"ZEHİR"
Şaşkındım. Şaşkındık. Lavaboda duyulan yüksek ritimli kalp sesleri duvarlara çarpıp tekrardan kulaklarıma doluyordu.
Ediz, yanağımdaki elini yavaşça yamuk, yumuk kesilmiş saçlarıma getirip okşamaya başladı. Ve o an saçlarım tekrardan can buldu.
Titrek nefeslerim Ediz'in dudaklarıma çarpıp yüzümde buhar etkisi yaratırken, gülümsemeden edememiştim. Aşağıda sallanan ellerimi Ediz'in boynuna dolayıp alt dudağını ısırdım. Fakat Ediz, ısırmamla birlikte derince inleyip dilini, dilime doladı.
İlk öpücüğünü Ediz vermeni anlarımda, lavaboda bu denli öpüşmenizi anlamıyorum
İç sesimin söylediği cümleyi es geçip Ediz'in dudaklarıma konsantre olmaya çalıştım. Öyleki, nefessiz bir şekilde öpüşüyor, onun düzensiz nefesini hissetmeye çalışıyordum.
Artık nefes alamadığımı anlayınca zorlukla dudaklarımı, dudaklarından ayırdım. Ancak hâlâ gözlerimi kapalıydı.
"Kalbinin ritmi..." Dedi iri avucunu kalbimin üzerine koyarak. "Hiçbir zaman durmasın, Adin'im. Sen hiçbir zaman benden ayrı kalma. Şu an yüzüme üflediğin soluğun, hiçbir zaman yavaşlamasın." Gözlerimi, yeni doğmuş bir bebeğin gözlerini yavaş ve kısık bir şekilde açtığı gibi açıp, Ediz'in bana şefkatle bakan gözlerine diktim.
"Seni seviyorum Ediz Yağızoğlu." Heyecandan konuştuğum için Ediz erkeksi bir şekilde kıkırdayıp alnımı uzunca öptü.
"Seni seviyorum, Korkmaz kızı." Bir anda kapının tıklatılmasıyla sanki çıplak yakalanmış gibi kendimi hızla Ediz'den ayırıp telaşla kapıya baktım. "Korkma, bizimkilerden biridir." Ediz, kilidi çevirip kapıyı açtığında kapının ardında gördüğüm Mete'yle yutkundum.
Bana uzun, uzun baktıktan sonra sertçe "Sevcan uyandı." Deyip yanımızdan bir hışımla ayrıldı. Ben Sevcan'ın uyanmasına mı sevineyim, yoksa Mete'nin bize öyle tepki verdiğine mi şaşırayım bilememiştim.
Heyecanla Ediz'e döndüm. "Uyanmış!" Artık benimkisi nasıl bir heyecansa Ediz'i lavaboda bırakıp Sevcan'ın odasına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Kapının önüne geldiğimde direktmen içeriye girip yatakta halsiz bir şekilde yatan Sevcan'a baktım. Yanında ise Gülsüm anne oturuyordu.
"Sevcan," Gülsüm anne heyecanla ayağa kalkıp bana sarıldığında bende hızlıca karşılık verip, kollarımı beline doladım.
"Uyandı! Hatta uyandıktan sonra söylediği ilk cümle 'Adin...' oldu." Bakışlarımı; bana gülümseyen kıza çevirip yanına doğru adımladım.
"Geldim." dudaklarını zorlukla kıvırdı.
"A... Ad..."
"Şşşh, zorlama kendini Sevcan." Beni umursamayıp tekrardan dudaklarını araladı.
"A... Adin..." zorlukla ismimi söylediğinde derin nefes alıp gözlerini kapattı. Yatakta duran elini tutup samimi bir şekilde sıktım.
Az sonra kapı açıldığında Ediz heyecanla diğer tarafa geçip Sevcan'ın karşısına oturdu. "Güzelim. İyisin değil mi? Bir yerin ağrımıyor, değil mi birtanem?"
"A...abi" Ediz'e baktım. Ağlıyordu.
"Söyle, söyle abisinin canı." Dudaklarımı birbirine bastırıp arkama baktığımda Gülsüm annenin sessizce ağladığını gördüm. "Söyle güzelim."
"Abi..." Dedi tekrardan. Sevcan'ın ağzından ufak bir hıçkırık kaçtığında, Ediz şefkatle gözyaşlarını siliyor, ağlamamasını söylüyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/345438760-288-k306632.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perdenin Ardındaki Yüzler
ChickLit《☆》《☆》《☆》 Yeni tayin olduğu köyde, gittiği bir sağlık ocağında hemşirelik yapan Adin, birkaç hafta kalmak için yerleştiği evde güvendiği insanların gerçek yüzlerini öğrenir 《☆》《☆》《☆》 Başlangıç: 30 Temmuz 2023 🎶 Not!: Wattpad'ta 'Perdenin Ardındaki...