53. Bölüm

1.9K 139 8
                                    

1 HAFTA SONRA

"Eylül hadi güzelim. Acele et biraz."

"Son beş dakika'cık."

Ateş yüzünden hızlı hızlı yapmaya çalıştığım makyajı bir türlü  beceremiyordum.

Eyeliner benim neyime. Bilmem kaçıncı silip, tekrar çekmemdi. En sonunda vazgeçip ayağa kalktım.

Siyah, diz üstü uzun kollu bir elbise giydim. Saçlarımı da at kuyruğu yapmayı tercih ettim. Aynada ki görüntüme son kez bakıp çıktım odadan.

Merdivenden inerken, Ateş yine pencere önünde dışarıyı izliyordu.
Birden eski günlerim geldi aklıma. Sonra tebessüm edip

"Hazırım. Çıkabiliriz" dedim.
Sesimi duyup bana doğru döndü.

"Az daha gecikseydin. Çiçek açaçaktım burada." Dedi

"Abarttt Ateş abart"

Yanıma yaklaşıp, ellerimden tuttu.

"Çok güzel olmuşsun"

Kafamı sağa eğip

"Teşekkür ederim" dedim.

Portmantodan kabanlarımızı giyip evden çıktık. Selim arabayı kullanırken, bizde Ateş ile arka koltukta yerimizi aldık.

Üç gün sonra yeni yıla girecektik. O yüzde bugün alışveriş yapacaktık. Ne yalan söyleyeyim heyecanlıydım. Arabada giderken başımı Ateş'in omuzuna koydum.

O da saçlarımdan öptü beni. Arabanın sıcaklığı, Ateş'in o odunsu kokusu, dışarının beyaz ile kaplanması, lapa lapa karın yağışı, 'huzur bu ya' dedim içimden.

Tarifsiz bir mutluluk hakimdi içimde. Damarlarımda akan kan bile dalga dalga dolaşıyordu sanki vücudumda.

Gözlerim dikiz aynasına kaydığında, Selim'in gözleri ile karşılaştım. Neden bakıyordu ki? Bakışlarımı ondan kaçırıp, Ateş'e baktım. Bana bakıp gülümsedi. Sonra elimi tutup, avucumun içini öptü

Dünya, demiş Nazım hikmet bir şiirinde. 'Dünya bir avuca sığarmış elini tutunca anladım.'

***

"Ateş ne kadar çok şey aldık böyle. Yetmez mi sence?"

Selim'in eli kolu dolu arkamızdan geliyordu. Hep filmlerde görüyordum. Şuan o sahneyi ben yaşıyordum.

"Şu mağazaya da bir girelim. Sonra yemek yeriz."

"Peki tamam"

Şık ve pahalı oldukları her halinden belli olan bir kıyafet mağazasına girdik. Görevli bir bayan hemen yanımıza geldi

"Hoş geldiniz efendim. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

Ateş elini belime atıp

"Eşim için bir kaç parça kıyafet bakıyoruz. Elinizdeki en iyi parçaları getirin lütfen."

Görevli bayan tebessüm edip
"Peki efendim. Lütfen şöyle buyurun. Ben kıyafetleri hemen getiriyorum." Dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Eliyle gösterdiği oturma alanına geçtik. İçmemiz için birde kahve ikram edildi. Bir süre sonra görevli kadın elinde bir kaç model ve renkte kıyafetler ile yanımıza geldi.

Yaka kartına baktığımda adının
Elif olduğunu gördüm. Siyah pantolon ve beyaz gömlek giymiş. Saçlarını tepede topuz yapmıştı. Tatlı bir kıza benziyordu.

Ateş koltuğa oturmuş kahvesini içerken, bende kıyafetleri tek tek denemeye başladım.
Bir kaç parça giydiğimde ya ben beğenmedim ya da Ateş burun kıvırdı.

Dedim ya, Eylül'düHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin