32-

902 93 26
                                    

Finale adım adım... Zehir'le aynı bölümde final olacak.

24.09.23

Şevket Uşak

Babam çok zeki adamdır. Aşırı fakir bir dönemimizde annem evlere temizliğe giderken o yeni işler bulabilmek için kurslara katılmıştı; kaynak, kaptanlık, marangoz ve daha nicesi. Sonra tamirini yapmaya bindiği gemiyi büyük fırtınadan kurtarınca o anki yeni yetme kaptanın hoşuna gitmiş, babasına anlatmış. Yeni yetmenin sülalesi Osmanlı döneminden beri kaptanlık yapan asil bir soymuş, babamı onlarca teste tabii tutuklarını hatırlıyorum. Her testten üstün başarıyla geçince de ona kaptanlık verdiler, zamanla rütbesi arttı ve yurtdışı tatil gemilerinde bile kaptanlık yapabildi. Diyorum ya; zeki adamdır.

Şimdi de sehpamızda altı dosyada Baba'nın veliahtlarının bilgileri var. Bunları bulabilmesi sadece altı haftasını aldı ki bu adamların önceki isimleri, konumları bile sahteydi. Başımı kaldırıp tekrar babama baktım, sigarasını içerken Necmi'nin fotoğrafına bakıyor, dualar ediyordu. Bugün Necmi'yi görmüştük, yürümekte o kadar zorlanıyordu ki bir adım attığı an yüzü acıyla büzüşüp duruyordu. Her iki adımda bir durması da işin ciddiyetini gösteriyor.

"Baba sen mükemmel adamsın ya," diyen Birol bilgilerin olduğu kâğıtlardan birini aldı. "Ya hadi birini buldun diyelim, diğerlerine nasıl uzanabildin?"

"Biz de boş değiliz evladım. Bunca sene girmediğim delik kalmadı, yaşımın on katı kadar insan tanıyorum. Şevket bilir çevremin ne kadar geniş olduğunu." Bilmez miyim?.. Bir keresinde babam gemiyle kaza yapmıştı, hastane odasında her gün ellişer ziyaretçi ağırlamıştık. Yüzün üstünde de geçmiş olsun dileği bulunan aramalar, mesajlar alıyorduk. O günler babama çok özenmiştim.

"Hangisinden başlıyoruz?" diye soran Sıraç, elindeki kâğıdı bıraktı. "Bence kızdan başlayalım."

"Olmaz, bazı kızlar babalarına düşkün oluyorlar. İlk en yakındakinden başlayalım; burada avukatlık yapan Nizami Dağlıhan'dan." Babam fotoğrafı bırakıp ayaklandı. "Paravan şirketi çok az olan sadece o var; avukatlık şirketinin yanı sıra yemek ve eğlence olmak üzere iki şirketi daha varmış, ama anonim olduğundan kimse onun olduğunu bilmiyor. Nizami Dağlıhan oldukça zeki, başarılı bir avukat. Tercih ettiği müvekkiller de cüzdanı dolu kişiler."

"Nasıl yaklaşacağız?"

"Önce Baba'ya nasıl duygular besliyor onu öğrenmemiz lazım. Sıraç şu hacker dostun hâlâ hayatında değil mi, bozmadın arayı?" Sıraç sorumu onayladığında başımı salladım. "Nizami'nin şirketine gidip Wi-fi ya da kablolu telefon ağına sızacağız, tüm cihazları hackleyip Baba ile ilgili her detayı yakalamaya çalışacağız."

"O kadar kolay değil," diyen babam elinde maden suyuyla girdi odaya. "Nizami'nin şirketine kimse giremez, sadece randevusu olanlar. Randevu almayı düşünürseniz ancak iki ay sonraya bir boşluğu var ki son kontrol etmemde o da dolmuştu."

"Onu dışarı çeksek?" Bilal'e döndük. "Veya arabasına sızabiliriz. Sonuçta bu adam işe arabayla gidip geliyor, eğer sızmayı başarırsak..."

"Nasıl? Sürücüsü hem şoförü hem de kişisel koruması. Adam bir saniyeliğine bile aracın yanından ayrılmıyormuş. Kişisel ihtiyaçları için ayrıldığında da başına üç, dört kişi dikiyormuş."

"Bu arabayı hiç mi yıkatmıyorlar baba?" Bilal oturduğu koltukta öne kaydı. "Ya aniden yıkatmak zorunda kaldığı için en yakın yıkatma yerine götürse? İki saniye ya. Birini bayıltmak iki saniye."

"Aklından ne geçiyor Bilal?" Sorumdan sonra başını iki yana salladı.

"Taşlarım tam oturmadı, ama bu yoldan gidersem güzel bir plan yapabilirim.

•     •     •

"Bilal vallahi çok kurnaz adamsın," dedim uzaktan martıları izlerken. "Oğlum, sen bunca sene nasıl harcandın ya?

"Abi abartma Allah'ını seversen. Malın kafası sadece buna çalışıyor zaten." Birol kardeşinin şımarmasını engellemeye çalışsa da gözü gelende gidendeydi.

Bilal ne yapmış etmiş o arabayı bok etmişti. Öyle kirlenmişti ki ben bile bir an öğürdüm. En yakın yıkama istasyonunu birkaç saatliğine kiraladığımızda da işimiz oldukça kolaylaştı.

"Araba yıkama makinesinin ortasına geldiği an durduruyoruz, içeri dalıyoruz. Tamam mı beyler?" Bilal'i onayladık. Karşılamadaki Sıraç, araç gelince şoförüne yol göstererek bizim tarafımıza gönderdi. Otomatik araç yıkama alanı olduğu için işimiz kolaydı, araba tam ortaya geldiğinde fırçaları ve suyu durdurup biz içeri gireceğiz, Bilal adamı etkisiz hale getirdiğinde yanımızdaki Yunus araç içi ve korumanın telefonlarına sızacak.

Tam da istediğimiz gibi olduğunda Birol, bayılan adamı koltuğa yatırdı ve Yunus işlemlere başladı. Yarım saati geçtiğinde işlemleri anca bittiğinden adamın aracını dışarı çıkartıp teşekkür kartımızı sileceklere sıkıştırarak oradan ayrıldık. Eve dönüğümüzde babamı görememek biraz sinirimi bozmuştu. Annemin çok yalnız kalmaması adına Eskişehir'e dönmüştü ve gideli daha birkaç saat olsa da özlemiştim.

Finale son iki

Ular -Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin