Cherry Blossom×Taekook

-5.8-

Bir sorun var mı öğrenmek için yorum ve oylarınızı eksik etmeyin bu kez lütfen, vpn ile devam ediyoruz zira.

...

-M-

-Yetişkin İçerik-

…

Hollanda maceramız biraz kısa sürmüştü.

Çokça eğlenip gezmiş, üç gün yalnızlığın ve evliliğin tadını çıkarmıştık. Ama aldığımız telefon ile apar topar hazırlanıp Kore’ye dönüş yapmıştık, zira Sungho baba rahatsızlanmıştı. Durumu iyiydi ama Taehyung’um aklını kaybetmişti haklı olarak, babasının onu ikna etmesi çok zor olmuştu. Gece evimize geldiğimizde kiraz çiçeğim kendisini koltuğa atıp gözlerini kapayarak biraz dinlenmişti, ben de bavullarımızı kapının önünde bırakıp yanına geçtim, korumalardan biri odamıza çıkarırdı. Koltuğa oturduğumda gözlerini açıp bana bakarak derin bir nefes vermiş, ardından kucağıma tırmanıp yüzünü boynuma gömmüştü.

“Çok yorgun musun güzelim?”

“Saat farkı beni mahvediyor Jeongguk.”

Mırıltısıyla kafamı sallayarak onayladım onu ve boynundan öpüp bacaklarını belime sarmasını sağlayarak ayaklandım.

“O zaman hızlı bir duş alıp yatalım bebeğim. Yarın bizimkiler kahvaltıya gelecek, sonra da istersen babanın yanına gideriz.”

“Yok, yarın gitmeyiz. Babam istemedi yani gelmemizi.”

“Neden?”

Bebeğimi banyoda yere indirip üzerindeki kıyafetleri soyarken anlamazca sorduğumda yere eğilip pantolonunu ve iç çamaşırını da bacaklarından sıyırdım, Taehyung’um ise dengesini sağlamak için omzum tutunmuştu.

“Kendisini suçlu hissediyormuş beyefendi. Balayımızı yarım bırakmışız onun yüzünden, bir de dinlenmemiz lazımmış, hemen gelmememiz gerekiyormuş onun yanına. Parazitlerimi bulaştırırmışım, önce test yaptırmam lazımmış.”

Göz devire devire konuşup ofladığında kahkaha attım dediklerine karşılık ve dudaklarına sesli bir öpücük bırakıp kendim de soyundum.

“İkimiz de durumun böyle olmadığını biliyoruz. Konuşmaya bile değmez, baban olayı yumuşatmaya çalışmış. Madem dinlenmemizi, yanına gitmememizi istiyor, biz de kararına saygı duyup gitmeyiz o zaman aşkım. Hem sen de biraz daha dinlenmiş olursun.”

Taehyung’um kafasını salladı ve birlikte kısa bir duşa girip bedenlerimizi dinlendirdik. Odamıza geçtiğimizde bavullarımız da buraya gelmişti dediğim gibi, Taehyung’um üzerine bir şey giyinmeyi reddetmişti. Ama ben rahat duramadan amcamın düğünümüzde taktığı pırlanta kolyeyi bavuldan çıkarmış, narin boynuna yeniden takmıştım. Zira çıplak bedeni zaten göz alıcıyken onu değerli taşlarla süslemek gözüme çok güzel gelmişti birden.

“Amcam kiraz çiçeğime ne yakışacağını biliyormuş gerçekten de. Gözlerim kamaştı, bu ne güzellik böyle?”

Aynadan gözlerimin içine bakıp boynundaki kolyeye dokunmuştu, ben de boynuna yaklaşıp öpücükler bıraka bıraka omzuna geçtim, kafasını geriye yaslayıp bana tamamen sunmuştu boynunu itaatkârlıkla. Yorgun olduğumuz için üzerine gitmeden ayrıldım ondan ve komodinin üzerinde duran cüzdanıma ilerledim. Onunla beraber bileklik kutusunu da alıp bebeğimin yanına geri döndüm, meraklı bakışlarla beni izliyordu. Yanına tamamen yaklaşıp alnına dudaklarımı bastırdım ve bakışlarımı aşağıya indirdim, onun da tek dikkati ellerimde tuttuklarımdaydı.