-4.1-

2K 292 101
                                    

Arabadan inip eşyaları eve gönderdiğimizde Taehyung elimi tuttu ve beraber verandaya çıktık. Kapı açılır açılmaz Sungho baba Taehyung'un üzerine atlayıp sıkıca sarılmıştı.

"Ay benim canım oğlum, babasının minik kimchi'si, ne çok özlemişim seni ben."

Hyelin anne de bana sıkıca sarıldığında nazikçe sırtına sarıldım ve gülümsedim.

"Hoş geldin oğlum, her şey için teşekkür ederim. Onu iyileştiriyorsun."

Kulağıma fısıldadıklarıyla gülümseyip geri çekilip ve elinin üzerine minik bir öpücük bıraktım. 

"O benim her şeyim anne, bundan asla şüpheniz olmasın."

Ben de fısıldadığımda gülümseyip saçlarımı okşadı ve burnunu çekip seslice konuştu.

"Özledik sizi çocuklar, eğlendiniz mi bakalım?"

"Eğlendik anneciğim, aslında Taehyung'u bir de sakura mevsiminde götürmek istiyorum oraya. Türdaşlarının nasıl nefes kesici göründüğünü görsün."

Sungho baba neşeli bir kahkaha atıp beni kendisine çekerek sıkıca sarılmıştı, parmakları da saçlarımda geziniyordu. 

"Hergeleye de bakın siz. Benim minik güneşimi nasıl da utandırıyor bizim yanımızda. Ağzın iyi laf yapıyor Jeon, bebeğimizi utandırman da hoşuma gidiyor."

Gülümseyip kenardan bana bakan bebeğime döndü bakışlarım, nefesimi kesmişti. Yemin ederim hisleri gözlerinden taşıyordu, aklımı başımdan almıştı yine, nerede olduğumu bile unutmuştum. İç geçirip yanına yürüdüm, bir saniye olsun ayrılmadı benden bakışları, hatta ona yaklaşmamla heyecanlanmıştı. Koluma yanağını yasladı, Sungho baba hafif bir gülümsemeyle bize bakıyordu.

"Bal kabağım nasıl da buldu eşini."

Taehyung nefes almamıştı bir an, aynı şekilde ben de. Tüm vücudumu kaplayan heyecanla bebeğime döndüm, bakışları parlıyordu mutluluktan, çok sevimliydi. 

Her şeyimdi, yemin ederim sahip olduğum her şeydi ve en değerlimdi. Onun yanındayken dünya sorunlarından soyutlanıyordum, cennette gibiydim, her şey önem sırasını kaybediyordu. Bakışlarımı üzerinden ayırasım gelmiyordu.

Beraber içeri girdik, Sungho baba Taehyung'u yanına almıştı.

"Neler yaptınız bakalım? Eğlendin mi canım?"

"Çok eğlendim baba, çok eğlenceli geçti. Festivallere katıldık, ağaç süsledik, Jeongguk her yeri gezdirdi bana. Sürekli yemek yedim ve kalın giydirdi bana, şuna bak, şişmişim yine."

Sungho baba bebeğimin saçlarını okşarken Taehyung dudak büzmüştü, ardından bebeğimin göbeğini mıncıkladı.

"İyi bakmış Jeongguk sana, onu tehdit ettiğim gibi."

Kiraz çiçeğim kıkırdayıp bana döndü, koltuğun koçağına yaslanmış bir şekilde onu izliyordum yalnızca. Hafiften uyku bastırmıştı ve onu bu kadar mutlu görmek beni mayıştırmıştı. Taehyung elimi tuttuğunda içim geçmişti, şaşkınlıkla bebeğime bakıp beni çekiştirmesine izin verdim.

"Neden kalktık, baban seni çok özlemiş."

"Uykun var bir tanem, bugün buradayız zaten, babamı her daim görebilirim ben. Birazcık dinlenelim, ineriz yeniden aşağı."

Karşı çıkamayacak kadar yorgun hissediyordum gerçekten üzerimdeki kazağı çıkarıp tekli koltuğun üzerine bıraktım ve Taehyung'un dolabından pijama alıp yatağa girdim, benimle yaşamasına rağmen hala her yer onun gibi kokuyordu.

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin