2. BÖLÜM

16.3K 934 244
                                    

"TAKİP EDİLİYORUZ!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"TAKİP EDİLİYORUZ!"

Kulaklarımda hâlâ gitmeyen o çınlama yavaş, yavaş başımı ağrıtıyordu. Etrafımdan bana telkin veren insanları duyamıyordum. Yüzümdeki kurumaya yüz tutmuş kanı, silen kişiyi bile göremiyordum. Sanki gözlerimi sonsuzluğa kapatmış gibiydim. Ne ara dizlerimin üzerine çöktüm, haberim bile yoktu.

"Kardeşim, kurtaracağım seni!" Bağırdım, benden alıp götürülen kardeşimi ellerinden almak için çığlık çığlığa haykırdım. "Aden! Alacağım seni ablacım." Ve o an ormanı inleten güçlü bir silah sesi duyuldu. Son duyduğum ses ise kardeşimin acı çığlığı olmuştu.

Şimdi ise aynı ses kulaklarımda yankılanıyordu. Hâlâ koca bir boşluğa bakıyor, yüzüme sıçrayan kanları yok saymaya çalışıyordum. Birinin ellerini yüzümde hissettim. Bir başkasının ellerini ise omzumda...

"Beni duyabiliyor musun?" Beynim sanki algısını yitirmişte geri gelmiş gibiydi. Titrek bir nefes verip beni kendime getirmeye çalışan adama baktım. Gözlerinde telaş vardı. "Beni duyuyorsan hareket et, bir şey yap!" Yavaşça başımı eğip beyaz önlüğüme baktım. Bu sabah mutlulukla giydiğim önlüğüm, şimdi kanlar içindeydi.

"Tahsin, arabayı hazırla koçum!" Karşımdaki asker her kimse beni, üstümün kanlı olmasını umursamadan kucağına alıp arabaya kadar taşıdı. Ve dikkatle beni koltuğa oturtup kemerimi bağladı.

Arabanın kapısını açtı. İçine bindi. Çalıştırdı. Merkezdeki hastaneye götürdü. Tekrar kapısını açıp arabadan indi. Benim kapımı açtı ve beni kucağına aldı. Lakin ben hâlâ sessizce durmaya devam ediyordum.

"Doktor! Hemşire! Biri baksın lan buraya!" Adamın bağırışının hemen ardından bedenimin sedyeye yatırılışını hissettim. "Neyi var?"

"Şok geçiriyor."

"Şok geçiriyor." Bu sözü en son on üç sene önce, kardeşim öldükten birkaç saat sonra duymuştum. "Şu an kendinde değil, bizi duysa bile cevap veremez.

"Bizi duysa bile cevap veremez..." Gözümden birkaç damla yaş aktı. Bunu karşımdaki adam gördümü, bilmiyorum ancak tam o an elimi tutan sıcak bir el hissettim.

Koluma giren iğrenç acıyla birkaç dakika daha boşluğa bakmaya devam ettim. Daha sonra gözlerim kendiliğinden kapandı.

🍀

"Ne zaman uyanır?" Uzaktan duyduğum erkek sesiyle gözlerimi araladım. Gördüğüm ilk şey, bembeyaz loş ışıklı bir odaydı. Daha sonra askeri üniformalı adamı gördüm. Bu görüntü istemsizce dudağımın kıvrılmasına neden oldu.

Perdenin Ardındaki Yüzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin