Günün ikinci bölümü, 15.bölümü okumayı unutmayın!
...
Son günümüze tamamen uykumu almış bir şekilde uyandığımda biraz yerimde gerindim ve yanımda uyuyan Ikıgai'me döndüm. Saçları yastığına dağılmıştı ve yanağı baskıdan dolayı daha bir tombullaşmıştı. Yaklaşıp ufak bir öpücük bıraktım, kendimi tutamamıştım tabii, birkaç öpücük daha bırakıp ayağa kalktım. Banyoya geçip işlerimi hallettim ve aşağı indim.
"Günaydın Jeongguk."
"Günaydın hyung."
"Kahvaltını hazırlayayım mı?"
"Yok ben hallederim, Taehyung uyuyor hala, güzel bir şeyler yapmak istiyorum."
"Tamam o zaman, yapmamı istediğin bir şey olursa buralardayım ben."
Kafamı sallayarak onayladım onu, göz kıpıp aşağı inmişti, muhtemelen garaja gidiyordu. Mutfağa geçip dolaptan yumurta ve biber çıkardım. Renkli biberleri jülyen doğrarken tavanın altını açtım ve tereyağını erittim. Ardından biberleri yağa atıp biraz kavurdum ve yumurtaları kırdım. Baharatları da ekleyip pişirmemin ardından spatula yardımıyla katladım. Birkaç yemek daha hazırlamamın ardından arkamdan belime sarılan kollarla gülümsedim.
"Günaydın bebeğim."
"Günaydın, yemek mi hazırladın bize?"
"Evet, parmaklarını yiyeceksin. Sonra ben de seni yiyeceğim."
Kıkırdayıp masaya geçtiğinde çorbaları kaseye doldurdum ve masaya geçtim. Taehyung dirseklerini masaya yaslayıp beni güzel bir gülümsemeyle izlerken elini tutup öptüm ve kaşımla yemekleri gösterdim.
"Başla bakalım, gittiği yere kadar."
Güzelce geçen sohbet ve bol kahkahayla yemeğimizi yiyip ortalığı beraber toparladık ve salona geçtik.
"Dışarı çıkıp gezelim mi biraz? Sadece evde vakit geçirmek zorunda değiliz nasıl olsa?"
" Oh, tamam olur. Hazırlanalım o zaman."
Elimden tutup beni çekiştirerek odaya götürmüştü ve giyinme odasına geçtik. Önce bana bakıp kıyafetlere dönmüştü, açık mavi dar bir kot, üzerine de beyaz bir kazak çıkarıp kendi kıyafetlerine geçtiğinde soyunup giyinmeye başladım.
"Sence bunları giyinmeli m-miyim?"
Birden arkasını dönüp bana baktığında pantolonumun düğmesini kapadım ve elindekilere baktım, tatlı mı tatlı kırmızı bir sweatshirt çıkarmıştı, altına da bol siyah pantolon seçmişti.
"Olur tabii bebeğim, çok tatlı olursun hem de."
Bakışları yeniden belimin sağ kısmını bulduğunda yutkunup gözlerini kaçırdı, bakışları hüzne bulanmıştı yeniden. Bu konu hakkında ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum, iki yıl geçmişti, varlığını hissetmiyordum ama Taehyung kafasını yara izine takmış gibiydi. Bir şey demeden kazağı da giyinip pantolonun içine soktum ön kısmını ve Taehyung'a döndüm.
"Nasıl olmuş? Bence harika, çünkü bebeğim seçti."
Hafifçe gülümsemişti, rahat olsun diye yanına geçip dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım ve odadan çıkmıştım. Henüz o kadar alışamamıştı, önemli de değildi. Bir gün birbirimize tamamen alışacaktık.
Aşağı inip paltomu aldım ve garaja indim, Toshiro hyung arabanın yanında muhtemelen Ichika noona ile konuşuyordu.
"Bebeğim ben nasıl geleyim şimdi yanına? Çocuklar dışarı çıkacak, onları götürmem lazım. Kılıcını kınına geri sok Ichika, Tetsuya annemden korkuyorum ben artık diyor. Oğullarımın psikolojileri mahvoldu bizim yüzümüzden, çocuğum rüyasında katana görüyormuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cherry Blossom×Taekook
FanfictionJeongguk, market kapısında arkadaşının sırtına çıkıp tatlı tatlı gülen çocuğa tutulmuş, bir daha da bırakmamıştı. !Dream Glow2! !Jk'sperspective! By Amethyst 🌸