...
"Sen ne dediğinin farkında mısın Derin?"
Aslında söylediğim şey çok saçmaydı evet. Ama ne yapıyım? Üzülmekten, kavga etmekten yorulmuştum bende artık.
"Evet Murat. Birbirimizi anlamıyoruz."
"Ne demek birbirimizi anlamıyoruz ya?"
Muratta bende yeterince sinirliydik. Konuştukça öfkemizde artıyordu haliyle. Ama üzülmüyor da değildim bu durumda olmamıza. En ufak birşey olsun o da bende sinirin dibine vuruyorduk. Bu kadar kıskançlık fazlaydı. Biz kıskanclığı gerçekten abartıyorduk. İnsanlar birbirini sever, kıskanır tamam ama bizimki bayağı bir üst seviyedeydi.
"Bana inanmıyorsun Murat."
"Sana değil Furkana inanmıyorum! Yaptıklarını ne çabuk unuttun Derin. Yanıma kız bile soktu onunla birlikte olduğumu düşün diye."
"O zamanlar için özür diledi ve şuan çok hasta. Bu kadar umursamaz olduğunu bilmiyordum Murat."
Çantamı topladıktan sonra kalktım masadan Muratın yüzüne bile bakmadan. Cafedeki insanlara yeterince rezil de olmuştuk. Daha fazla orada kalamazdım.
...
Yazar bakış açısı
Derin hızlı adımlarla ayrılmıştı cafeden. O kadar çok atışmışlardı ki ikiside burunlarından soluyorlardı. Derinin bir anda Furkanın yaptıklarını unutup ona inanıp Murata sırt çevirmesine çok şaşırmıştı Murat. Bu yaşadıklarına anlam veremiyordu. Murat yumruğunu sıkar vaziyette masada oturuyordu burnundan hızlı hızlı ve öfkeli öfkeli soluyarak...
Bir süre öyle düşünmüştü. 1 hafta sonra İzmire taşınıp isteyecekleri kız onu terketmişti. Üzgündü. Ama bu olanları da Furkanın yanına bırakmayacağını ağzında geveleyip duruyordu. O sırada garson geldi yanına. "Murat bey? İyi misiniz? Birşey ister misiniz?"
Murat sinirli bir şekilde garsona baktı. Dokunsan kalkıp ağzını burnunu dağıtacaktı resmen. "Burdan siktirolup gitmeni istiyorum!" Garson şaşkın bir ifadeyle Muratın yanından hızlı adımlarla uzaklaştı söylene söylene.
Murat içten içe küfür ediyordu Furkana. Ne yapıp edip ayırmıştı Derinle Muratı. Derin bu sefer gerçekten Muratı bırakmıştı. Birden masaya yumruğunu vurarak kalktı. "O ölüm yalanını sana yedirmezsem banada Murat demesinler Furkan!"
Cafedekiler korku ve şaşkınlıkla Murata bakıyorlardı. Murat etrafa şöyle bir göz gezdirdikten sonra koşarak çıktı cafeden. Sağına soluna bakmadan sokakta koşuyordu. Her an bir araba çıkabilirdi karşısına ama bu onun umrunda bile değildi.
Koşarken hızla gelen 3 arabadan zor kurtulmuştu Murat. Birisi çarpsaydı ölebilirdi. Bu olanlar umrunda bile değildi. Hızla koşmaya devam etti. Bir evin önünde durdu. "Belanı Allah değil ben vericem birazdan hazır ol Furkan." Geldiği ev Furkanın eviydi. Bir yumruğuyla diğer eline vurduktan sonra evin kapısına doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. Nefes nefese kalmıştı ve ağzından kan gelmeye başlamıştı. Ama onun taktığı tek şey Derinin onu terketmesiydi.
Kapıyı yumruklar misali çalmaya başladı. Kapıyı Derin açtı. Arkadanda Furkan geldi gülerek. Derin kapıyı kapatmak istedi Murat engel oldu. "Vaay. Boş durmamışız Derin hanım. Hemen aşkınıza koşmuşsunuz." Zorla gülerek...
Derin Murata kızgın kızgın bakıyordu. "Murat ağzından kan geliyor!" Murat elinin tersiyle ağzından akan kanları sildi. "Sanane benim ağzımdan akan kandan. Sen Furkanınla ilgilensene." Murat sarhoş olmuş gibiydi ve konuşması geçen sefer olduğu gibi aksamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışınım. (Tamamlandı.)
HumorSarışınlara zaafı olan, Fazlasıyla sakar, Ultra utangaç, Mizahı bol, Yeri geldiğinde duygusal olan, yeri geldiğinde sarışın sarışın diye usandıran, şirin, deli dolu bir kızın üniversitede bir sarışına rezil olmasıyla başlayan daha sonra aşka dönüşüp...