1. Bölüm

53.6K 1.8K 95
                                    

Hikayeye yeni başladım ancak devamı gelecek bundan emin olun. Lütfen hatalarımı ve yorumlarınızı yazmayı eksik etmeyin. Eleştrilere her zaman açığım..

+10 votede yeni bölüm gelir :)





Bütün gözler üzerimdeydi. Kızıl saçlarım yüzünden mi yoksa olabildiğince kısa şortumla üniforma kuralına karşı oluşturduğum tepkiden mi bilemiyorum.

Onları umursamayacak kadar meşguldüm. Adımlarımı sıklaştırdım ve beni izleyen gözlerden uzaklaşmaya çalıştım. Kulaktan kulağa konuşmalar her ne boksa artık takıcak halim yoktu. Sabahın köründe kaldırılmıştım ve daha dün gece Türkiye'ye geldiğimden yol yorgunluğu hala üzerimdeydi. İlk günden de okul olmaz ki!

Beni her dakika annemin ölümüyle suçlayan bir babam varken Amerika'da kalmam söz konusu bile olamazdı. Zaten ben kendi isteğimle gelmemiştim. Bana sorulmamıştı.

Şortumun dar cebinden sigaramı çıkarttım ve erkekleri etkileyecek kadar hoş kırmızı dudaklarımın arasına koydum. Çakmakla sigarayı yaktım ve içime derin bir nefes çektim. Havayı içime çekerken ciğerlerimde oluşan yanma hissi hoşuma gidiyordu. Bir süre etrafıma bakındım. Gözler hala üzerimdeydi. Erkek kız herkes bakıyordu.

Yuvarlak güneş gözlüğümden etrafı incelerken takım elbiseli bir adamın bana doğru hızlı adımlarla geldiğini gördüm. Gözlem yeteneğime dayanarak; 40'lı yaşlarına yeni girmiş evli olduğunu umduğum bir adamdı. Gömleği ütülü ve düzgündü. Saçları olduğunca şekilliydi. Bu berbat okula rağmen oldukça otoriter birisi gibi duruyordu. Kahverengi gözleri ve yüzündeki kusursuz çizgileri dikkat çekici noktalarıydı. Boyu epey uzundu da. Ben onu incelerken yanıma gelmişti bile.

"Okula bu kıyafetle gelmenin doğru olmadığını biliyorsun değil mi?"

Elini uzattığı gibi sigaramı alıp yere attı. Gözlerini gözlerime dikti ve sigaramı çiğnedi. Gözlerimi devirdim ama o bunu göremiyordu. Sessizliğimi korumaya devam etmiştim.

"Babanla konuştum." Babam,evet. Şu an umursadığım tek kişi (!)

"Harika haber!". Yüzüme sahte olduğu 1 km öteden anlaşılabilecek bir şekilde gülümsedim.

Gözlerini kaçırdı."Odamda bir kahve içmek ister misin? Ya da kahvaltı?".

"Hayır teşekkür ederim. Yeni yedim. Acaba... Sigaranız var mı? Sonuncuyu az önce attınız da." Başımı hafif yan çevirmiştim. Yüzümde muzip bir gülümseme vardı. Gözlüklerimi çıkarttım ve vereceği tepkiyi izledim. Anlamsızca güldü.

"Seninle sıkça görüşecek gibi duruyoruz." Gülümsedi.

"Yani sigaranız var mı?". Aptal rolü oynamak her zaman iyidir.

"Odamın yolu bu tarafta,Trish.". Eliyle okul binasının girişini işaret etti ve yürümeye başladı. Bende biraz sonra peşine takılmıştım. Odasına giderken hala bütün gözler üzerimdeydi. Göz kırpan erkekler, arkamdan fesatça dedikodu yapan kızlar... Dudak uçuklatan bir güzelliğimin olması devlet okulunda dikkat çekmişti anlaşılan.

Odaya girdiğimizde koltuğa oturmam için işaret etti ve kapıyı kapattı. Umursamaz tavırlarla koltuğa yayıldım. Adının Murat Soykal olduğunu öğrendiğim adam karşımda ciddiyetle bana bakıyordu.

"Bu okula neden geldiğini unutma Trish. Gözüm üzerinde olacak. Herhangi birisi laf attığında hemen bana gelmelisin. Bu okulda da başına bela açma mümkünse. Hareketlerin ailene bildirilecek.". Onu takmayarak etrafa bakıyordum. Tanrım ne kadar çok ödül vardı!

"Trish!".

Murat'a baktım. Sanırım ona hoca demeliyim.

"Evet?". Uzun bir iç çekti.

"Sınıfın 11-F. Başını derde sokma.".

"Hah bende bundan bahsediyordum.". 32 diş gülümsedim. Kapıya doğru yöneldim ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Ve gözler..

Her neyse yukarı doğru çıkmaya başladım. Telefonumun titreşimini hissettiğimde elime aldım ve gelen aramayı cevapladım.

"Evet?"

"İlk günün nasıl gidiyor?"

"Sence?"

Soruya soruyla karşılık vermek huy gibi kalmıştı üzerimde. Bunu babama karşı uygulamayı seviyordum.

"Her neyse. Okulda olup olmadığın için aradım okul çıkışı seni alıp eve götürecekler. Başına açacağın her belada kariyerim zedelenebilir. Dikkatli olmanı öneririm. Birilerinin canı yanabilir."

Yüksek sesle kahkaha attım. Bu sırada merdivenleri çıkmaya devam ediyordum.

"Hayatımın her dakikasının hesabını vermek senin için çok zor olacak.".

Sinirlendiğini hissedebiliyordum. Bir şey demesini beklemeden telefonu yüzüne kapattım.

Sınıfa girdiğimde ders başlamıştı. Gerçi dersi kaçırmak istercesine lavaboda makyajımla ilgilenmiştim ama konumuz bu değildi. İçeri girdiğimde hoca, sorgular gözlerle beni inceledi. Şimdiden aklında harika bir yerim vardır umarım (!)

"Sanırım yeni öğrencisin?"

Yalnızca soğukça yüzüne baktım.

"Kendini tanıtmak ister misin?"

Yine başlıyoruz.

"Sanmıyorum."

Sınıftakiler aralarında konuşmaya başlamışlardı bile. Uğultu yükselse de bayan hocamız bunu bastırdı.

"Sanırım tanıtmak zorundasın,hıh?"

Bir şey demeden yanı boş olan kızın yanına oturdum.

"İsmim Trish. Amerika'dan dün gece geldim."

Evet ve herkes zengin olduğumu anlar.. Gerçi zengin olduğum her halimden belli oluyordu.

"Oh! Ne harika. Yabancı dilin iyi olmalı?"

Güldüm.

"Amerika'dan gelip dili kötü olan birisi tanımıyorsanız, tam üstüne basmışsınız demektir."

Duraksadım.

"İyi."

"Her neyse o halde kendimi tanıt-"

"Gerek yok. Zamanla tanışırız zaten."

DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin