Cherry Blossom×Taekook

-3.4-

-Yetişkin İçerik- 

-M-

...

"Uyansana aşkım, ne çok uyudun."

Taehyung'un şımarık çıkan sesiyle kendime geldiğimde gözlerimi hemen açmadım. Bebeğimi biraz daha kendime çekip sıkıca sarıldım ve teninden kokusunu nefeslendim. Kollarımın arasında dönüp sırtını tamamen göğsüme yasladı ve derin bir nefes verdi.

"Sonunda, bayıldın sandım, evi ayağa kaldıracaktım az kalsın."

Kıkırdayıp ensesinden öptüm ve saçlarının arasına yüzümü gömdüm.

"Yalancı seni. Sesini duyar duymaz uyandığımı bilmiyorsun sanki."

"Şımarıyorum, ne var bunda?"

"Hiçbir şey, biraz da şurada şımarır mısın lütfen?"

Kucakladığım bebeğimi hafif çığlıkları eşliğinde banyoya götürdüm. Dişlerimizi fırçalayıp yüzümüzü yıkadık. Ardından beni klozet kapağına itmişti, oturup ne yapacağını beklemeye başladım. Eline aldığı tarağı uzayan saçlarımda gezdirmeye başladığında gözlerimi kapayıp yalnızca hissettim. Her türlü temasını kabul ediyor ve itaat ediyordum. Bundan iki yıl önce bu hale geleceğim söylenseydi muhtemelen gülmezdim bile. O kadar imkansız bir olaydı benim için, temas pisliği getirirdi ve temiz hissetmezdim. Eski ilişkimde bile bu böyleydi, Minghao bana istediği gibi dokunamazdı. Ama şimdi her şey çok farklıydı, parlak bakışlı bu oğlan aklımı başımdan almıştı. Benden istediği en ufak şey bile yerine getirilmesi gereken bir emirdi benim için. Yüzünde gördüğüm gülümseme her şeye değerdi.

"Bitti işte. Uzun saç sana çok yakışıyor."

"Kesmeyeyim o zaman, iyice uzatayım."

"Evet, lütfen. Saçlarınla oynamayı seviyorum."

"Hangi renk olmasını istersin peki?"

"Oh, renk mi?"

Şaşkın suratına bakıp kafamı salladım ve bedenini kendime çekip kafamı pijamasının içine soktum. Sıcak karnına birkaç minik öpücük bırakmamın ardından mırıldanıp pijamanın üzerinden kafama sarıldı ve tezat bir şekilde geriye çekilmeye çalıştı. Sıcak öpücüklerimin sonu gelmiyordu tabii, kokusuna bağımlı benliğim yerimden ayrılmamam için baskı yapıyordu bana.

"B-Ben bilmiyorum, aşkım, aşağı inmemiz lazım."

"Beni nasıl durdurman gerektiğini biliyorsun."

Islak dudaklarımı tenine sürttükçe daha hızlı nefes alıp veriyordu. Dilimi işin içine kattığımda inleyip pijamasını üzerinden sıyırdı ve kucağıma oturup dudaklarıma atladı. Belinden sıkıca tutup kendime çektim ve kafamı hafifçe eğip bizi iyice birleştirdim. Mırıldanıp saçlarımı çekiştirdi, dili dilimle buluştuğu an inleyip geri çekildi. Kendimi durduramadan dudaklarımı boynuna indirdim öpücüklerimi kesmeden. Tenini dişleyip iz bırakmamak benim için çok zordu, zira böyle zamanlarda onu tamamen tüketmeden bırakamıyordum. Göğüs arasına doğru ıslak öpücüklerle indiğimde enseme sıkıca tutunup kafasını geriye attı.

"Beni delirteceksin, çok güzelsin, siktir, güzel olan her şeysin."

O kadar mükemmel bir inleme çıktı ki dudaklarının arasından, onu kucakladığım gibi ayaklandım ve duşakabine girip sıcak suyu açtım. Çıplak sırtını duvara yasladığımda nefesi kesilmişti hafiften, bedenine sıkıca sarıldım ve yeniden dudaklarımızı birleştirdim. Ensemde gezinen parmakları ıslak pijamamın içinden sırtıma indi ve tırnaklarını tenime geçirdi. Dudaklarından ayrılıp kasıklarımı ona güçlüce bastırdım ve duvara iyice mıhladım, üzerimdeki pijamayı düğmelerini kopararak çıkardım. Temasımızdan gözleri kapan bebeğimin dudaklarına yapıştım yeniden, gerçekten böyle bir afetin karşısında kendimi durdurmam mümkün değildi.