Gecikmeden dolayı üzgünüm, sınav haftasına denk geldi.
İyi okumalar..HATIRLATMA..
"Geçmiş konuları açmak acıdan başka bir şey getirmez.". Yanımdan geçerken son bir umut kolunu tuttum. Bakışları tekrar beni bulduğunda yutkundum.
"Lütfen, bazı şeyler düzelmeye başlamalı artık.". Erkek milleti değil mi? Bir şeyi yalvarmadan elde edemezsiniz.
"Aramızda kalacak?". Soruyla karışık tehdit mesajı yollarken başımla hızla onayladım. Kolunu bıraktığımda önünü bana döndü ve gözlerini gözlerime sabitledi. Konunun ciddiliği her halinden belliydi.
...
"Yiğit hakkında ne biliyorsun?". Bana yönelttiği soruyla başımı olumsuz yönde salladım.
"Hiçbir şey. Yalnızca psikolojik destek aldığını.". Başını yukarı aşağı salladıktan sonra devam etti.
"Babam, yüksek makamda bir iş adamıydı. Oldukça iyi durumdaydık, lüks hayattan bahsediyorum. Şehrin ileri gelen ikinci holdingiydi. Tabii birincisinden bahsetmiyorum bile, kimlere ait olduğunu az çok çözmüşsündür.". Başımla onayladıktan sonra derin bir nefes alarak devam etti. Yiğit'in ailesinin bu kadar zengin oluşu, belki de ona bu kadar rahat davranma izni veriyordu.
"İşte, annem o zamanlar iş turnesine çıkmıştı. Babam 2 yıl kadar boşluğa düştü. Evde bir kadın olmayınca ister istemez etrafa yöneldi. Kendi seviyesinin üstündeydi gözü hep.. Onun üstünde de Yiğit'in annesi vardı haliyle..". Şaşkınlıkla açılan ağzımı elimle hızla kapatırken dinlemeye devam ediyordum.
"Aralarında bir ilişki olmadı, tamam babam aşıktı ama Yiğit'in annesinin kendi ailesiyle ilgilenecek vakti yoktu. Bir de kocası var tabi. Gizli bir örgütün başkanı. Babamı öğrendiği gece öldürttü. O zamanlar Yiğit en yakın arkadaşımdı. Gözlerimin önünde oldu her şey ve.. ve onu Yiğit'e yaptırttı.". Gözlerimi kocaman açmış dinlerken bir yandan da elimle ağzımı kapatıyordum. Konuşamayacak duruma gelmiş olsa da devam etmekten geri de durmuyordu. Yiğit'in babasını öldürmüş olması içler acısıydı doğrusu. Berbat bir şeydi bu. İçine attığı bütün herşeyin çıkma vakti gelmişti anlaşılan.. Öfke, sevgi, ihanet..
"Ama.. Ama ben hiçbir zaman Yiğit'i suçlamadım. O masum bir çocuktu, ağlıyordu. Benim gibi o da üzgündü bu duruma.. Ancak, benim için babası artık yaşamamalıydı. Bunu da sağladım. Sonra her şey bozuldu. Örgüt bütün holdingi elimden aldı, annem yurt dışından dönemedi, yaşıyor mu onu bile bilmiyorum. Tek tesellim onun yaşıyor olma ihtimali ve Yiğit'in babasının yaşamıyor oluşu.". Geriye doğru bir adım atarken Batu akmak için deliren gözleriyle beni izliyordu.
"O, onu sen mi..?". Devamını getiremeyecek kadar şaşkındım. Ondan bunu beklemezdim.
"Mecburdum. Sana güvendim, anlattım. Bunu başkasına söyleme.". Bana attığı bir adıma karşı omuzlarından iterek onu kendimden uzaklaştırdım.
"Benden uzak dur! Katil!". Başını olumsuz yönde sallarken oldukça sakin duruyordu.
"Onu ben öldürmedim, dolaylı olarak öldürmüş olabilirim. Bilirsin güçlü örgütlerin hizmetçileri olur ve onları kullanarak uygulayabileceğin özel zehirler vardır. Sonucu kesin ölüm olur, çekebildiğin kadar acı çekersin. Üretimi Venedik'te yapılır. Tedavisi hala yok. Babasını ben öldürmedim.". Yaşaran gözlerime karşı onu tekrar ittim.
"Bir de geçmiş ben öldürmedim diyor! Sen o çocuğu babasız bıraktın!". Başını iki yana salladı. Sağ gözünden akan yaşı umursamadan konuşmaya devam etti. Hissettiği bir duygu yokmuş gibi hissizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
JugendliteraturYüreğimin önüne acılardan inşa edilmiş kalın, soğuk duvarların yıkıldığı an, hayatımın değiştiği andı..