Aşkım.

641 70 8
                                    

...

Sabah uyandığımda dünkü olanlar gerçek miydi yoksa rüya mı gördüm acaba diye düşünerek faceye girdim ve paylaştığım fotoğraf var mı diye baktım.

Fotoğraf duruyordu. Demek ki dünkü yaşadıklarım gerçekmiş. Bir oh çekip çıktım internetten. Okula gidicektim. Önce kahvaltıya gittim.

Annem masayı hazırlıyordu. Çok neşeliydim. Anneme yardım etmek için mutfağa gittim. Deli gibi gülümsüyordum. Dün olanları düşünüyordum.

Annem bu durumu farketmiş. Hemen ekmek sepetini masaya götürdüm. Babam işe erken gittiği için evde olmuyordu. Kardeşimde anaokuluna gidiyordu.

Evde sadece annem ve ben kalıyorduk sabahları. Buda demek oluyor ki gün sorgu günüdür. Annemle sofrayı hazırladıktan sonra oturduk.

"Dün kaçta geldin?"

Çocukmuşum gibi kaçta geldin? Muhabbeti yapmaktan nefret ediyordum. Kaç yaşına geldim hala bir yere gittikten sonra sorguya çekiliyorum.

"Bir de annecim. Murat bıraktı merak etme."

Dedim. Annem soru sormayı bıraktı. Kahvaltısını yapmaya başladı. Bense yemiyordum. Aklıma sürekli dün olanlar geliyordu.

"Derin, oynama da ye."

Annem bu sabah tersinden kalkmıştı galiba. Bu ne atar anneciğim? Acaba Muratın annesiyle ilgili bir sorun mu olmuştu.

Sofradan kalktım afiyet olsun diyerek. Odama gidip üzerimi değiştirmek için dolabımı açtım. Siyah bir tulumum vardı. Onu çıkarıp giyindim. İçime de beyaz bir buliz giydim.

Saçlarımı maşa yaptım. Hepsini sol omzuma attım. Artık kendime çok özen göstermem gerekiyordu. Pembemsi bir ruj sürdüm ve eyeliner çektim.

Aynaya baktığımda kendimi beğenmiştim. Küçük bir sırt çantam vardı. Onun içine de lazım olan şeylerimi koydum. Parfümü mü sıkıp çıktım evden.

Kapıyı çektim. Ayakkabılarımı giydim merdivenlerden indim. Posta kutusunda birşey vardı. İçini açıp baktığımda dün çekindiğimiz fotoğraflar vardı.

Fotoğrafları içinden çıkarıp bakarak çıktım apartmandan. Fotoğraflar çok güzeldi. Dalmışım onlara bakarak yürümeye devam ederken birine çarptım.

"Aşkım. Önüne baksana yaa."

Oha bu Muratın sesiydi. Kafamı hemen fotoğraflardan kaldırıp Murata baktım. Oda kot gömlek kot pantolon giymişti. Her zamanki gibi oldukça yakışıklıydı.

"Fotoğraflara dalmışım. Bir yerin acımadı dimi?"

Murat gülümsedi. Kötü çarpmıştım ona. Kıyamıyordum da.

"Sen bakınca geçti."

Dedi. Çok güzel şeyler söylüyordu bana Murat. Ben hayatımda böyle laflar duymamıştım. Sevgilisi olan arkadaşlarım çok cıvıktılar. Bu çok değişik birşey.

"Senin ne işin var burda?"

Dedim. Murat etrafa baktı ellerimden tuttu. Sonra bana dönüp,

"Sevgilimi okula götürmeye geldim, gideyim mi?"

Benimki de saçma bir soruydu zaten. Keşke sormasaydım. Pişman oldum sorduğuma. Dudak büzerek,

"Sen sevgilini bırakıp gidersen kaçırırlar. Hadi gidelim."

Dedim. Muratı çekiştirmeye başladım arabaya doğru. Gülerek geliyordu arkadan. Elleri sıcacıktı. Durup ona doğru döndüm.

"Senin ateşin mi var? Ellerin sıcacık."

Sarışınım. (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin