Cherry Blossom×Taekook

-6.0-

Hocalarımın beni rahat bırakmaya niyetleri yoktu.

Okul daha açılmadan verdikleri sunum ödeviyle uğraşmıştım bütün gece. Taehyung arada yanıma gelse de en sonunda uykusuz kalmasına dayanamadığım için uyumaya göndermiştim. Sabah odadan çıktığımda Taehyung kitap okuyordu, bacaklarını kendine çekmiş, minicik kalmıştı yerinde uzun boyuna rağmen. Yanına yaklaşıp yanağımı göğsüne yaslayarak üzerine uzandığımda hemen kitabını bırakıp parmaklarını saç diplerimde gezdirmeye başladı, ben de derin bir nefes verip iyice yayıldım yerimde.

“Uykun mu var aşkım?”

Kafamı sallayıp mırıldandım, Taehyung yatar pozisyona gelip beni iyice kendisine çektiğinde yanağımı göğsüne sürttüm.

“Bütün gece sunumunla uğraştın, uyu biraz istersen, hm?”

“Uyursam aptal gibi olurum bebeğim, babanın yanına gideceğiz birkaç saat sonra, boş ver, eve gelince dinlenirim ben.”

"Sen Taehyung'un sihirli kucağını bilmiyor musun? Orada beş dakika kestirmek bile beş günlük uykuya denk. Sonra sıkıca sarılırım sana bir de, ohh, sefan olsun, kendi kucağımda uyuyasım geldi."

Boynuma sıkıca sarılıp yanağını saçlarıma yasladığında gülüp ben de sırnaştım biraz daha.

“O kadar tatlısın ki, yemin ederim, dişlerim kaşınıyor.”

Dudaklarımı göğsüne bastırıp gıdıkladım güzelimi, ardından yanağımı yeniden yasladım göğsüne ve yanan şömineyi izledim dalgınlıkla.

"Uyu bir tanem sen yine de. Orada da bir misafir odasına geçip uyumaya devam edersin, hallederiz onu. Uykusuz kaldığında başın ağrıyor."

Kafamı kaldırıp büzdüğü dudaklarına baktım ve kendimi tutamadan sert bir öpücük bıraktım, parmaklarını yanaklarıma sarmıştı. Şapırtılı bir sesle ayrıldığımızda bir süre güzel yüzünü izledim, ardından heyecanlandığımdan dolayı da yüzümü yeniden göğsüne gömdüm.

“İyi ki hayatımdasın Taehyung, iyi ki benim Ikigai’msin.”

Çok tatlı bir gülümseme sundu bana ve eğilip minicik bir öpücük bıraktı saçlarıma.

“Sen de sevgilim. İyi ki düşmüşüm kucağına.”

Beklemediğim bu karşılıkla gülmemi durduramadım, geri çekilip dudaklarımı göğsüne bastırdım sertçe ve yeniden eski pozisyonuma geçtim. Kendimi tutamıyordum gerçekten de, kısa zamanda uyuyakaldım, zira parmakları da saç diplerime masaj yapıyordu sakince.

Uyandığımda hala Taehyung’umun göğsüne yaslıydım, sakince nefes alıp veriyor, elinin biri yavaşça saçlarımın içinde geziniyordu. Hafifçe hareketlendiğimde elinin hareketi durdu ve sırtımda durduğunu hissettiğim kitabını bırakıp tüm ilgisini bana verdi. Kafamı kaldırıp etrafıma bakındım salak salak, saat kaç, anlamaya çalışıyordum. Burnumu göğsüne bastırıp derince nefeslendim onu ve kuruyan boğazımı yutkunarak nemlendirdim.

“Çok iyi, dinlendirici bir uykuydu.”

“Sana dediğim gibi, Taehyung’un kucağı her derde deva.”

Gülüp gözlerimi kırpıştırdım birkaç kez ve kısık bakışlarımı üzerinde gezdirmeye devam ederken alnıma dökülen saçlarımı geriye itmişti, ardından yavaş yavaş yanaklarıma indi.

“Saat kaç?”

“Üçe geliyor. Babamın operasyonu saat altıyı çeyrek geçe. Hastane yakın, biraz daha uyuyabilirsin istersen, ben kendim giderim.”

“Olur mu hiç öyle şey bir tanem, uyudum dinlendim ben, yeter bu bana geceye kadar.”

Göğsünden öpüp ayaklandım ve esneyip banyoya geçtim. Dişlerimi fırçalayıp yüzümü soğuk suyla yıkadım ve iyice ayıldım, saçlarımı da suyla ıslatıp geriye taradım. İçeri geçtiğimde Taehyung’um kitabıyla ilgilenmeye devam ediyordu, tutup sehpanın üzerine koydum ve yeniden eski yerime yerleştim.