-4.8-

1.9K 293 201
                                    

"Taehyung, hazırlandın mı bebeğim?"

"Geliyorum."

Yorgun sesiyle kaşlarımı çatıp alt dudağımı sarkıttım ve yavaş adımlarla yanıma gelen bebeğime doğru açtım kollarımı. Hemen bana sokulup burnunu tenime bastırdı ve derin bir nefes aldı.

"Bebeğim benim, keşke ödevine yardım etmeme izin verseydin."

"Sen zaten çok yoruluyorsun aşkım, daha da yorulmanı istemedim."

"Senin için yapacağım hiçbir şeyden dolayı yorulmam Taehyung. Bana bunu söyleme bir daha bebeğim."

"Tamam."

Tatlı mırıltısıyla alnına dudaklarımı bastırdım ve hafifçe ondan uzaklaşıp elimi uzattım tutması için. 

"Hadi gidelim."

Kolundaki morluklar dikkatimi çektiğinde uzanıp hırkasını sıyırdım ve daha dikkatli baktım.

"Ne bunlar? Ne oldu senin kollarına?"

"Önemli bir şey değil, çarptım sanırım bir yerlere."

"Nasıl önemli değil Taehyung, morluk içindesin. Biri bir şey mi yaptı, doğruyu söyle bana, sinirleniyorum bak, sıkıştırdılar mı seni? Ben hangi cehennemdeydim o sırada?"

Tedirginlik ve bariz bir sinirle konuştuğumda güzelce gülümseyip yanaklarıma tutundu ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı uzunca. Geri çekildğinde jöle kıvamına gelmiştim resmen.

"Aşkım, aşkım yok öyle bir şey. Ders çalışıyorum ya, dalgınım bu aralar, o yüzden dikkat etmiyorum gittiğim yere, çarpıyorum sürekli. Biliyorsun sen de, kaç kere çarptım senin gözlerinin önünde. Önemli değil, geçer, tamam mı?"

"Cidden öyle mi?"

"Cidden öyle. Eğer dediğin gibi bir şey olsaydı, Toshiro hyung her gün yanımda, görüp müdahale etmeyecek miydi sanki? Düşünme bunları, hadi çıkalım artık, geç kalacağız derslerimize.

...

Taehyung'un dersi erken bittiğinden okulun arka tarafında kalan masalı banklara geçip ders çalışacağını söylemişti. Ben de ona katılmak istediğimden zaman bir türlü geçmiyordu. 

"On dakika kaldı, sakin ol biraz be."

Jimin yanımdan kolumu dürttüğünde oflayıp arkama yaslandım.

"Bitmiyor koyduğumun dersi, bekliyorum ya bir de, hiç bitmeyecek."

"Bir buçuk saat durdun, on dakika daha duramıyorsun resmen."

"Sakura'mın dersinin erken biteceğini bilmiyordum."

"Sen bir enayisin."

Jimin aptal aptal gülerken göz devirip kollarımı göğsümde bağladım ve rahatsız edici gözlerle yaşlı profesöre bakmaya devam ettim. Kısaca 'bitir artık şu siktiğimin dersini' demekti bu.

Bana asırlar gibi gelen on dakikanın ardından derdi bitirdiğinde rahatlamış bir nefes verip eşyalarımı toplamaya başladım. Yarım saat kadar sonra ikimiz de diğer derslerimize girecektik.

"Koş koş, kovalayan var sanki arkandan."

Sınıftan çıkarken Jimin'in bağırtısını duydum ve gülmeye başladım. Arka tarafa geçtiğimde Taehyung'un yanında birinin olduğunu fark ettim, arkadaşıdır diye takılmadan büyük adımlarla onları duyabileceğim bir mesafeye kadar geldiğimde çocuğun bağırtısı kulaklarımı doldurdu. Bebeğim oldukça sinirli görünüyordu.

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin