...
Furkanın burda ne işi vardı? Annem nerdeydi? Annem Furkanın buraya gelmesine nasıl müsade etmişti? Furkan ne yapmaya çalışıyordu? Aklımda bir sürü soru vardı.
Psikolojim bozulsa yeridir. Düşünsene tam uykuya dalacaksın omuzunda bir el, annenin eli sanıyorsun dokunduğunda onun eli olmadığını anlıyorsun. Korkunç değil mi? Birde kim olduğuna bakınca en çok korktuğun kişiyi karşında görüyorsun.
Korkudan kekelemeye başlamıştım. Kaçmak için kapıya gittiğimde kapının kulbunu göremiyordum. Bu ne ekşın lan? Furkan yataktan kalkıp bana doğru yaklaştı. Bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu.
Furkan iyice yaklaşmıştı bana. Karnına tekme atmıştım ama birşey olmamış gibi bana doğru yaklaşmaya devam ediyordu. Biri bana tekme atsa oturur hayvan gibi ağlarım be. Ben ağlarım. Karşılık veremem, ağlarım.
Furkan yanıma gelip belime sarıldı.
"Murattan önce benim olacaksın ne güzel dimi? Keyfini çıkar."
Diyip iğrenç kahkahasının kulaklarımda yankılanmasına sebep oldu. Sanki hemen kucağına atlayacaktım. Bu kendini ne sanıyor böyle ya?
"O istediğin hiç bir zaman senin olmayacak Furkan."
Annem seslerimizi duymuyor muydu? Neden gelip bana yardım etmiyor bu kadın? Beni neden Furkanın ellerine bıraktı?
Annemin sesini bile çıkarmaması yüzünden çok korktum. Kapıya sırtımı dayamıştım. Furkan bana sarılmıştı. Kollarından kurtulmak için denemediğim yol kalmamıştı. O iğrenç kıl yumağına benzeyen kollarını bile ısırmıştım ama nafile.
Hayvan gibi kolları vardı. Bunu İstanbulda nasıl tutuyorlar anlamıyorum. Kıllı kıllı kolları, burun ucundaki siyah noktaları tam bir korku filminden çıkmış birini andırıyordu.
Bordoya kaçan dudakları, uzun boyu saçları iğrençti. Şuan kendimi korku filminin içerisine girmiş gibi hissediyordum. Çığlık atamıyordum, kapı kolu bile görünmüyordu lan o ne ayak?
"Zorluk çıkarmazsan senin için daha iyi olur. Yoksa tahmin edemeyeceğin şeyler yaparım Derin. Canını acıtırım."
Kurtuluşum yoktu sanırım ellerinden. Ama onun istediği şeyin olmasını da istemiyordum. Boynumu öpmeye çalıştığında erkeklerin en hassas yeri diye dillerde dolaşan yerine tekmeyi geçirdim.
Yere düştü canının acısına. Kapıya geri döndüğümde açıktı.
"Senin olmayacağımı söylemiştim. Muratla evlenicem bay bay."
Sinirli bakışını görünce hemen telefonumu alarak çığlık atarak çıktım odadan. Odaları gezerek annemi arıyordum. Bütün odalara baktıktan sonra en son annemlerin yatak odasına bakmadığımı anlayınca orayada gittim.
Odaya girdiğimde annem yatakta hareketsizce yatıyordu. Yanına gittim. Uyandırmaya çalışıyordum ama uyanmıyordu. Elimi boyun damarına attığımda atmıyordu. Ne? Annem öldü mü? Hayır bu olamaz.
"Annee! Kalk kurtar beni içerdeki canavardan ne olur? Anne sen ölemezsin ki! Annecim ne olur kalk. Anne beni yalnız bırakma. Anne Furkanın bana dokunmasına izin verme. Anne kardeşim ne olacak? Babam ne olacak? Beni sabahları kim uyandıracak anne. Yemek yemediğimde kim kızacak bana? Anne ne olur kalk anne."
Anneme neler söyledim ama uyanmadı. Gözlerim ağlamaktan felç olmuş durumdaydı. Anneme sarılmış ağlarken Furkan girdi içeri. Annemi tutup yere yatırdı.
"Demek bu yatağı beğendin hayatım."
Hemen oturur pozisyonda olduğum yataktan kalkıp pencereye doğru gittim. Sırtımı cama yasladım. Furkan üzerime gelmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışınım. (Tamamlandı.)
HumorSarışınlara zaafı olan, Fazlasıyla sakar, Ultra utangaç, Mizahı bol, Yeri geldiğinde duygusal olan, yeri geldiğinde sarışın sarışın diye usandıran, şirin, deli dolu bir kızın üniversitede bir sarışına rezil olmasıyla başlayan daha sonra aşka dönüşüp...