖLÜM

12.1K 690 316
                                    

"SİLAH"

Şu hayatta tek korktuğum şey, sevdiklerimin tehlikede olmasıydı. Annem, babam ve kardeşimden sonra sevdiğim hiç kimsenin kalmaması, daha sonradan da kalmayacak anlamına gelmiyordu.

Şimdi ise okuduğum mesaj, sevdiğim kişinin/kişilerin tehlikede olduğunun göstergesiydi. Burada yeni bir aile, yeni bir hayat bulmuştum. Ve o ailenin benim gibi biri için dağılmasını istemiyordum.

'Öldürürüm' diyordu cümlesinde. Ölmek demek, birdaha görememek demekti. Bu demek oluyorki 'eğer hattını değiştirirsen, birdaha göremeyeceksin.'

Titrek bir nefes verdim dışarıya. Elimin titremesi de cabasıydı. Alt dudağımın dişlerimin arasında ezip Gülsüm anneye zorlukla gülümsedim.

Benim bir an önce buradan ayrılmam gerekiyordu. Eğer daha fazla burada kalırsam, bu aileyi de tehlikeye atacaktım. Zaten başından beri buraya gelmem hataydı benim. Başımda böyle iğrenç bir bela varken, bir aileye misafir olarak gelmek benim aptallığımdı.

"İyi misin, güzel kızım? Yüzün kireç gibi oldu." Telefonun ekranını kilitleyip cebime koydum. Şu anlık kimseye bu durumu belli etmemem gerekiyordu. Ve en yakın zamanda benim bu evden ayrılmam, kendime yeni bir ev tutmam gerekiyordu.

"Ben, iyiyim Gülsüm anne." Her ne kadar gülümsemeye çalışsam da, boğazımdaki yumru beni ele vermek için git gide daha çok büyüyordu sanki. "Dün hiç uyuyamadım da, gidip biraz dinlensem sorun olur mu acaba?"

"Olur mu öyle şey kızım? Gidip dinlen tabi." Minnettar bir şekilde gülümseyip adımlarımı odama yönelttim. Gerçekten biraz dinlensem hiç fena olmazdı.

Odaya girip kapıyı kapattıktan sonra telefonumu yatağa attım. Başım fena derecede zonkluyor, dizlerim bugüne inat titriyordu. Zorlukla yatağa oturup başımı ellerimin arasına aldım. Şakaklarımdan akan terlerle kriz geçireceğimi anlamam çok uzun sürmemişti.

Askılıkta duran çantamdan ilaçlarımı alıp ağzıma attım. Ardından komodinin üzerinde duran pet şişeyi dudaklarımın arasına koydum ve sudan birkaç yudum içtim.

Boyumdan omurgama doğru akan terle üzerimdeki kıyafeti çıkarttım ve sütyenimle kalmayı tercih ettim.

Birkaç dakikanın ardından tekrardan telefonumun titremesiyle elimdeki bluzu tüm gücümle sıkıp duvara fırlattım. Her an ağlayacak durumdaydım ve bu beni aşırı yoruyordu.

Burnumu çekip yatağın üzerindeki telefonu aldım ve mesajlar bölümüne girdim. Tam da tahmin ettiğim gibi, mesaj ÖZEL NUMARA' dandı.

ÖZEL NUMARA: Aferin güzelime. Yavaş, yavaş yola geliyorsun.

"Kimsin Allah'ın cezası!" Sadece bağırmakla yetindim. Çünkü özel numara olduğu için mesaj veyahut herhangi bir şey gönderemiyordum. Lakin, bu her kimse sanki beni duymuş gibi anında cevap verdi.

Perdenin Ardındaki Yüzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin