-5.9-

870 149 149
                                    

Sabah uyanmama vesile olan şey Taehyung’un ufak kıkırtılarla burnunu göğsüme bastırmasıydı. Hafifçe gülümseyip kollarımı sıkılaştırdım ve tek bir noktaya odaklanmış olan aşkıma indirdim bakışlarımı.

"Alnın kırıştı yirmi yaşında, ne düşünüyorsun bu kadar derin derin."

Sesimi duyduğunda kafasını kaldırdı ve hemen kaşlarını çattı tatlı tatlı.

"Ben artık evli bir adamım, alnımın kırışıklığıyla kabul ettin beni, yapacak bir şey yok."

"Var."

"Nedir o?"

Şaşkınlıkla sorduğunda hafifçe sırıtıp parmağımı iki kaşının ortasına bastırdım ve mırıldandım.

"Botoks."

Minicik, tatlı bir kahkaha atıp koluyla bedenini destekledi ve yukarıdan bakmaya başladı bana.

"Günaydın henüz dört gündür kocam olan beyefendi."

"Günaydın botoks için para ödeyeceğim kocam olan minik bebek."

"Botoksa falan ihtiyacım yok benim, bak geliyorlar yine yavaş yavaş."

Kelimelerini duyan kızıyor sanabilirdi ama hayır, oldukça tatlı bir gülümsemeyle saçlarımı ve yanağımı okşuyordu.

"Günaydın canım sevgilim."

Bu sefer gerçekti, tüm aşkıyla söylemişti, şakadan uzaktı. Gülümseyip tenine sokuldum iyice ve kokusunu nefeslendim bir süre.

"Biraz daha uyusam şöyle, tenine sokulsam."

Kendisini desteklediği kolundan tutup çekerek yatağa düşürdüm onu ve üzerime çıkıp yüzümü boynuna gömdüm.

"Hadi uyan artık, kahvaltı yapalım."

"Minik göbüşün acıktı mı yoksa?"

Aşağı eğilip dudaklarımı karnına bastırdığımda derin bir nefes aldı ve titrek bir şekilde verdi. Geri çekildiğimde yutkunup hafifçe sırıttı.

"Evet, ve sen de iyi bir eş olmadığından beni doyurmuyorsun."

Farklı anlamda kullanmıştı, canı oyun oynamak istiyordu. Dudaklarını büzdüğünde dilim pirsingime gitti direkt, dişlerimin arasında sıkıştırıp bakışlarımı yeniden gözlerine çıkardım.

"Hayır bebeğim, ben çok iyi bir eşim ki bebeğimi her zaman, istediği her yerde ve her saatte doyuruyorum. Değil mi?"

 Alaylı çıkan sesimle parmaklarımı teninde gezindirmeye devam ettim. Tüyleri diken diken olmuştu, hissetmiştim bunu, gülümseyip anlamamış gibi devam ettim işime. Yanağına dudaklarımı bastırıp kıvrandırmayı kestim ve dikelip tutulan kaslarımı biraz olsun rahatlatmaya çalıştım gerinerek.

"Duş alacağım, bana katılmak ister misin?"

"Kucağında götüreceksen neden olmasın?"

Ona döndüğümde kollarını uzatmıştı bana, kıkırdayıp kucakladım bebeğimi ve birlikte banyoya gittik. Önce yüzümüzü yıkayıp ve dişlerimizi fırçalamıştık. Hiç küvet havamda değildim, hızlı olsun diye duşa kabine girdiğimde Taehyung da arkamdan takip etti beni ve birlikte ılık suyun altına girdik. Alnını sırtıma yasladığında bana temas ediyor olmasından dolayı rahatlayıp derin bir nefes verdim, benimleydi, Tanrı aşkına, kocamdı da. Ona dönüp suyun altına çektim ve şampuanı avucuma döküp saçlarını köpüklemeye başladım. Bakışları yalnızca yüzümdeydi, nefeslerimi hızlandıran bir aşkla, dikkatle beni izliyorken ben yalnızca saçlarıyla ilgilendim, yoksa onu ne buradan ne de yataktan çıkarabilirdim. Çenesini göğsüme yaslayıp kollarını belime sardığında dikkatimizi dağıtmak için burnuna köpük bıraktım, bebeğim ise burnunun ucundaki köpüğe bakıp gülmüştü. Dudaklarından öptüm sesli bir şekilde ve geri çekilip şampuanı ve lifi ona uzattım.

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin