10. BÖLÜM

9.1K 472 199
                                    

"MEZARLIK"

"Anne, Aden bana annemler seni evlatlık aldı dedi." dudaklarımı büzmüş anneme duygusal konuşmamı yaparken, annem işaret ve orta parmağıyla burnumu sıktı.

"O nasıl söz kızım? Sen benim ilk göz ağırımsın, Aden ise benim son göz ağırım. İkinizi de ayrı, ayrı seviyorum. Ne eksik ne fazla." Tek dizini kırıp bana sarıldı. "Nerede kardeşin şimdi?"

"Buradayım!" Arkadan gelen Aden'in sert sesiyle kaşlarımı çattım. "Ama o da bana, annemler hiçbir zaman seni sevmeyecek dedi."

"Aaa! Olur mu öyle şey? İkiniz de benim bebeklerimsiniz. Hem, size küslük yakışmaz. Sarılın bakayım." Aden paytak adımlarıyla bana doğru gelip kollarını iki yana açtı.

"Hadi annecim, sende kollarını sarıl kardeşine." Aden'e şefkatle gülümseyip kollarımı açtım ve benden biraz daha küçük bedenine sımsıkı sarıldım.

"Seni çok seviyorum, kardeşim." Yanağını öpüp tekrardan sarıldım. "Her ne olursa olsun, seni koruyup kollayacağım."

"Bende abla, seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim. Her şeye rağmen yanında olacağım."

Şimdi ise kardeşimin yanındaydım. Buraya nasıl geldim hatırlamıyordum. En son özel numaradan mesaj gelmişti. Daha sonrasında ise, Ediz'le sarıldığımı daha yeni fark ediyormuşum gibi büyük bir nefretle Ediz'i itmiş, soluğu mezarlıkta almıştım.

"Özür dilerim kardeşim. Ne ben seni koruyup kollayabildim, ne de sen benim yanımda olabildin."

Gülümseyip mezar taşını öptüm. Ardından yağmurlu havaya inat başımı ıslak toprağa koydum. Gözlerim kapalı, eskiden yaşadığımız anıları zihnimde canlandırıyordum.

Aden'le banyodayken şampuanın boş kutusuyla şarkı söylediğimizi, doğum günümde pastayı bana yedirmek yerine suratımı pastaya batırması, mahalledeki kızlara karışıp en sonunda çığlık çığlığa ağlayarak onları bana şikayet etmesi...

"Çok özledim seni." Toprağını öptüm. Bir anda omuzlarıma siyah bir ceket örtüldü. Paçuli kokusuna bakılırsa gelen kişi Ediz'di.

"Seni anlıyorum," dedi soğuk bir sesle. "Kardeşini öldüren kişinin ben olması seni şaşırttı. Bunu anlayabiliyorum, fakat vurmak zorundaydım. Eğer ben vurmasaydım o seni vuracaktı. Ve şu an Aden yerine sen bu toprağın altında yatacaktın. Kardeşin ise terör örgütüyle beraber masum insanların canını yakmaya devam edecekti."

"Vurmak zorunda mıydın?"

"Zamanım yoktu." Başımı topraktan kaldırıp Ediz'e çevirdim. Kendini kanıtlamak istercesine bana bakıyordu. "Biliyorum, çok acı çekiyorsun ama..."

"Evet, acı çekiyorum." Gözümden birkaç damla yaş düştü. Ediz, gözümden düşen yaşı silmek için elini kaldırdığında hızla geri çekildim. "Katilsin!"

Perdenin Ardındaki Yüzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin