Sabah erkenden evden çıktığımda aklımda dün akşam Gökay'la konuştuklarımız geldi.
Flasback
Gökay geri döndüğüme şaşırmıştı. Geldiğimde hâlâ eski yerinde oturuyordu. Hızla ona doğru ilerleyip lafı uzatmadan direkt konuya girerek kararlılıkla konuştum: "Teklifini kabul ediyorum ama bir şartım var!"Gökay şartın nedir, diye sormadan hemen kabul etti. Yine de açıklama gereği duyarak, "O kadını öldürmeyeceksin ve anlaşmamızdan Araf'ın haberi olmayacak! Bu ikimiz arasında bir sır olarak kalacak."
Onaylar gibi başını salladı. Gökay'a ne kadar güvenebileceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. Yemek meselesinden sonra içime şüphe girdi ama bu kısa sürmüştü.
"Şimdi onları nasıl ayıracağın konusuna gelirsek sana ne yapman gerektiğini anlatacağım ama öncelikle buradan gidelim."
"Beraber kamp yapacağınızı söylemiştin Araf nerede Gökay?"
"Sevgilisi onu özlemişmiş! O da beni burada bırakıp gitti. Yani bilerek yaptı, beni Araf'tan uzak tutmaya çalışıyor."
Gökay'ın telefonu çalınca üzerindeki Araf yazısını görmüştüm. O aramayı cevaplarken Araf'ın neden aradığını merak ediyordum.
"Efendim." Diye yanıtladı Gökay.
Yürüyerek biraz uzaklaştı. Kıza uzaktan göz ucuyla bakmaya devam ederken tekrar telefonda Araf'ın sesi duyuldu: "Alisa senin yanına gelmiş Gökay."
"Evet kendisi şu an yanımda benimle beraber."
"Neden gelmiş?"
"Önemli bir şey değil."
"Konuştuklarımızı unutma sakın!"
"Tamam aklımda... Bu arada şu kızın peşindeki adamları gönder. Bütün gün kızın yanında olacağım. Benimle güvende sen merak etme."
"Tamam dikkatli ol adamları geri gönderiyorum."
Telefonu kapattıktan sonra yanıma gelip gülümseyerek kamp alanından çıkıp güzel bir yere gittik. Oturup konuşmaya başladık: "Gökay sana güvenmekte kararsızım. Araf Bey'in sarma sevdiğini söylediğin gün sana güvenmiştim ama o gün beni hayal kırıklığına uğrattın."
"Tamam özür dilerim, sana hatamı daha sonra telafi ettireceğim ama önce Carly'i Araf'tan uzak tutmamız gerek."
"Araf benden nefret ediyor Gökay. Carly'i sevmeye devam ettiğini bile bile onun beni sevebileceğini nasıl düşünüyorsun?"
"Orası kolay sen merak etme. Yalnız o kadın sana ne derse desin ne yaparsa yapsın hiçbir şey belli etmemeyeceksin."
"Tamam denerim."
"Yapman gereken şeyler burada var." Dedikten sonra uzun bir listeyi bana uzattı.
Bu kağıtta yazılanlar bana o kadar zıttı ki hepsini yapabileceğimden şüphe duymama gerek yoktu çünkü zaten yapmayacaktım.
Kağıttakileri okurken Gökay uyardı:
"Dikkatli ol Alisa, eğer Araf bunu öğrenirse hemen bana haber vereceksin.""Tamam."
...Araf'ın evine vardığımda içimde nedensiz bir korku ama aynı zamanda heyecana bağlı stres de vardı. Kabul etmekle kararsız kalmıştım. Vicdanım yanlış yaptın derken, aklım ise onlar bunu çoktan hak etti diyor. Masal'ın söylediğini yapacaktım. Gökay'ı oyalayıp zaman kazanacağım. Kimseyi kendi kıskançlığım için üzmeyeceğim.
Etrafıma göz atınca şok oldum. İçeri girdiğimde salonda kimseyi göremedim. Her taraf birbirine girmişti. Buraya ne oldu böyle? Mutfak oldukça dağınıktı ve masanın üzerindeki içki şişeleri boştu. Araf burayı görürse kıyameti koparır. Dağıtılan yerleri hemen topladım. Saat geçiyordu kahvaltı hazırlamadan önce mutfağa gidip ellerimi yıkadım. Az da olsa mutluydum çünkü aldığım karar vicdanımı rahatlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgene Bile Acıma
Teen FictionAlisa'nın duygusuz ve titiz bir adamla yaşadıklarını anlatıyor. [Eğlence amaçlı yazılmıştır. Hikaye tamamlanınca yazımlar düzeltilecektir.]