Masal, Gökay'ın yüzüne bakmayı sürdürüyordu. İçimden bir ses arkadaşımın Gökay'ın etkisinde kaldığını söylüyordu. Evet, kesinlikle öyleydi. Yoksa benim tanıdığım Masal, çoktan bu saatte bizi rahatsız edeni bir güzel azarlamadan bırakmazdı ama arkadaşım bırakın azarlamayı hiçbir şey söylemiyor aksine gülümsüyordu. Gökay ise Masal'ı ilgisiz ve alaycı bir bakışla süzüyordu. Araya girip bakışmalarını böldüm: "Gökay, içeri girsene niye kapıda dikiliyorsun?"
Arkadaşım, çocuğa hayran hayran bakıyor ve bunu aşırı belli ediyordu. Gökay sanki Masal hiç yokmuş gibi bana dönüp gülümseyerek buraya geliş sebebini anlattı:
"Gece vakti seni rahatsız ettim kusura bakma. Ortadan bir ân da kaybolunca seni merak ettim, herhalde bugün Araf'la tartıştınız. Kötü bir gün geçirmiş olmalısın. Olanları Carly anlattı ama ben o kadına zerre inanmıyorum."Alisa bu konuyu konuşmak istemiyordu. Masal sonunda kendine gelmişti. Bunu fırsat bilerek ona Gökay'ı tanıştırdım:
"Gökay, sana ev arkadaşım hatta dostumdan öte, kardeşim Masal'ı tanıştırayım!"Gökay, arkadaşımla hiç ilgilenmemişti sadece bakmakla yetindi. Masal, adamdaki egoyu fark edince hayranlıkla bakmayı bıraktı ve yine eski Masal'a geri döndü. Çocuğu baştan ayağı süzdükten sonra iğneler gibi konuştu: "Gecenin üçünde sizi buraya sadece merak mı getirdi beyefendi?"
Alisa, Masal'ın sözlerini duyunca gözleri fal taşı gibi açıldı, tartışma çıkmasın diye müdahale etmek istedi: "Saat geç olunca biraz tedirgin olduk, ondan böyle korktuk, değil mi Masalcım!"
Masal, benimle aynı düşünmese bile ayıp olmasın diye 'tabii tabii' der gibi başını salladı. Gökay'ın tavırlarına canı sıkılan Masal bizi bırakıp odasına çekildi. Beni neden yalnız bıraktığının hesabını ona daha sonra soracaktım.
Gökay'a çay demleme bahanesiyle mutfağa gittim. Yardım etsin diye Masal'ı odasından çıkarıp mutfağa kadar zorla getirdim.
Tabii tüm bu olanları Gökay görmeden ve duymadan halletmem kolay olmadı. Biliyordum ki inatçı arkadaşım öyle kolay kolay ikna olmayacaktı. Masal, önce bu çocuktan hoşlansada sonra Gökay'ın tavırlarına sinir olmuştu.
Biz mutfakta çay demlerken Masal, salonda oturan adamın söylediklerimizi duymaması için kısık sesle itiraz ederek konuştu: "Bunun gecenin bir vakti ne işi var bizim evimizde? Hem komşular görürse ne yapacağız? Başımıza iş çıkarttı yok yere! Sabah gelse neyse bir yalan bulup inandırırız ama saat üçe geliyor sanırım bunun saatten haberi yok!"
Alisa bu kısmı hiç düşünmemişti. Komşular görürse dört yıllık dedikodu stokları olacakları kesindi!
Alisa arkadaşına hak verdi ama gelene git demeyeceği için umutsuzca söylendi: "İnşallah çabuk gider yoksa biteriz!"
Salonda tek başına oturmaktan canı sıkılan Gökay, mutfağa kızların yanına gelmişti. Konuşurken yakalanan kızlar bir ânda sustu. Şimdi ortam daha da gerilmişti.
"İki kişi çay demliyorsunuz, ben salonda tekim! Canım sıkıldı. Eviniz çok dağınık görünüyor ya da küçük olduğu için mi böyle?"
Masal alayla Gökay'ın söylediklerine cevap verdi: "Gecenin üçünde misafir geleceğini tahmin edemediğimiz için pek toparlayamadık kusara bakmayın!"
Masal'ın aslında söylemek istediği şeyi anlamış olan Gökay zerre kadar alınmadan cevap verdi: "Adın Masal'dı değil mi?"
"Evet!"
"Sen, hep böyle gergin misin, yoksa ben geldim diye mi böylesin?"
Masal adamın söylediklerine sinirlenmemeye çalışarak tane tane konuştu: "Sen geldin diye neden benim gergin olmam gerekiyor?"
"Çünkü öyle hissediyorum. Biraz alıngan gibisin. Tek arkadaşın Alisa mı?"
"Ben alıngan değilim ama senin çok rahat bir adam olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca gerçek niyetin Alisa'nın nasıl olduğunu bilmek falan değil! Sen başka bir şeyin peşindesin."
Masal'ın tahminlerini ciddiye almayan Gökay aynı umursamaz ses tonuyla kıza dönüp sordu: "Öyleyse neymiş benim gece vakti burada olmama sebep olan?"
Arkadaşım aklındaki ihtimali söyledi: "Bir planın var gibi özellikle bu Alisa'yı ilgilendiriyor ve sen onun için bu saatte buradasın."
Masal'ın tahmini doğruymuş gibi Gökay'ın gülüşü anında bozuldu.
"Seni ilgilendirmeyen konular hakkında fazla cürretkârsın."
"Bunu gece vakti bir kızın evine gelen sen mi söylüyorsun?" Diyerek adamın lafını ağzına tıktı.
"Alisa sana nasıl tahammül ediyor gerçekten çok merak ediyorum?"
"Ben rüyada falan değilim değil mi? Çünkü eğer bu bir rüyaysa uyandırın beni, daha fazla bu adamın söylediklerine katlanmak istemiyorum!"
"Ben gerçeğim ama sen hayal dünyasında yaşıyor gibisin.."
"Herhalde kadın olduğum için sana bir şey yapamayacağımı zannedip benimle böyle konuşuyorsun. Ama ben..." Gökay, kızın sözünü bitmesine izin vermeden "Ne yaparsın merak ettim?"
Masal gülerek karşısındaki yakışıklı adama bakıyordu. Ama bu bakışlar sevgi besler gibi değil, aksine birazdan kavga çıkaracak gibiydi. Masal, derin bir nefes aldı. Gökay'a doğru gitmesinden hiç iyi şeyler olmayacağını anladım.
Aklından türlü senaryolar geçiren Alisa, arkadaşının, gece vakti herkes uyurken
Gökay'ı önce dövüp sonra kapı dışarı edeceğini düşündü. Komşulardan bir gören duyan olmadan Gökay'ı buradan göndermeleri gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgene Bile Acıma
Novela JuvenilAlisa'nın duygusuz ve titiz bir adamla yaşadıklarını anlatıyor. [Eğlence amaçlı yazılmıştır. Hikaye tamamlanınca yazımlar düzeltilecektir.]