-4.5-

2.1K 290 96
                                    

 Evimize girdiğimizde Taehyung elimden tutup beni kendisine çekmiş, kollarını boynuma dolayıp dudaklarıma yapışmıştı. Kapıyı zor bela kapayıp bebeğimi tamamen bedenime bastırdım, sırtım duvara değdiğinde sırıtıp elimi üzerindeki gömleğin içinden teninde gezdirdim. Islak bir sesle ayrıldığımızda nefesleri tenime çarptı, kapalı gözlerimi aralamadan alnımı alnına yasladım.

"Bütün gece öpüşüp sana temas etmek istiyorum."

Kırık çıkan sesiyle kafamı sallayıp sızlayan burnumu görmezden geldim, mahvolmuştuk ikimiz de. Üç günün sonunda yaşadığımızı hissediyorduk. Bebeğim kısa bir duş alıp yanıma geldi, pijamalarımızı giyindik ve yatağımıza geçtik. Hemen bana yanaşıp sokulduğunda saçlarına burnumu bastırıp derin derin nefeslendim. 

"Çok özledim seni. Gelecektim Taehyung, yemin ederim sana kapıyı kapatınca çok pişman oldum, gelecektim."

"Biliyorum, seni tanıyorum Jeongguk. Biz birbirimiz olmadan yapamayız."

Kafasını kaldırıp bana bakmış, dudaklarını çeneme bastırıp nefeslenerek öpmüştü beni, gözlerimi kapayıp biraz daha yanaştım ona. Bedenlerimiz tamamen birbirine girmişti, temas etmeyen tek bir noktamız bile kalmamıştı.

"Seni çok üzdüm, değil mi? Toshiro hyung ve Soobin ile konuşmuştuk biraz, bana bir süredir böyle hissettiğini söyledi. Jeongguk, seni istemeyeceğim, senden sıkılacağım tek bir an bile olmayacak. Bu yetersizlik hissin nereden geldi bilmiyorum ama lütfen at onları aklından. En başından sana yetemeyecek gibi görünen bendim, bunları düşünmen beni mahvetti."

"Hayır, saçmalama. Taehyung, sen benim isteklerimin çok daha üzerindeydin, hala öylesin. Bebeğim, senin bunu düşünmen haksızlık."

"Senin de öyle."

"Tamam, tamam kapatalım o zaman bu konuyu. Bizi yalnızca üzüyor."

"Evet lütfen, gel buraya ve biraz daha öp beni."

...

Sabahın erken saatlerinde izlenildiğimin hissiyle gözlerimi araladığımda Taehyung'un gülen gözleriyle karşılaştım, üç günün sonunda dinlendiğim için hala yorgundum ve uyumaya devam etmek istiyordum. Parmakları saçlarımın arasında geziniyordu. Yerimde kıpırdanıp burnumu güzel kokulu tene sürttüm. Saçlarımı itip alnımda gezdirdi parmaklarını.

"Ben mi uyandırdım seni?"

"Hayır, kendim uyandım. Boynunda uyuyacağım."

Kafasını sallayıp kollarını araladı, boynuna sokulup tenini nefeslenerek kısa zamanda yeniden uykuya daldım. Birkaç saat daha uyanmamın ardından bu sefer tamamen dinlenmiş bir şekilde uyandım, Taehyung'um da benimle birlikte uyumuştu, onu rahatsız etmeden ayaklanıp biraz gerindim ve banyoya geçtim. Kısa bir duşun ardından aşağıya, mutfağa indim, Toshiro hyung kahve içiyordu.

"Günaydın çocuk."

"Günaydın hyung."

"Yukarıda mı seninki?"

"Evet, uyuyor."

"İyisiniz, değil mi?"

"İyiyiz hyung, hallettik her şeyi. Sorun kalmadı."

Kafasını sallayıp kahvesine geri döndü, ben de kahvaltı tepsisi hazırladım bebeğime. Cebimdeki yüzük kutusunu da tabakların yanına yerleştirip derin bir nefes verdim. Tepsiyi burada bırakıp bebeğimi uyandırmak için yanına geri döndüm, yastığıma yüzünü gömmüş, uyumaya devam ediyordu. Dayanamadan yanına uzandım ve yüzünü, saçlarını öpücüklere boğdum. Hafif uyanmaya başladığında geri çekilip tatlı yüzünü izledim gülümseyerek.

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin