-0.6-

3.4K 412 208
                                    

Sabah uyandığımda her şey normal seyrinde ilerliyordu. Erkenden kalkıp duşa girmiş, ardından okula hazırlanıp yola çıkmıştık. Benim için artık rutin gibiydi, her gün aynı şeylerdi ve biraz can sıkıcıydı. Arada bizimkilerle takılıyorduk, genelde bana gelirlerdi zira evimde her şey vardı. Minghao ile zaten zaman geçirmiyorduk, o yüzden hatırlamama bile gerek yoktu.

Okul kapısından girdiğimde Jimin arayıp yemekhanede olduğunu söylemişti. Hızlı adımlarla yanına yürüdüm, bana bir sürprizi olduğunu söylemişti ve bu yüzden de hiç huyum olmasa da meraklanmıştım. Dört gündür okula gelmiyordum, muhtemelen yine bir sürü dedikodusu vardı ve dinlemem için beni zorlayacaktı.

"Jeongguk, günaydın tatlım."

Duvar kenarındaydı ama bakışları camdaydı, muhtemelen kediye benzeyen siyah saçlı çocuğu bekliyordu.

"Geçen Hoseoklara gittik ya?"

"Hm?"

"Seninkinin videosunu çektim bir sürü, al izle."

Telofonunu uzattığında elinden kaptığım gibi ekranda açık duran videoyu oynattım. Küçük bir kız çocuğuyla oynuyordu. Tatlı sesine ve tatlı yüzüne baktıkça eriyip sandalyeye akmıştım sanki. 

"Şu haline bak, aşk çok fena vurdu seni."

Sırıtıp videoları izlemeye devam ettikçe gülümsemem biraz daha genişledi, o sırada siyah saçlı oğlan gelmişti ve Jimin benimle uğraşmayı bırakmıştı.

Çok güzeldi, aklımı başımdan alacak bir güzelliği ve tatlılığı vardı. Herkesle iyi anlaşıyordu, etrafındakiler onu gerçekten çok seviyordu. Ona minicik diyordum ama minikliği zayıflığından geliyordu, onun dışında boyu gayet idealdi, hatta biraz daha uzayacak gibiydi. Ben küçüklüğümden beri basket oynadığımdan fazlasıyla uzundum, güzel bir çift olurduk, birbirimize yakışırdık. 

Ben bunları düşünüp videoları tekrar tekrar izlerken iki kişi yanımıza doğru yürüyordu, göz ucuyla görmüştüm ama bakışlarımı uyuyan Taehyung'un güzel yüzünden ayıramamıştım.

"Telefonumu versene Jeongguk."

Bir şeyler bakacağını düşündüğümden cebimdeki telefonu çıkarıp masaya attım, mest etmişti uyuyan hali, hiçbir şey umurumda değildi.

"Kendi telefonumu dedim şapşik."

"İşim var, ne yapacaksan benimkiyle yap."

Sürekli böldüğünden sinirlenmiştim biraz, bir kişi masaya oturduğunda bakışlarımı ona çıkardım.

Dört gündür görmediğim beden karşımda bana boncuk gözlerle bakıyordu. 

Bakışlarımı yine elimdeki telefona indirdim ve tüm videoları kendime gönderdim, hepsini sonra tekrar tekrar izleyecektim, önemli olan şu an kanlı canlı karşımda duran kiraz çiçeğini izlemekti.

"Kook, telepati yoluyla elindeki telefonumdan sana mesaj attım sanırım."

Elindeki telefonumu aldım ve onda ne kadar fotoğrafı ve videosu varsa silip telefonunu geri verdim. Jimin neler yaptığıma bakmıştı, her şeyin silindiğini görünce kaşlarını çatıp bana döndü.

"Videoları, fotoğrafları silmişs-.."

"Sus ve sevgiline dön, hadi."

Uyarıcı bakışlarımla dudak büzüp kara kediye sokuldu, ben de hala bana boncuk boncuk bakan kiraz çiçeğime döndüm.

Sanırım bir şeyler dememi bekliyordu. Onu çok özlemiştim, o yüzden dayanamadım daha fazla.

"Nasılsın Taehyung?"

Cherry Blossom×TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin