Cherry Blossom×Taekook

-2.6-

2 Yıl Sonra

Taehyung 18

Jeongguk 20

...

"Jeongguk çok heyecanlıyım, tutmuş mudur? Lütfen tutmuş olsun, seninle aynı okula gelmek istiyorum."

Bilgisayarı açmamı beklerken yanıma oturup sallanıp durmuş, en sonunda da dudaklarını büzerek sormuştu. Hafifçe gülümseyip kafamı salladım ve yanaklarından öpüp yerleştirme sonuçlarının açıklandığı siteye girdim.

"Soruları beraber kontrol ettik, benim okuduğum yere gelebilmek için gerekli puana erişiyorsun hatta artıyor bile bir tanem. Merak etme, ben başaracağına eminim."

Sitenin ekranı açıldığında hemen elleriyle gözlerini kapatıp yüzünü boynuma gömdü.

"Ay, ay önce sen bak, bakamıyorum, kalbim duracak heyecandan."

Sevimliliğine karşı dudaklarımı saçlarına bastırdım ve yüklenen ekranla gülümseyip boynumdan kalkması için kalçasını patpatladım kısaca.

"Bebeğim, buna bakman gerek."

Önce bakışları bana çarptı, dudaklarını kısaca öpüp ekranı gösterdiğimde derin bir nefes vererek bakışlarını oraya çevirmiş, gördüğü sonuçla gözlerini kocaman açıp çığlık atmıştı.

"Kazandım! Jeongguk, kazanmışım! Aman Tanrım!"

Kucağıma atlayıp boynuma sıkıca sarıldığında tamamen kendime çekip minik bir kahkaha attım ve omzuna dudaklarımı bastırıp derin bir nefes aldım.

"Kazandın bir tanem, benim bebeğim her şeyin en güzelini yapar."

"Aynı okula gideceğiz, yine beraber olacağız işte, of, kazandım, inanamıyorum. Dur, babamı arayacağım."

Yanağıma dudaklarını sert bir şekilde bastırıp kucağımdan kalktı, ardından odamıza koşturdu. Ben de sevimli haline bakıp kıkırdadım ve Soobin'i aradım, onun da sonuçları açıklanmış olmalıydı.

"Hyung, evde kıyamet kopuyor, iyi kurtardın beni."

Telefonu açar açmaz nefes nefese konuştuğunda kaşlarımı çatıp yerimde dikeldim.

"Ne oluyor?"

"Şey, ben tercih sıralamamı değiştirdim babamdan gizli. İktisadı başa aldım ve onu kazanmışım."

"Eee, ne var bunda? Ne güzel işte."

"Ufak bir yanlış anlama yaşamışım. Kore'deki yerine Japonya'dakini yazmışım."

"Geri zekalı, geri zekalısın oğlum sen. Niye burayı yazmadın, Soobin, gerçekten, aklın nerede oğlum senin?"

"Ya, uf, sanki bilerek yaptım. Ne yapacağım şimdi ben?"

"Bakacağız, ek kontenjanlara senin gibi salakları alırlar mı bilemem ama halletmeye çalışırız bir şekilde, olmadı bir sene daha hazırlanırsın eşek gibi."

"Hyung ya!"

"Kes boşu, kapat, sinir ettin beni."

Telefonu kapatıp derin bir nefes verdim, bir sürenin ardından Taehyung zıplayarak aşağı indi ve tekrar kucağıma atladı.

"Çok mutluyum, öpüşelim."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında kıkırdadım ve göğsümü göğsüne yasladım, parmakları hemen saçlarımın arasına dalmıştı. Alt dudağımı ağzının içine çektiğinde kalçasını da erkekliğimin üzerinde kaydırmıştı. Yerine sabitleyip inledim ve dilimi diline sürterek kasıklarımı karıncalandıran bir sesle dudaklarından ayrıldım.