Bölüm çok çok gecikti, farkındayım. Hikayemi takip eden birkaç kişinin bulunması beni sevindirdi ve işim olmadığı sürece atmaya devam edeceğim.. <3
İyi okumalar..
HATIRLATMA..
"Neler oldu orada, bir an sesini duyamayınca!.. Bilmiyorum.". Tedirgin görünüyordu. Onu böyle görmek beni önemsediğini düşünmemi sağlamış gibi hissettirmişti. Tabi kısa sürmüştü, sırtımdaki ağrı onu yalanlarken nasıl böyle düşünebilmiştim ki?
"B-bilmiyorum.". Korktuğumu görünce kalktı ve yanıma oturarak başımı göğsüne yasladı.
"Tamam geçti.". Huzur verici sesi bana Ege'yi hatırlatırken gözyaşlarım ister istemez tekrar akmaya başladı. Fark etmesi uzun sürmemişti. Başımı göğsünden uzaklaştırıp yastığa yatırdı. Ayaklarımı da yatağa çıkarttıktan sonra havlunun üzerine bir de örtü örttü.
"Biraz dinlenmeye ihtiyacın var.". Gözlerini gözlerimden ayırıp odadan çıktığında sessizce ağlamaya devam ettim, ta ki gözlerim şişip kapanıncaya kadar..
..
Uyandığımda, bütün bu yaşananların bir kâbus olmasını diledim. Ancak yaşadığım bütün acıların gerçek olduğunu hatırladığımda tekrar kendime lanet ettim.
Yine aynı odadaydım. Ama bu sefer Yiğit yoktu. Belki bir şeyler yapabilirdim. Kaçamazdım ama birkaç eşyanın yerini tespit edersem belki kaçmak için fırsatım olurdu. Ağır ağır yataktan kalktım. Serumun tekerlekli olması işime yaramıştı. Ona tutunarak masaya kadar ilerledim. Masada telefon bulamamam tesadüf falan değildi. İçeride rehine varken bir de telefon mu bırakacakları yani?
Çekmeceleri açmayı denedim ancak hepsi kilitliydi. Lanet olsun!
Ayakta durmakta zorlanmaya başlamıştım ancak burada bitiremezdim. Kapıya doğru yürüdüm. Tedirginlikle korkunun karışımı bir duyguyla kapıyı açtım. Başımı dışarı uzatıp etrafa göz attığımda kimsenin olmadığını görmek beni mutlu etti.
Tekerleklerin çıkarttığı gıcırtı ayak seslerimi kapatırken boş ve uzun koridordan yürümeye başladım. Bulduğum ilk odaya daldığımda burasının misafir odası olduğunu görmek beni umutlandırdı. Masanın üzerinde duran telefon beni hiç bu kadar sevindiremezdi!
Hemen gittim ve elime aldım. Zaten en mükemmeli tuşlayacağım herhangi bir numara bilmememdi. Umutsuzlukla telefonu geri bıraktım. Buradan kaçmama imkan yoktu. Henüz lise yıllarındaki bir insan için oldukça fazlaydı bunlar...
Geri dönmem gerekiyordu. Odadan çıktığımı fark ederlerse dövmekten beter ederlerdi. Bileğimi biraz daha zorladığım takdirde bir daha tutmayacağının farkındaydım. Onu zorlamadan odadan çıktım ve koridordan geçtim. Elim kapının koluna iliştiğinde içimi saran büyük korku Yiğit'in gelmiş olabileceği korkusuydu. Bir süre bekledikten sonra kapıyı açtım ve içeri girdim. Kimsenin olmaması beni rahatlatmıştı. Yatağa geri uzandığımda ağrılarımın azalmasına ne kadar sevindiğimi anlatamam!
Belki biraz uyku iyi gelebilirdi. Gözlerimi tehlikeli odaya kapatmadan en son güneşin henüz batmakta olduğunu gördüm.
....
Gözlerimi zorlukla araladım. Hava zifiri karanlıktı. Bu odanın içine de yansıyordu tabi. Yanımda hissettiğim sıcaklıkla irkildim ve hızla doğruldum. Hızlı hareket ettiğim için sırtım ağrımıştı ve ağzımdan küçük bir inilti çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Teen FictionYüreğimin önüne acılardan inşa edilmiş kalın, soğuk duvarların yıkıldığı an, hayatımın değiştiği andı..