-2.1-

2.8K 335 93
                                    

Sabah okulda bebeğimi beklerken Seokjin ve Namjoon çantalarını masaya fırlatıp yanıma oturmuşlardı.

"Ne oldu lan?"

"Bu piçe uyan aklımı sikeyim, gece uyumadım turnuva var dedi diye, bayılacak gibiyim şimdi. Oha, saçların ne güzel olmuş lan."

Seokjin sinirle başlayan konuşmasını saçlarıma dokunarak bitirdiğinde geri çekilip yüzümü buruşturdum. Namjoon bizim atışmamıza gülerken Jimin birden bağırarak yanıma gelmişti.

"Jeongguk! Hoseok Taehyung'u emecekmiş!"

Bakışlarım bebeğimi bulduğunda şokla ve bariz bir hayranlıkla beni incelerken elimi uzatmıştım ona. Büyük ve hızlı adımlarla yanıma geldiğinde kucağıma oturmasını yeğlesem de sandalyeyi çekmiştim. Bebeğim ise içimden geçenleri anlamış gibi sandalyeye ufak bir bakış attıktan sonra kucağıma oturmuştu. Kolunu boynuma doladığında dudaklarım memnuniyetle kıvrıldı ve onu biraz daha çektim kendime. Bakışları saçlarımda geziniyordu, ensemdeki uzun tutamlarda parmaklarını gezdirirken ben de merakla tepkisini bekliyordum. Alnımı kapatan saçı yana çekeceği sırada kaşımdaki pirsingi de gördü, yutkunup ağzından derin bir nefes aldı.  

"Ne yaptın sen?"

Bayılmıştı bu halime, sesinden belliydi. 

"Ne yapmışım?"

Alayla sorup sırıttığımda bakışları dudaklarıma indi, bedeni refleksle öpmek için uzandı ama kendini durdurup yine yutkundu. Parmakları ensemdeki saçları çekiştirdiğinde alt dudağımı ısırıp bakışlarımı ondan ayırmadım. 

"Seni evden göndermemem mi lazımdı yani? Yeniden yatak döşek yatacak gibiyim."

"Ateşin mi çıktı yoksa?"

Ortamdaki tansiyon o kadar yüksekti ki heyecanlanmıştım. Daha öncesinde hiç bu hale gelmemiştik, Taehyung utangaç ve küçüktü. Hareketlerime dikkat ediyordum o yüzden ama bana kararmış gözleriyle karşılık vermeye başladığında nefeslerim ciğerlerime yetmemeye başladı. 

"Benimle dalga mı geçiyorsun?"

Gülümsemesinin ardından onu kasıklarıma çektiğime pişman etmişti beni. Ağırlığını üzerime verdiğinde gülümsemem aniden kayboldu ve yutkundum. Etrafta gözlerimi gezdirdim biri bakıyor mu diye.

 "Ne oldu? Az önce gevrek gevrek gülüyordun?"

Kulağıma boğuk sesiyle fısıldadığında ürperdim. 

"Nerde benim utangaç bebeğim?"

Sesime kadar titremiştim, ilerisini düşünmeyi can sağlığım için istemiyordum şu an. Aklımı kaçırırdım. Parmaklarımı tenine biraz daha gömdüm. 

"Bilmem, nerde sence? Şu an buralarda olmadığına eminim."

Çok güzeldi, aşırı güzeldi. Kendimi tutamadan gülümsedim ve dudaklarımı dudak kenarına bastırıp içime çeker gibi öptüm. Bana biraz daha meylendiğinde Hoseok çığlık atmıştı.

"ABİ BUNLAR SEVİŞİYOR YA! İNANAMIYORUM ABİLİK FALAN DA KALMAMIŞ BURADA, HYUNGUNUN MANTAR PANOSU DELİK DEŞİK OLMAYA YÜRÜYOR, DURDURAMIYORUM!"

"GERİ ZEKALI, BAĞIRMADAN KONUŞACAKTIK YA HANİ!?"

Ardından da Jimin kafasına vurup bağırdığında Taehyung benden ayrıldı hemen. Bense portakal kafaya bakıp sinirle dilimi yanağıma bastırdım.

"Sana uğraşacağın birini bulmamız lazım, yoksa katil edeceksin beni."

"Hyung ben gencim daha, ne olur acı bana. Bakir ölmek istemiyorum."

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin