Allah belanı versin Furkan.

563 40 6
                                    

...

Furkanın her yerde karşıma çıkması bir tesadüf müydü? Gerçi tesadüfse yuh yani. Her seferinde de tesadüf olamazdı ya. Nereye gitsem karşıma çıkıyordu. Bildiğin takip etmekti bu. Murat kolumu Furkanın elinden kurtarıp beni geriye doğru ittirdi. Muratla Furkanın kavga etmesini istemiyordum. İkisi de çok sertti ve birbirlerine olabildiğince zarar veriyorlardı. En son tartıştıklarında Furkanın kolu ezilmiş, Muratın dudağı patlamıştı.

"Senin yine ne işin var lan Derinin etrafında?"

Furkan dalga geçer bir gülüş koydu yüzüne. Furkanın gülümsemesi o kadar iğreçti ki her gülümsemesinde ondan biraz daha soğuyordum. Bu zorlama neyin nesi anlamıyordum. Eskiden bana yapmaya çalıştıklarını ne çabuk unuttu da şimdi aşık oldum diyerek peşimde geziyordu.

"Bu kalabalıkta kızı neden tek bırakıyorsun? Senden önce başkaları elini sürer Allah korusun."

İyice korkmaya başlamıştım. Furkanın hep fesat düşünceleri vardı. Ve bu düşüncelerini ne yapar eder gerçekleştirir korkusu sarmıştı bedenimi. Bir bakıma da haklıydı. Bu kalabalığın içinde gidiyordum ve Murat gelmiyordu peşimden. Konuşmalarına atladım sesimi yükselterek.

"Saçma saçma tartışmalar yapmayın! Ben kendimi korurum. Furkan o başkası dediğin kişi de sen oluyorsun biliyorum ama o iş seninle asla olmayacak! Aklından çıkarsan iyi edersin."

Lafım bittikten sonra hızla yanlarından ayrılmaya çalıştım. O sırada Furkanda peşimden gelmeye başlamıştı. Ne kadar hızlansamda kaçamamıştım. Kolumdan tutup beni öpmeye başladı. Ne kadar kurtulmaya çalışsamda elinden kurtulamıyordum. Murat koşarak gelip Furkanın suratına yumruk attı. Ben olan biteni izlemeden eve doğru gitmeye başladım hızlı adımlarla.

Bunların tüm sebebi Muratın beni takmamasıydı. Furkanın öptüğü aklıma geldikçe gözlerim doluyordu. Muratı da merak etmiyor değildim aslında. Furkan ona bişey yapmasın Allahım ne olur. Eve yürüyerek gitmem imkansızdı. Otobüs durağında oturup otobüsün gelmesini bekledim. Hala korku vardı içimde.

Aradan 15 dakika geçmesine rağmen beklediğim otobüs gelmemişti. Bu ne saçma bir iş böyle. Bugün hiç bir işim rast gitmiyordu. İyice moralim bozulmuştu. Herşey benim istediğimin tersinde oluyordu. Otobüs gelmeyince biraz daha yürümeyi tercih ettim. Yürürken yanımda bir araba durdu ama dönüp bakmadım. Yürümeye devam ettim. Gelen Muratmış ama ona kızgındım. Bakmadan yoluma devam ediyordum.

Arabadan inip yanıma geldi. Peşimden geliyordu ama yüzüne bile bakmıyordum. Tüm bunların suçlusu Murattı. Orda beni görmezden gelmeseydi şimdi bunlar olmayacaktı ve maçı izleyecektik beraber. Çok eğlenceli bir gün olacaktı ama Murat böyle olmasını tercih etmişti.

"Sevgilim özür dilerim. Aptallık yaptım bir yüzüme bakar mısın?"

Murata her ne kadar dönmek istesemde nefsime zorla hakim olup yoluma devam ettim. Peşimden ayrılmıyordu. Araba bayağı geride kalmıştı ama bu Muratın umrunda bile değildi sanırım.

"Derin. Konuşalım lütfen."

Konuşmayı o kadar çok istiyorum ki Murat. Ama sana çok kızgınım. Ne olur bırak peşimi. Bir olayın bu kadar büyüyeceğini tahmin bile etmemiştim.

"Ya Derin. Sadece şaka yapmak istedim ben. Böyle olacağını nerden bilebilirdim."

Muratın söylediklerine daha fazla dayanamamıştım. Sesi titriyordu konuşurken. Kıyamayıp arkamı döndüğümde yüzünü görünce şok olmuştum. Yüzü kanlar içindeydi. İçim sızlamıştı onu öyle görünce. Dayanamayıp ağlamaya başlamıştım.

Sarışınım. (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin