...
İçinde birşey olmayan midemi iyice boşaltıp dibinide sıyırdıktan sonra tedirgin bir şekilde banyodan çıktım. Tedirgindim, birşey olmasından korkuyordum. Aileme ne hesap verirdim sonra? Gerçi annem kına yakardı. Neyse.
Kendi kıyafetlerimi giyip aşağıya indim. İndiğimde Muratı görememiştim. Nereye gitti bu adam? İnsan bir haber verir değil mi?
"Muraat!"
Seslenmiştim ama cevap alamamıştım. Herhalde dışarı çıkmıştı. Tekrar midem bulanmaya başlamıştı. Bu sefer aşağı katta bulunan lavaboya zor attım kendimi. midem bomboştu. Peki ya neden böylesine midem bulanıyordu?
Kendi kendime oturup düşünmeye başladım. Aramızda birşey olmuş olsa bile hemen şey olmazdı değil mi? Anlarsınız ya. Ben utangacım söyleyemem.
"Ben geldiim."
Sonunda Murat evin yolunu bulabilmişti. Ama onu görünce bir utanma gelmişti bana. Yüzüne bakamıyordum.
"Aşkım iyi misin?"
"Hıhı."
...
Avmye gelmiştik. Kendime yeni kıyafetler almam gerekiyordu. Yaklaşık 2 saattir midem bulanmıyordu. Belkide ben abartıyordum. Birşey olmamıştı. Dediğim gibi hemen şey olacak değil ya.
"Sende bugün birşeyler var? gel şu cafeye oturalım anlat."
Aslında birşey söylemek istemiyordum ama merak duygusu beynimi tırmalıyordu. Sormam gerektiğini düşünüyordum.
Cafeye girdik ve herkesten uzak bir köşeye oturduk.
"Hadi anlat bakalım. Neyin var?"
"Aslında önemli birşey değ..."
"Başla."
Biraz utanmıştım. Ama anlatmam için zorluyordu. Dönüşüm yoktu yani.
"Şey. Sabahtan beri midem felç oldu kusmaktan. Dün geceyide hatırlamıyorum. Acab.."
"Yok artık Derin."
Böyle birşeyi söylemekte, neyse.
"Ya bir ihtimal. Hem olduysa bile birşey demem. Günler kaldı şurda. Sadece merak benimkisi."
"Ben o kadar şey bir insan değilim Derin. Tek taraflı olmaz bu işler. Benim beynimden hiç geçmedi böyle birşey. Sen nasıl düşünürsün?"
Murattan aldığım cevap karşısında utancımın üzerine biraz daha eklenmişti. Nerde, ne zaman, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Tabi böyle yapmakta insanları ister istemez kırıyordu.
Sahi, kim kırılmaz ki? Söyleyeceğin şeyin yerini zamanını iyi ayarlamazsan olacaklarına katlanmak zorundasın.
"Özür dilerim."
Diyip dudaklarımı büzdüm. Murat haklıydı fazlasıyla. Ama bende üzülmüştüm. Pişman olmuştum. Bunu anlamış olacaktı ki fazla uzatmadan affetti.
"Sorun değil."
Kahveleri içtikten sonra çıktık cafeden. Yine midem beni yokluyordu, sabahki kadar olmasa da.
"İyi misin Derin?"
"İyiyim. Domuz gribi olmuşumdur belki. Korkma."
Murat güldü.
"O zaman yol yakınken ayrılalım ahaha."
Mide bulantımı unutup Murata ters bir bakış attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışınım. (Tamamlandı.)
HumorSarışınlara zaafı olan, Fazlasıyla sakar, Ultra utangaç, Mizahı bol, Yeri geldiğinde duygusal olan, yeri geldiğinde sarışın sarışın diye usandıran, şirin, deli dolu bir kızın üniversitede bir sarışına rezil olmasıyla başlayan daha sonra aşka dönüşüp...