18. Bölüm

3K 170 12
                                    

...İçeri girenin Mete olduğunu görünce şaşkınlığımı gizleyemedim.

"Eylül" dediğinde.

Olduğum yerden kalkıp, boynuna sarıldım. Göz yaşlarıma engel olamadım. Kurtulacaktım sonunda buradan. Mete beni kurtarmaya gelmişti.

" Çok şükür Mete, çok şükür geldin."

" Evet güzelim geldim."

" Çok korktum"

Yüzümü ellerinin arasına aldı

" Biliyorum. Hadi gel gidelim buradan" dedi ve elimi tutup aşağı indirdi.

Silah sesleri hala geliyordu. Arka kapıdan çıktık. Biraz ilerlemiştik ki adımı duymamla irkildim.

" EYLÜL!!!"

Arkamı dönmeden

" Ateş " dedim.

Mete hemen ona doğru döndü
Bende döndüm. Öfkeli bakışları üzerimizdeydi. Arkasında sayamadığım kadar adam vardı. Silahları bize doğru dönüktü.

" Ne yapıyorsun lan sen?" Diye bağırdı Mete'ye bakarak.

Mete gayet rahat bir tavırla.

" Bana ait olanı geri alıyorum" dedi.

Ateş histerik bir kahkaha attı. Yine başı hafif havaya kalkmıştı.

" Sen buradan çıkabileceğine inanıyorsun yani? Ayrıca Eylül benim ve benim olanı kimse benden alamaz." Dedi.

Ben hayretle onları dinliyordum. Beni hâlâ bir eşya gibi görüyorlardı. Şaka gibi.

"Buradan elimi kolumu sallayarak çıkacağım. Sende arkamızdan el sallayacaksın Ateş KARAHAN" dedi.

Bunu Mete mi söyledi? Gözlerimi açarak Mete' ye baktım. O sırada Ateş

"Cesaretine hayran kaldım. Buyur Dene öyleyse" dedi.

" Mete bu adamların şakası yok" dedim kısık sesle.

" Benim de şakam yok" dedi.

Ne olduğunu anlamadan Mete beni önüne aldı. Kolunu boğazımdan dolayıp, elindeki silahı kafama dayadı. Şok içinde donup kalmışken

" Mete delirdin mi sen ne yapıyorsun?" dedim.

Cevap vermedi. Ateş'e baktığımda silahı hala bize doğruydu. Suratında hiç bir ifade yoktu. Anlaşılan bu hikayede yanan ben olacaktım.

"Mete indir şu silahı korkuyorum." dedim.
Gerçekten korkuyordum.

"Yapamazsın" dedi Ateş kendinden emin bir şekilde.

" Emin misin?" Deyip silahın emniyetini açtı.

" Mete saçmalama. Mete kendine gel ne yapıyorsun?" Dedim titrek sesimle.

Artık ne olacağını kestiremiyordum.

"Oyun oynamayı kes. İkimiz de biliyoruz ki ona zarar veremezsin. O yüzden kızı bana gönder."

Mete'nin gülümsediğini hissettim.

" Oyun he?" dedi ve bir anda silah patladı.

Bacağımın acısıyla neye uğradığımı şaşırdım. Acı içinde bacağımı tutmak isterken, Mete izin vermedi. Beni ayakta tuttu. Tekrar silahı kafama dayadı.

Canımın acısından ve korkumdan ağlarken, Mete'nin bunu bana nasıl yaptığını hâlâ idrak edemiyordum. Ateş'in bağırmasıyla ona baktım. Benim için endişeli görünüyordu.

Dedim ya, Eylül'düHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin