9. Bölüm

17.2K 747 38
                                    

YB GELDİİİİ <3

Hepinizi çok çok seviyorum <3
Yorumlarınızı, eleştrilerinizi eksik etmeyin, benim için önemliler..

İyi okumalar..

HATIRLATMA..

                 Zilin sesi –ne kadar berbat bir zil de olsa- beni mutlu etmeye yetmişti.  Hoca sınıftan çıktıktan bir süre sonra sınıftakiler koşarak dışarı çıkmaya başladı. Kavga falan varsa bensiz olmamalıydı. Sıkı pantolonuma aldırmadan sınıf kapısına koştum. Koridorun sonunda herkesin toplandığını gördüm. Koşarken Burak kolumdan tuttu.

  "Gitme.". Gözlerinin içine neler oluyor der gibi anlamsızıca baktım. Başını olumsuz yönde sallayarak 2. uyarısını yaptığında kaşlarımı çattım ve bileğimi çekiştirerek kurtardım ve koridorun sonuna kadar koştum. Gördüğüm karşısında şoka girmiştim!

Batu, Ege'nin üzerine çıkmış onu ölesiye yumrukluyordu ve kimse ayırmıyordu. Ege'nin yüzü berbat haldeydi. Ama Batu'ya tepki göstermiyordu. Onun yumruklamasına izin veriyordu. Nefes aldığında bile şüpheliydim doğrusu! Batu'nun yüzündeki o sinirli ifade ömrüm boyunca aklımdan silineceğini sanmıyorum doğrusu! Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak izleyenlere döndüm.

"Ayırsanıza! Bir şey yapın aptallar! İzlemesenize!". Bağırışlarımın onlar için bir şey ifade etmediğini, belki de duyulmadığını anladığımda işin bana düştüğünü anladım.
Yeni bir yumruk daha gelmeden koştum ve Batu'nun kolunu tuttum. Hışımla ittirmesiyle yere yapıştım. Resmen pestilim çıktı. Yüzümdeki ifade bunu apaçık gösteriyor olmalıydı. Birkaç kaliteli yumruğun ardından derin bir nefes aldı. Önce başını kaldırdı ve etrafına bakındı. Arkasını döndüğünde benim olduğumu görünce hayal kırıklığı gibi bir şey göremedim. Yalnızca öfkeliydi.
Hızla ayağa kalktı ve kolumdan tutup sertçe kaldırdı. Onu bu kadar sinirlendiren neydi ki? Koridor boyunca hızlı adımlarla sürüklerken Ege ise yerde kan içerisindeydi. Yüzünün uzun zaman iyileşmeyeceği belliydi. Tabi Batu'da da vardı 1-2 iz. Karşılık verdiği belliydi, ancak çok bir şey yapmamıştı. Nedenini bilmesem de şuan için sorgulayacak durumda değildim.
Beni boş bir sınıfa itti ve kapıyı ardından hızla kapattı. İtmesinin hızıyla yalpalamış olsam da çabucak düzeldim ve korku dolu bakışlarımla onu izledim. Yanıma geldi ve önümde durdu. Siniri geçmiş gibi bir iç çekti.

"Sorun ne?". Kaşlarını çattı ve bana anlamaz bir ifadeyle baktı. Hala sinirliydi. Lanet..

"Sorun ne mi? Bana sorunu mu soruyorsun? Sorunu benden daha iyi biliyorsun! Ege'yle spor salonunda ne yapıyordun acaba sorabilir miyim? Benim sevgilim olmana rağmen başka erkeklerle oynaşıyorsun! Saçların da ıslak zaten, açıkça ortadasın.". Saçlarımı bir çöpmüşçesine eline aldı ve tekrar bıraktı. Bana acır gibi bakıyordu.

"Amacın ne Trish?!? Seni diğer kızlardan farklı sanmıştım. Yanılmışım. Hayal kırıklığına uğradım.". Gözlerimi kırpıştırdım. Ne biliyordu ki? Ne öğrenmişti? Kim söylemişti? Tabi önemli olan ne söylenmiş olduğuydu.

"Sana ne söylediler bilmiyorum ama hikaye bildiğin gibi değil.". Yanağıma hücum eden acı hissi giderek artıyordu. Hızla attığı tokat, başımın yönünü değiştirmişti. Anısı çabuk geçmeyecek olduğu aşikardı.

Yüzümün nasıl bir hal aldığını bilmiyordum. Yüzüne son bakışım gibi bir şey olmuştu ve koşarak sınıftan çıktım. Bir elim yanağımdaydı. Batu peşimden seslenmişti ama koşmaya devam ettim. Çantamı aldığım gibi merdivenlerden aşağı koştum. Kimin söylediğini o an fark ettim. 4 sürtükle karşılaşınca içlerinden birisi konuşmaya başladığında zaten kimin söylediği açıklaştı.

DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin