Alisa ve Masal çoktan uyanmış kahvaltı ediyorlardı. Dün, Gökay'ın geliş nedenini merak eden Masal, belli etmeden arkadaşına sordu: "Dün gelen Gökay mıydı, neydi adı tam hatırlamıyorum, niye gelmişti sana bir şey söyledi mi?"
Alisa arkadaşını çok iyi tanıyordu. Masal'ın Gökay'dan hoşlandığını ama sinirlerini bozduğunu ve bu yüzden de bunu kendisine açıkça söylemeyeceğini biliyordu.
Umursamaz bakışlarıyla "Bana da bir şey söylemedi, aman boş ver Gökay'ı, bugün dışarı çıkıp eğlenemek istiyorum." Dedi.
Masal'ın sevinçle gözleri parladı. Kahvaltıyı bitirince masadakileri toplayıp bulaşıkları makineye yerleştirdiler. Sıra hazırlanmaya geldiğinde ne giyeceklerine karar vermeleri uzun sürmedi. Çok fazla kıyafetleri yoktu. Bir pantolon ve tişört ile kombinlerini tamamladılar.
"Giyecek pek bir şeyimiz yok, bu ay alışveriş yapalım ne dersin?"
"Tamam oradan giyecek bir şeyler alırız. Nasıl olsa bugün izinlisin. Ev için alış veriş de yapmalıyız. Bende biraz nakit para var."
"Bende de para var, onunla şimdilik mutfak masraflarını hallederiz, geri kalanıyla da kıyafet alırız."
"Paraları yanımıza alalım, gelişi markete uğrarız." Masal başıyla onayladı. Yanlarına paraları da aldılar. Evden çıktıklarında kızın telefon çaldı. Masal'la gözgöze geldiler, Alisa tereddütle arkadaşının yüzüne bakarak konuştu: "Gökay arıyor, neden arıyor ki? Hayırdır inşallah!"
"Açmadan bilemeyiz. Kapanmadan açsan iyi edersin.."
Alisa telefonu açtı, Gökay'ın sesi işitildi:
"Alo, Alisa acil buraya gelebilir misin? Sana ihtiyacım var."Kız, acil olarak gelmesinin sebebini merak ediyordu: "Bir şey mi oldu Gökay Bey?"
"Çabuk gel lütfen, şu an konuşacak durumda değilim!" İyice tedirgin olan kız, nereye geleceğini bilmiyordu. Telaşla sordu: "Neredesiniz?" Gökay aceleyle cevap verdi: "Ben sana konum atacağım."
Başka bir şey söylemeden telefonu yüzüne kapattı. Alisa, endişe dolu bir şekilde Masal'a döndü. "Gökay acil bir durum olduğunu söyledi. Hemen yanına gitmem gerekiyormuş. Ne olduğunu söylemedi. Konum atacakmış."
Masal, Alisa'nın endişesini hissederek ona destek oldu. "Tek gitme beraber gidelim."
Birkaç saniye sonra Alisa'nın telefonuna konum düştü. İkisi hızla yola koyuldu ve Gökay'ın bulunduğu yere doğru ilerlediler. Yolda sessizlik hakimdi, her ikisi de içten içe ne olabileceğini düşünüyordu.
Bir süre sonra, Alisa ve Masal Gökay'ın belirttiği konuma vardılar. Alisa hızla yanına giderek, "Gökay Bey, ne oldu? Her şey yolunda mı?" diye sordu.
Gökay'ı sakin görünce telaşlanacak bir şey olmadığını anladılar. O zaman onu buraya niye çağırmıştı?
Masal, Gökay'a şüpheyle baktı. "Ne olduğunu söyleyecek misin yoksa bizim tahmin etmemiz gerekiyor mu?"
Alisa da arkadaşına hak vererek, "Masal doğru söylüyor, ne olduğunu anlatacak mısınız?"
Gökay soğukkanlılığını koruyarak konuştu: "Araf'ın sevgilisi bugün yurt dışına gidiyor..."
Alisa söylenenlerden bir şey anlamış gibi kafasını salladı. Adamın devamını anlatmasını bekledi.
"Gökay Bey benim ne yapmamı istiyorsunuz, beni buraya neden çağırdınız?"
"Carly ve Araf'ı ayırmanı istiyorum Alisa. Çok ciddiyim. Sadece istediğim bu değil, o kızı öyle bir hâle getir ki Araf'ın yanına bir daha yaklaşmaya cesaret edemesin. "
Duyduklarıyla şok olan kız, "Bunu niye benden istiyorsunuz?" Dedi. Kısa bir sessizlik olunca Masal alayla cevap verdi,"Dün de gelip hiçbir şey söylemeden gitti. Bir şeyler karıştırdığı kesin!"
"Benim yaptıklarımdan bir anlam çıkarma, ben sadece arkadaşımı kötü bir karar almasına engel olmaya çalışıyorum!"dedi.
Gökay, Masal'a öyle bir bakıyordu ki birazdan kavga edeceklerinden zerre kadar şüphe duymadım. Araya giren Masal oldu: "Senin Alisa'yla derdin ne tam olarak, arkadaşımdan ne istiyorsun?"
"Bu seni hiç ilgilendirmez. Ben burada arkadaşım için bir şeyler yapmaya çalışıyorum."
Masal ikna olmamış gibi tekrar, "Yalan söylüyorsun, senin derdin Araf'ın sevgilisi..."
Sözlerini tamamlamadan Gökay sesini yükselterek,"Bana bak doğru konuş yoksa.."
"Yoksa ne?" dedi Masal meydan okurca bir sesle.
İkisi de kavga etmeye hazır görünüyordu.
Masal'ın gözlerindeki kızgın ifade daha da belirginleşti. Gökay, Masal'a doğru birkaç adım atarak buz gibi bir sesle,"Pişman ederim söylediğine, söyleyeceklerine!"Alisa daha duyduklarının şokunu atlatamadan Masal'ın Gökay'la tartışmasına karşı hiçbir şey yapamadı.
Masal'ın kendisini savunmakta üstüne olmadığını biliyordu ama hemen olaya müdahale etmek için "Lütfen arkadaşlar sakin olur musunuz? Buraya kavga etmeye gelmediniz."
İkili sinirli bakışlarını bana çevirince kendimi gergin hissettim. Sen bu işe karışma, der gibi baktı Gökay.
"Senin benimle derdin ne?" Dedi Masal.
"Benim seninle bir derdim falan olamaz. Ben sadece Alisa'yı çağırmıştım, senin de geleceğini bilseydim mutlaka ona yalnız gelmesini söylerdim. Ne bu sürekli berabersiniz, arkadaşınsız tek başına yaşayamıyor musun?"
"Senin gibi neye hizmet ettiği belli olmayan biriyle arkadaşımı yalnız bırakacak değildim tabii ki!"
"Sen bana ne demeye çalışıyorsun?"
"Arkadaşını sevgilisinden ayırmaya çalışan biri nasıl olursa onu demeye çalıyorum!"
"Kes sesini!"
Masal'ın en nefret ettiği şey şu an tam olarak gerçekleşiyordu. Arkadaşınım sinirden zor nefes aldığı için önce Gökay'dan birazcık uzaklaştı. Derin nefes alıp gözlerini kapattı. Arkasını dönüp kendini sakinleştirmek istedi. Onunla göz göze geldiğimizde yüzündeki o kesin ifadeyi görmüştüm. Ben bu ânı bir yerden hatırlıyorum.
Masal'ın sessizliğinden cesaret alan Gökay konuştu: "Ha şöyle sus biraz da şurada bir şey konuşalım!"
Masal'ın hızla adama doğru gidip yumruk atacağını bildiğimden önüne geçip sakinleştirdim: " Sen ona uyma, bilerek böyle söylüyor seni sinirlendirmeye çalışıyor. Sen onu duymamazlıktan gel."
"Niye tutuyorsun arkadaşını bırak bakalım ne yapacak?" Dedi Gökay alayla.
Bu kızı bir bırakırsam neler olacağını iyi biliyordum. O yüzden sıkı sıkı tutup Gökay'a gitmesine engel oldum.
Masal:
"Görüyorsun ki sakinleşmeye çalıştıkça daha çok konuşuyor. Şimdi sen şöyle geç, ben şuna gününü gösterip geliyorum." Dedi.Gökay'a doğru gittiğinde artık bu manzarayı görmek istemiyordum.
Birazdan başına gelecekleri tahmin dahi edemeyecek olan Gökay rahat rahat konuşuyor: "Senin ellerin titriyor. Korkudan mı yoksa sinir hastası falan mısın?"
"Adın Gökay'dı değil mi?"
"Evet unuttuysan her gün gelir sana zevkle kim olduğumu hatırlatırım."
"Gökay lütfen Masal'la uğraşmayı bırak!"
Çocuk gibi şikayet etti: "O benimle uğraşıyor ben hiçbir şey yapmadım. Sabahtan beri susmayan o!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgene Bile Acıma
Teen FictionAlisa'nın duygusuz ve titiz bir adamla yaşadıklarını anlatıyor. [Eğlence amaçlı yazılmıştır. Hikaye tamamlanınca yazımlar düzeltilecektir.]