19. Bölüm

8.4K 351 16
                                    

Merhaba sevgili okurlarım..

Uzun zamandır yeni bölüm atamadım, okumalarda ciddi düşüş var, bu nedenle pek atasım gelmedi. Ama okuyanlar için atmaya devam edeceğim, seviliyorsunuz <3

Multimedia; Burak

İyi okumalar..


HATIRLATMA..

"Batu'yla barışmışsın.".  Cümleme karşı gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Onunla büyüdüm. Arada böyle kavgalar yaşanması arkadaşlığımızın biteceği anlamına gelmez.". İlgisiz davranışlarına karşı tepki göstermemeye çalışsam da moralimi bozmaya yetiyordu.

Yiğit başını avuçlarının arasına aldı ve dirseklerini sıraya dayadı. Başının ağrıdığını düşünerek istifimi bozmadım. Bir süre öyle bekledikten sonra başı sıraya düştü. Sınıftaki gürültü sıranın sesiyle kesilmişti. Yiğit hareketsiz yatıyordu. Gerilmeye başlamıştım. Nefes aldığından bile şüpheliydim.

....




"Yiğit?". Hoca bu tarafa yaklaşınca merakla izlemeye başladım. Yavaşça Yiğit'i dürttü. Tepki vermeyince biraz daha gerildim. 

"Yiğit, oğlum uyumanın sırası değil.". Ortamda garip bir hava vardı. Sınıftakiler dönmüş sessiz bir şekilde Yiğit'i izliyordu.

"Hocam bayılmış.". Yandan bir sivri zeka konuşmasa anlamayacaktı bu adam. Endişeyle onlara bakıyordum. Korkutucuydu, neden bayıldığını merak ediyordum doğrusu.

"Ambulansı arayın. Biri gitsin müdüre haber versin!". Elimin üstünde el hissedince o gerginlikle bir an korktum ve sıçrayarak elden uzaklaştım. Ele ve sahibine bakınca gerginliğim azaldı.

"Sakin ol. Bir şeyi yok.". Bakışlarımdaki korku tazeliğini korurken Yiğit'e döndüm. Tedirgin olmamak elde değildi!

Hocalar apar topar Yiğit'i hastaneye götürdü. Sonraki derslerden de bir şey anlamadık zaten. 

Çıkışta Ege ile eve gittiğimizde içimde hâlâ bir şüphe vardı. 

"Yiğit'i ziyaret mi etsek?". 

"Saçmalama!". Bu kadar sert tepki beklemesem de oturduğum tekli koltuğa daha çok sindim. Ege ise 3lü koltuğa tamamen yayılmış filmi izliyordu. Ben de bir süre filmi izledim ancak içimdeki huzursuzluk etkisini her dakika belli ediyordu.

"Üzgünüm.". Tekrar konuşunca gerginlikle bakışlarımı yüzüne çevirdim. 

"Sorun değil.". 

"Bana öyle bakma.". 

"Nasıl?". 

"Küçük çocuklar gibi.". Bakışlarımı kaçırdım ve tekrar televizyona çevirdim. Onun içeride olması hem beni geriyor hem de garip bir şekilde heyecanlılık ve mutlulukla karışık bir duygu hissettiriyordu. Yine de Yiğit'i fazlasıyla merak ediyordum. Telefonuma gelen mesaj sesi ile gözüm on kaydı. Sedef beni hiç unutmuyordu. 

'Yiğit hakkında bir şey öğrenebildin mi?' Gözlerim sonuna kadar açık telefona bakarken Ege'nin yanıma geldiğini duymadım bile. 

Geri yerine geçip oturduğunda kısa bir göz göze geldik. İlk gözünü çeviren ben oldum. 

-Hayır, ya sen?

-Durumu ağır değilmiş.

-Çok rahatladım gerçekten Sedef çok sağol!

DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin