Sınavlarım nedeniyle bölümde gecikme oldu, hepinizden özür dilerim ..
İyi okumalar..
HATIRLATMA..
Deniz bugün çok mavi..
Acaba o kızla ilgili bir şey miydi? Yoksa kullandığı ilaçlardan dolayı mı saçmalıyordu?
Yiğit sınıfa ne kadar çabuk dönmüştü böyle? En azından birkaç gün içeride tutmaları gerekiyordu onu. Tabi söylediklerimi ciddiye almışlarsa, neden tutsunlar ki?
Aklımı karıştıran bu binlerce soruya karşı yorgunluğum baskın gelmeye başlamıştı. Işığın sıcaklığı beni uykuya çekerken, direnmekten vazgeçtim.
....
"Efendim, sabah oldu. Babanız kahvaltıya bekliyor.". Gözlerimi aralayarak kapıdan bana seslenen kadına baktım.
"Geliyorum.". Kapının kapanma sesini duyduğumda elimi yana attım. Ege'nin şuan burada olmasını daha ne kadar isteyebilirdim ki?
Kalktım ve dolaba kısa bir göz attım. Üzerime özensizce geçirdiğim birkaç parça kıyafetle aşağı indim. Masaya yöneldiğimde babamın elinde gazete, kahvaltı etmekle meşgul olduğunu gördüm. Dün geceden eser yoktu. Yüzündeki çizgilerin bile duruşunda bir disiplin vardı.
Masada yerime oturduktan sonra yüzüne dik dik baktım. Fark edince bana döndü.
"Dik dik bakmak yerine yemeğini yesen iyi olacak. Senin için özel diktirdiğim elbise dolabında asılı. Gece onu giyeceksin. İşe gideceğim. Dışarı çıkmanı istemiyorum. Evde otur ve birkaç şey ile ilgilen.". Bakışları kısa süre gazeteye geri döndükten sonra tekrar bana döndü.
"Başını belaya bulaştıracak hareketlerde bulunma. Beni zaten Türkiye'de yeterince rencide ettin. Bu parti iyi geçerse, belki seninle olan ilişkimiz de iyi geçebilir.". Bana gerçekten babam olmayı mı teklif ediyordu yani?
"Kamp işini konuştun mu?". Ağzına bir şeyler tıkıştırdıktan sonra tekrar bakışlarını bana çevirdi.
"Türkiye'ye döndüğünde saat ortalama 12 falan olacaktır. Biraz dinlenmen için saatini 3'ten 5'e aldırdım.". Bu zamana kadar yapmadığı babalık görevine başlamıştı, sonunda.
"Teşekkürler.". Başını gelişi güzel sallarken kahvaltısına devam ediyordu.
"Saat 4'te hazır bir şekilde evin önünde ol.". Kalktı ve saate baktıktan sonra hızla kapıya ilerledi. Kapının kapanma sesi ile gerilen vücudumu serbest bıraktım. İlk defa babamla bu kadar sakin bir konuşma yapıyorduk. Kahvaltımı ettikten sonra saate göz attım. Daha 9'du ve beni bu saatte kaldırıp uykumu bozması kadar kötü bir durum yoktu!
....
Bütün gün televizyon izlemiştim. Bütün gün dediğim 4 saat falan işte. Arada Sedef'in attığı mesajları yanıtlamıştım o kadar.
"Babanız hazırlanmanız için bizi bilgilendirdi efendim. Lütfen bizi takip edin.". Gelen sesle başımı hizmetçiye çevirdim. Bir şey söylemeden peşinden gittim. Gösterdikleri siyah-sarı elbise bana Ege ile yaptığımız ilk alışverişi hatırlatmıştı. İstemsiz oluşan gülümsememi hemen sakladım.
Elbise kısaydı ve gömlek yakaydı. Yakaları çift kattı; alt kat beyaz üst kat siyahtı. Elbiseye ayrı bir hava katmıştı.
0 kol olması rahatlık açısından iyi duruyordu. Eteklerindeki sarı desenler elbiseye renk vermişlerdi ve onu cenaze elbisesi olmaktan kurtarmıştı. Belden oturtmalı elbisenin etekleri çok olmasa da biraz kabarıktı. Siyah çorap ve uzun platform siyah ayakkabılarla oldukça hoş gözükeceklerine emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Roman pour AdolescentsYüreğimin önüne acılardan inşa edilmiş kalın, soğuk duvarların yıkıldığı an, hayatımın değiştiği andı..