-1.3-

3.2K 349 148
                                    

Sabah Taehyung'un evinde beklerken arkama yaslandım, ailesiyle ilk kez karşılaşacaktım, biraz heyecanlıydım o yüzden. Kapı açıldığında arabadan indim ve hyunga beklemesini söyledim, Taehyung kapının önünde göründüğünde gülümseyip verandaya yürüdüm. Ardından babası da çıkmıştı dışarı.

Upuzun boylu, iri yarı ve güçlüydü, Taehyung benim babamdan korkuyordu ama bence biz hepimiz onun babasından korkmalıydık.

"Baba şey, Jeongguk hyung gelmiş."

Utanarak beni gösterip kirpiklerinin altından babasına baktığında Bay Kim beni süzüp elini uzatmıştı, saygıyla sıkıp önünde eğildim. Omzumu patpatlayıp tebessüm etti.

"Merhaba Jeongguk, memnun oldum."

"Ben de efendim."

"O zaman siz gidin bakalım. Bir gün yemeğe bekliyorum seni, gelirsin tanışırız, olur mu?"

"Tabii ki de, iyi günler diliyorum size."

Babası Taehyung'a sarılıp yanaklarına öpücükler bıraktıktan sonra bebeğime destek olarak arabaya bindirdim ve derin bir nefes verdim.

"Baban çok korkunç."

"Hiçte bile! Dünyanın en tatlı ve haylaz insanı aslında, sana biraz alışsın, sen o zaman gör şamatayı."

Kıkırdayıp bebeğime sarıldım ve saçlarını öptüm koklayarak, özlemiştim çiçeğimi.

"Günaydın bir tanem, iyi uyudun mu?"

"Uyudum ama çokça da heyecanlıydım, beni ilk kez almaya geldin."

"Hm, o zaman daha çok almaya gelmeliyim ki bebeğimi daha çok göreyim."

Eğilip yanağına ufak bir öpücük bırakıp geri çekildim, başını omzuma yaslayıp gözlerini kapadığında tam olarak dinlenemediğini anladım, ses etmeden yanıma çektim iyice. Mart ayının soğukluğundan bir nebze olsun korumaya çalıştım onu.

"Hyung, ısıtıcıyı aç lütfen."

Toshiro hyung onaylayıp ısıtıcıyı açmıştı, koltuklar ısındığından bebeğim daha az üşürdü, okula geçince de bir şekilde çaresine bakardım.

Okula yaklaştığımızda boynumda gezinen minik burnunu sıkıp biraz rahatsız ettim onu, kaşlarını çatıp kafasını kaldırmıştı.

"Gel bakalım, derse gireceğiz bir tanem."

Önce ben indim ve arabadan inmesine yardımcı olup kolumu omzuna attım, beraber yürümeye başladığımızda herkesin bakışları yine üzerimizdeydi, hiçbirini sikime takmıyordum, Taehyung'u üzüp ona dokunmadıkları sürece ne halleri varsa görebilirlerdi.

"Ben sınıfa gidiyorum hyung, görüşürüz."

Yanağıma ufak bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde kafamı salladım ve gidişini izledim, şu hyung işini de bir halletmem gerekiyordu.

Sınıfıma girdiğimde Namjoon sıraya uzanmıştı, Jimin bambaşka alemlerdeydi, Seokjin ise Jimin'i izleyip yüzünü buruşturuyordu.

"Günaydın."

"Ooo, paşam gelmiş. Hoş geldin paşam, nasıl geçti buluşma?"

Jimin hayal dünyasından sıyrılıp bana döndüğünde sırama oturdum ve arkama yaslandım.

"İyi geçti, sevdiler Taehyung'u. Hele babam, bayıldı resmen."

"Akemi amca ve senin sevgilini sevmek, yan yana gelmesi imkansız bir kelime grubu gibi."

Kıkırdayıp kafamı iki yana salladım ve derin bir nefes verdim.

"Tam tersine, annem de babam da gerçekten çok hoşlandılar ondan. Bebeğimin sevilmemesi mümkün mü, aslında hiç şaşırmamak gerek, tatlı suratı aklıma geldikçe dişlerim kaşınıyor."

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin