...
Oha sen Murattaki marifetlere de bak. Çorbanın tadı öyle güzel geliyordu ki anlatamam. Ben hayatımda böyle çorba içmemiştim. Gerçekten hiç beklemiyordum Murattan bu kadar güzel bir çorba.
Okula ilk geldiğimde zengin bebeleri havası sezmiştim Muratta. Zenginlerle takılıp fakirleri dışlayan, ezen bir tip sanmıştım. Ama Murat diğerlerine hiç benzemiyormuş.
Murat hiç para lafı bile açmıyordu. Para bağımlısı biri olsaydı benimle olmazdı zaten. Çorbadan kaşık kaşık yemeye başladım. Murat karşımda gülerek beni izliyordu.
"Yavaş ye kovalayan mı var?"
Muratı kızdırdığım iyi olmuştu. Elinden çok güzel bir çorba içmiştim sayemde. Ama bir çorbayı güzel yapması diğer yemekleride güzel yaptığı anlamına gelmezdi dimi?
"Çorba sınavını geçtin. Darısı diğer yemeklere."
Murat şaşırmıştı. Az önce çorbayı güzel yaptı diye egolu egolu duruş sergiliyordu. Söylediğimden sonra o egolu duruşudan eser kalmamış yerine şaşkın bir ifade gelmişti.
"Emredersiniz Derin hanım. Başka bir sefer başka bir mükemmel yemeğimle görüşürüz."
Murat yaptığı her şeyde gerçekten kendinden emin hareket ediyordu. Ve çokta güzel başarıyordu zaten.
"Anlaştık. Uykum geldi hadi beni odama götür."
Cidden Muratı sinir etmeye bayılıyordum.
"E kalk hadi."
"Öyle olmaz."
Muratın beni odaya kucağında götürmesini istiyordum. Bana bakması benimle ilgilenmiş çok hoştu. Ne istediğimi anlayıp kucağına aldı beni.
Nehir ve Oğuzda ortada yoklardı hiç arayıp sormuyorlardı. Satılmıştık. Mesaj bile atmıyordular. Öldük mü kaldık mı hiç mi merak etmez bi insan?
"Oldu mu Derincim. Başka isteğin var mı?"
Muratın söylediğine gülmüştüm.
Gerçekten uykum çok gelmişti. Murat gidecekti. O gittikten sonra biraz uyumak istedim. Kabus yüzünden adam gibi uyuyamamıştım. Az da olsa uyumam gerekiyordu.
Murat gittikten sonra döndüm arkamı. Artık kabusu aklıma getirmeyecektim. Hayatıma düzgünce kaldığım yerden devam edecektim.
...
Sabah uyandığımda kendimi çok iyi hissediyordum. Ders vardı saat on iki buçukta. Boğazlarımın falan acıması geçmişti. Muratla annem iyi baktılar bana dün demekki.
Kalkıp üzerimi değiştirecektim. Beyaz içinde farkı renkler olan bir taytım vardı. Onu giymeye karar verdim. Saçlarımı da yandan ayırıp sağ tarafa attım. Hafif de makyaj yaptım.
Evden çıktım. Okula doğru yürürken Nehir geldi yanıma. Hiç aramadı sormadı bakalım okula niye gelmedin diyecek mi?
"Derin naber?"
Konuşa konuşa okula doğru yürüdük. Kabustan başlayıp Muratın bana üşenmeden çorba yapmasına kadar herşeyi anlattım. Yüz ifadesi şekilden şekile giriyordu.
Okula geldiğimizde Muratla Oğuz kapıdaydılar. Yanlarına gittik. Muratın yanağından öpüp günaydın dedim. Nehir de özendi aynısını yaptı tabiki.
O sırada yanımıza bir kız geldi. Kıro gibiydi aynı. Sakallar bıyıklar falan yakıyordu. Muratın yanına yaklaşıp durdu.
Kız bir mini etek giymiş, benim iki bacağım sayılacak kadar bacakları dans ediyordu eteğin altından. Üzerine de bir kolsuz giymiş kolları bacakları kadar. Kızda ki özgüvene hayran kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışınım. (Tamamlandı.)
HumorSarışınlara zaafı olan, Fazlasıyla sakar, Ultra utangaç, Mizahı bol, Yeri geldiğinde duygusal olan, yeri geldiğinde sarışın sarışın diye usandıran, şirin, deli dolu bir kızın üniversitede bir sarışına rezil olmasıyla başlayan daha sonra aşka dönüşüp...