Alisa, uyandığında gözlerinin içi yanıyordu. Yataktan kalkarken kapalı oda kapısının altından ışığı görünce Masal'ın geldiğini anlamıştı. Sabah olanları hatırlayınca yine mutsuz olmuştu ve tekrar uyumak istiyordu ama yine de içindeki merak onu uyandırmıştı. Ayağa kalkınca başı döndü. Kapıya kadar yürüdü ve kapı kolunu kendine doğru çekti ve odadan çıktı. Mutfağa doğru adımladı.
Duvardaki saate gözü takıldı. Saat ikiye geliyordu. Gözlerine inanamadı. Masal mutfakta bir şeyler atıştırıyordu.
Gecenin o saatinde arkadaşının iştahına şaşırmadı. Bu onun her zamanki hâliydi. Sessizce sandalye çekip oturdu. Masal alayla gülümseyerek baktı:"Tüm enerjimi sömürdün, bu nasıl bir yüz ifadesi, yine kim bilir ne oldu? Hadi anlat dinliyorum."
"Hiçbir şey olmadı, sadece biraz canım sıkıldı." bulduğu yalana kendisi de inanmamıştı.
"Geldiğimde uyuyordun.. rahatsız etmek istemedim."
Masadaki çikolatalardan birini ona uzatarak sordu: "Teşekkürler." diyip paketi açtı. Koca bir ısırıktan sonra boşluğa bakmaya devam etti.
"Çok mutsuz görünüyorsun, sadece canının sıkıldığına emin misin?"
Kız soruya cevap vermedi. Derin düşüncelere dalan birinin sessizliğiyle susmaya devam etti. Arkadaşı anlayışla konuştu: "Noluyor Alisa birkaç gündür normal davranmıyorsun? İyi misin?"
Kız, arkadaşının söylediklerini dinlemeyecek kadar dalgındı. Gözleri yorgun görünüyordu. Sormaya devam etti:
"Gözlerin şişmiş sen ağladın mı?"Kendine gelip cevap verdi: "Hayır sadece biraz yoruldum."
"Kubilay'a baktığın günlerde bu kadar yorgun dönmüyordun.. artık eve ya geç geliyorsun ya da erken... Bilmediğim bir şey mi var?"
Alisa bir ân her şeyi arkadaşına anlatmak istedi. "Masal, ben..."
Arkadaşının ellerini tutup "Nolur benden bir şey gizleme Alisa, hiç iyi görünmüyorsun. O gün geldiğimde benim için ne kadar korkmuştun, bana bir şey olacağından mı korkuyorsun? Bana anlatabilirsin. O gün sanki tehlikedeymişim gibi korkmuştun. İyi de neden Alisa, benimle kimin ne işi olur, sen kimden korkuyorsun?"
Araf'ın söyledikleri kulaklarında yankılandı. Anlatmaktan vazgeçmişti. Masal'ın gerçekleri bilmesi hiçbir şeyi değiştirmezdi: "Kimseden korkmuyorum, sadece o gün gideceğinden haberim olmadığı için endişelendim."
"O adam kimdi, o saatte bizim evde ne işi vardı?" Diye sordu Masal.
"Sen, Araf'tan mı bahsediyorsun? Şey... Önemli bir toplantı için erkenden şirkete gitmemiz gerekiyordu. Sağ olsun beni de yoldan geçerken aldı, beraber oraya gittik." Arkadaşımın gözlerinin içine baka baka yalan söylüyordum. Affet beni Masal, ama bunları sana anlatamam.
Aklı bir şeye takılmış gibi konuştu: "Sen erken geldin daha gideli iki saat olmamıştı ki geri döndün."
"İptal oldu.."
"Neyse artık iş konuşmayalım."
Alisa dalgın dalgın bakarak "Yarın izinliyim." dedi.
Masal bu tavırdan bir şey anlamamıştı: "Ne güzel işte dinlenirsin fena mı olur? Yani canını sıkan şey yarın izinli olman mı?"
Alisa dalgınlıkla 'evet' dedi. Masal elindeki çikolatayı yemeyi bıraktı. Dikkatle ona baktığını görünce kız verdiği cevabı değiştirip 'hayır' dedi.
"Yarın birlikte gezelim mi?"
"Gezelim gezmesine de senin okulun ne olacak?"
"Arkadaşlarımdan notları alırım. Bir günden bir şey olmaz. Yarın kız kıza eğleniriz. Belki güzel bir yere gidip yemek yeriz. Sonra Halide Teyze'nin altın gününe katılacağız. Gitmezsek ayıp olur. " Diyerek göz kırptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgene Bile Acıma
Teen FictionAlisa'nın duygusuz ve titiz bir adamla yaşadıklarını anlatıyor. [Eğlence amaçlı yazılmıştır. Hikaye tamamlanınca yazımlar düzeltilecektir.]