Cherry Blossom×Taekook

-1.4-

Bebeğimle eve gelmemizin ardından temizlenip üzerimizi değiştirmiş, ardından yemeğe geçmiştik. Küçük bebekler gibi yüzünü çevirip duruyordu, bir türlü yedirememiştim yemeğini.

"Bebeğim, hadi, son bak bu."

"Ama midem bulandı, çok yedim!"

"Hiç de bile çok yemedin. Bu kadar yemekle nasıl yaşamaya devam ediyorsun bilmiyorum ama benim yanımdayken iyi beslenmen gerek. Ben sevgilimi aç bırakmam."

"Aç değilim ki ama gerçekten, baksana karnıma, midem çıktı, bak."

Üzerindeki pijamayı sıyırıp yumuşak karnını gösterdiğinde tatlı krizine girecektim resmen, çubukları bırakıp yenilmişlikle ellerimi kaldırdım.

"Sen kazandın, tamam, ben baş edemiyorum senin tatlılığınla."

Hafifçe sırıtıp temizlenmek için banyoya geçmişti, ben de mutfağı toplayıp ellerimi yıkadım. Salona geçip film bakmaya başladığımda zıplayarak yanıma gelmişti.

"Ne izleyeceğiz?"

"Ne izlemek istersin, aa, bak bu yeni çıkmış sanırım. Bakalım mı?"

"Dedektif mi, bayılırım."

"Sen başla istersen, ben mısır patlatayım."

"Yok beklerim ben seni, o zamana kadar arkadaşlarıma yazarım."

"Tamam bebeğim."

Mutfağa geçip tencere çıkardım ve mısırları döküp yağ ekleyerek karıştırıp kalçamı tezgaha yasladım. Mutfağım Amerikan tarzdaydı, o yüzden salonu görüyordum direkt. Bebeğimin tatlı kıkırtılarıyla gözlerimi kapadım ve biraz dinledim onu, mısırın patlaması durduğunda derin bir nefes verip mısır kovalarına boşalttım ve tuzlayıp içeri geçtim.

"Hadi açalım bakalım."

Telefonu bırakıp kumandayı elinde aldı, yanına oturduğumda omzuma kafasını yaslamıştı, yanağımı saçlarına yaslayıp beline parmaklarımı sardım ve kendime çektim iyice. Bir süre filmi izledik sessizce, ardından gözlerini kısıp karakterlerin hareketlerini izlemeye başladı.

"Bence siyah saçlı olan katil."

O benim en başından beri düşünmediğim tek kişiydi, kaşlarımı çatıp dikkatle inceledim onu.

"Niye ki?"

"Bilmem, katil tipi var biraz."

Kafamı kaldırıp gülümsedim ve yanağını okşayıp konuştum.

"Nasılmış ki bakalım katil tipi?"

"Çok neşeli bir kere, içindeki öfkeyi ve sinsilik kırıntılarını gözlerine bakınca net bir şekilde görebiliyorum. Bunu gülümseyerek maskeliyor, ayrıca aralarında polislik ve dedektifçilik hakkında en çok bilgi birikimine sahip kişi o. Açıkları biliyor, nasıl tepki vermesi gerektiğini de. Sorgu odasındayken isteği dışında gelen suya bakışını gördün, değil mi? Ardından polislere alayla gülümsedi, DNA'sını almaya çalıştıklarının farkındaydı ama bunu profesyonelce gizledi. Anlayabilene fazlasıyla belli etti katil olduğunu. "

Dudak büzüp biraz daha düşündüm geçmiş sahneleri, mantıklıydı ama kahve saçlı olan daha çok katil gibi gelmişti bana.

" Ben de tam tersini düşünmüştüm, mavi gözlü, kahve saçlı olan çok fazla tepki veriyor her şeye."

" O sadece korku dolu çünkü aralarında bir katil var. Oldukça haklı tepkiler veriyor, filmin sonunda izleyicileri ters köşe yapmak amaçları. Şu diğer kahve saçlı olan hiçbir şeye karışmıyor, adım kadar eminim ki polisler önce onu tutuklayacak. Sonradan dedektif yakaladığı ufacık detayı hatırlayacak ve asıl katilin kim olduğunu söyleyecek. Şanslıysak, henüz kaçmadan yakalanacak. Ama ikinci bir film çekilecekse, onlara mektup bırakıp gidecek."