22.09.23
Ular Çevikel
İnsan kıymetini iyi bilsem de kendi kıymetimi hâlâ tam anlamıyla anlayamıyorum. Sadece bir tane canım olduğunu, onu iyi korumam gerektiğini hâlâ öğrenemiyorum. Sanki ölsem tekrar doğacak, aynı hayatta devam edecekmişim gibi... Belki de o yüzden uzun zamandır hissettiğim acıları göz ardı edebiliyorum. Mesela aylardır bu bodrum katında yatıp kalkmaktan küfe, rutubete ve soğukluğa alıştım. Tek öğünle gün geçirmeyi de öğrendim. Hayvan gibi çalışırsam hayvan gibi vücudumun olacağını kavradım. Bir yol bulmalıyım, Baba'yı anında diz çökertecek bir yol. Düşünmekten ağrıyan başımın şakaklarını bastırdım.
"Gün geçtikçe vücudun daha da irileşiyor," diyen Semih abiye güldüm. "Ama bir o kadar hastalanıyorsun. Bugün kaç kere kustun, dünün rekorunu kırdın mı?"
"Sadece iki kere. Ağrılar kusturuyor, başka bir açıklaması yok."
"Baba'nın teklifini kabul edip doktora gitmeliydin." Semih abi elindeki peçeteyi bana uzattığında burnumdan akan kanları sildim.
"Gerek yok, soğuk almışımdır."
"Soğuk alınca burnundan kan değil, sümük damlar." Semih abinin sözüne gülsem de o iç çekip başını iki yana salladı. "Bu yolda öleceksin," derken tekli koltuğa yayılmıştı.
"Hangi yolda?"
"Şu iyi çocuğu oynayan ama hain adam yolunda." Nefesimi tutup yerimde doğruldum ve ona baktım. "Beni aptal mı sanıyorsunuz siz? Şevket ve diğerlerine bakarken için giderken dilinin küfretmesine gerçekten kanacağımı mı düşündün?"
Ölmek değil de işe yaramaz bir şekilde yok olmak içime oturur. En son zaten diğerlerine küfredip kovmuştum. Ulan veda etseydim ya...
"Ne zaman sonlandırmayı düşünüyorsun? Yakın zamanda yap ki acı çekmeye devam etme, işini kısa zamanda bitirelim." Semih abi sanki benim ölümümde bahsetmiyormuş gibi rahat ve sakindi. "Oğlum, siz Baba'ya çamur bile atamazsınız. Bu kadar düşük kademede olup da böyle bir planı nasıl yapabilirsin aklım almıyor. Harbiden göründüğü kadar salaksın."
"A-abi, s..."
Sözümü kesti: "Çocukluğumdan beri bu işin içindeyim, Ular. Yaşımdan çok adam öldürmüş, gömmüşümdür. Siz şimdi çok zekisiniz ya; sen bir yandan Necmi bir yandan aralık kovalıyor... Hah. İşte o aralıkların hepsinde ben olacağım ve sizi öldüreceğim. Tamam mı aslanım? Hızlı ol yeter."
Ayağa kalkıp odayı terk ettiğinde vücudumun titremesini bastıramıyor, nefeslerimi düzenleyemiyordum. Sıçmıştık, hem de büyük büyük sıçtık!
Şevket Uşak
Küçüklüğümden beri babam benimle her şeyini paylaşır, adam yerine koyarak fikirlerimi duymak isterdi. Yani şimdi koskoca Muammer Uşak karşımda hep sessiz kaldığında şüphelenmiyor değilim. Neden konuşmuyor?
"Baba sen şu aralar fazla mı sessizsin acaba?" Cevap alamadığımda dizini dürtüp odaklanmasını sağlamak istedim, ama tek yaptığı bakışlarıyla yeri anneme kuma almak oldu. "Ah!" diye yalandan bağırdığım an gözlerini kırpıştırıp bana döndü.
"Bir şey mi oldu, bir yerin mi acıdı?"
"Abim!" İçeriden fırlayıp gelen Bilal, elindeki bıçakla etrafa bakınırken Birol da yanımıza gelmişti. Öh! Bu kadar hızlı olacaklarını tahmin etmiyordum. "Abim iyi misin, abim?"
Otuz yaşındasın be adam! Bu kadar istekli abi deme, utanıyorum.
"Hayır, sinirden bağırdım. Sorun yok. Özür dilerim." Herkes dağıldığında babamın gülen yüzüne baktım.
"Bu Bilal harbi alem adam. O koşuşunu unutamayacağım," derken seslice kahkaha attı. Ben de gülsem de aklım hâlâ babamın neden içini bana dökmemesinde. "Ne oldu oğlum?"
"Neyin var baba, niye sessizsin?"
"Düşünüyorum," dedi önceki duruşunu alırken. Neyi diye sorduğumda iç çekip bakışlarını kaçırdı. "Necmi'nin hâli hâl değildi, çocuğu çok kötü dövmüşler. Belki normal bir hastanede olsa uyutup iç organlarının toparlamasını bekleyebilirlerdi, ama o ayakta ve Ular'ın yanında durmaya devam ediyor. Ular'sa... Bunları yaşamayı hakketmediniz, hiçbiriniz."
"Evet, o yüzden kurtulmak için çabalıyoruz. Ben öğretmenliği bıraktım, sen emekliliğin tadını çıkardığın evinden kalktın geldin." Bunca güzel şeye rağmen başını iki yana salladığında kaşlarımı çattım. "Baba daha ne yapabiliriz ki? O adam normal biri değil! Her gün magazinde, paparazziler fotoğraflarını çekmek için adamın mekanlarının önünde çadır kuruyorlar, devletten yakınlıkları var. Normal biri olsa çökelim ensesine, alalım kardeşlerimizi ama değil ve bizim de elimizden şu anlık bu kadarı geliyor. Yavaş yavaş."
"Belki de odaklanmamız gereken yer Baba değil, veliahtlarıdır." Babamın sözleriyle kaşlarımı çattım. "Adamı ortadan kaldırmak kolay, ama sonrası? Elbette arkasından devam ettirecek bir isim vardır."
"Birol'u duydun; adam kısır olduğu için sokak çocuklarını..."
"İşte. Sokak çocuklarından biri ya da birkaçı onun işini devam ettirecektir. Belki de onları bulursak bu iş daha kolay çözülür ve Baba denilen itten daha çabuk kurtuluruz." Kaşlarımı çatıp ensemi kaşıdım. Onu nasıl yapabiliriz lan? "Şimdi neden düşündüğümü anlıyor musun? Veliahtları bulmalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ular -Erkek Versiyon
Teen FictionBen inançsız bir oğlanım, ama Rabbe değil. İnsanlara inanmam, çünkü biliyorum ki onlar sözlerini tutmayan birer kuklalar." Öz ailesine ne olduğunu bilmiyordu, aniden yetimhanenin kapısına bırakılmış çocuk Şevket'ti. Ama hayatı aksiyon filmlerinden b...