25.09.23
Ular UşakOlmak ya da olmamak işte bütün mesele bu. Ben çocukluğım ve ergenliğim boyunca ilkini seçmeye pek bir hevesliydim, varlığım ne ki yokluğum ne olsun kafasında dolanıp dururdum. Varlığımla yokluğum arasındaki insanların sayısı azdı, az kalacağını düşünürdüm. Ama şimdi etrafımda çok kalabalık insanlar vardı; Necmi, Bilal, Birol, Sıraç ve Şevket.
Şevket hayatıma hiç girmeseydi bunların hepsini yaşayabilir... Yok, bu kadar uzun hayatta kalabilir miydim? Muamma. Ama şimdi yirmi sekiz yaşıma gelmiş biriyim. Tanıştığımızda yirmi iki de olsam ergenliğim had safhadaydı, geçen yıllar bana olgunlukla beraber kocaman bir aile kattı.
"Ular Uşak misafirin var!" Gardiyan açtığı koğuş kapısının oradan yüksek sesle bağırdığında elimdeki bulaşıkları bıraktım.
"Geliyorum," dedim hırkamı giyerken. "Kim gelmiş?"
"Şevket Uşak, abin." Listeye bakarak söylediği isimle yüzümdeki tebessüm büyüdü. Beraber koğuştan çıkıp onun kapıyı kilitlemesini bekledim. "Bu abin de esaslı adammış, hiç kaçırmadan direkt geliyor."
"Öyledir benim abim." Başımı sallayıp onu düşünmeye devam ettim. Buraya tıkıldıktan dört ay sonra görüşe gelebilmişti, öyle beter hali vardı ki bir an firari olmayı bile göze almıştım. Ama sonra birinden bahsetti, bir telefon numarasından. Onun herkesin yanında olduğunu söylemişti. Sıraç'ın ağır şoklar geçirdiğini söylediğinde nefes alamamıştım.
6 Yıl Önce
"Baba, Şevket kim, sen kimsin? Senin veliahtlarına bulaşamaz bile, tek sözüne bakar toparlanman. Neden düşünüyorsun ki?" Sorumdan sonra başını iki yana salladı.
"Ben sineklerden nefret ederim, Ular. Hele ki vızıldayıp duran kara sineklerden. Şevket'i diz çöktürecek bir adım atacağım, bir daha ayağa bile kalkamayacağı." Kalbim korkuyla sıkışırken mimiklerimin değişmemesi adına nefeslerime odaklandım. "Onu mahvedeceğim."
"Yapamazsın!.." Bakışları değiştiği an susup iç çektim. "Elbette yapabilirsin, sen * partisinin başkanını indirmiş kralsın, bir götü boklu adama mı dokunamayacaksın? Aslansın, asarsın kesersin ama neden yapasın ki Baba? Uğraşmana değmez."
"Çoktan yaptım bile; Semih'i ve Hadımlılardan iki tanesini evlerine yolladım. Öğrendim, Ular. Muammer Uşak'ın Şevket'in babası olduğunu ve aralarının çok iyi olduğunu öğrendim. Herkesi özendiren bir aileleri olduğunu... Eğer baba senaryodan kaldırılırsa evlat ortada, yapayalnız kalır. Muammer ve Mihriban birkaç saat içinde cesetlere dönüşecek.."
Ellerim delicesine titrerken gözümün önünde elim kesildi diye ortalığı ayağa kaldıran, Bilal'e yıllarca hasret kaldığı sevgiyi iğrenmeden veren, Şevket'e ve Sıraç'a dünyanın en güzel varlıklarıymış gibi davranan kadının, bizi kurtarmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya adayan adamın öleceğini düşünmek...
Arkasını dönüp bir şeyler anlatmaya devam ederken şakaklarımın zonklamasına dayanamıyor, kafamdaki tek net düşünceyi anında gerçekleştirmek istiyordum; onu öldür. Sessizce kapıya gidip kilidi iki kere çevirdim, o hâlâ konuşmaya devam ediyordu. İstanbul boğaz manzarasına bakarak ölecek, ne kadar şanslı...
Cebimdeki çakıyı çıkarıp sakin adımlarla onun yanına gittim.
Onu öldürmek zorundayız.
Sevdiğimiz herkese zarar veriyor.
Sadece sevdiklerimize değil, herkesin sevdiğine.
Muammer amcanın hiçbir günahı yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ular -Erkek Versiyon
Novela JuvenilBen inançsız bir oğlanım, ama Rabbe değil. İnsanlara inanmam, çünkü biliyorum ki onlar sözlerini tutmayan birer kuklalar." Öz ailesine ne olduğunu bilmiyordu, aniden yetimhanenin kapısına bırakılmış çocuk Şevket'ti. Ama hayatı aksiyon filmlerinden b...