57. Bölüm

1.7K 104 4
                                    

İkiside öfke dolu bakışlarını birbirlerine sunuyordu. Merve bir anda bahçeye fırladı. Koşarak ikisinin arasına girdi.

"Abi lütfen sakin ol." Deyip Kaan'a döndü.

"Kaan sende indir hemen o silahı."

Kaan ikiletmeden silahı indirip hemen beline soktu.

"Merve ne diyo bu adam? Sevgilim falan bir şeyler zırvalıyor. Doğru mu bunlar?"

Merve yutkundu önce.

"Abi anlatacağım. Sadece bize biraz izin verir misin? Lütfen"

Ateş sinirle kafasını sağa sola eğdi.

"İzin mi? Merve gir içeri hemen. Sizde şu puştu dışarı atın."

"Bana bak puşt falan ayıp oluyor kayınço" diye çıkıştı Kaan.

Ateş daha bir öfkelendi. Elini kaldırıp bir adım atmıştı ki Merve ellerini havaya kaldırarak siper etti kendini Kaan'ın önünde

"Abi lütfen"

Eylül geldi hemen yanlarına. Ateş'in koluna girerek onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Ateş canım bir sakin olur musun? Lütfen gel biz içeri geçelim. Merve'de konuşup gelsin."

"Lan ne konuşacak bu adamla. Merve sana içeri geç dedim"

"Ateş lütfen"

"Abi konuşup gelicem diyorum uzatma lütfen ya"

"Ateş canım hadi gel"

Ateş zorla da olsa Eylül'ün ısrarlarına dayanamayıp içeri girdi. Fakat candan onları izliyordu.

"Kaan nasıl gelirsin buraya. Ya abim sana bir şey yapsaydı."

Ellerini tuttu Merve'nin. Aşk ve özlem ile bakıyordu gözlerine

"Korkma bana birşey yapamaz abin."

"Abimi tanımıyorsun Kaan."

"Tanıyorum merak etme. Aynı statüdeyiz. Şimdi bırak abini falan. Aklım çıktı iki gündür haber alamadım senden. Niye kapalıydı telefonların?"

Merve arkasını dönüp baktığında, Ateş'in onları izlediğini gördü. Kaan'a dönüp.

"Burada işler karıştı biraz o yüzden. Kaan şimdi gitsen iyi olur. Konuşuruz sonra"

Kaan etrafına bakındı

"Burada mı kalacaksın artık?"

"Yok hayır. Şimdilik buradayım. Daha sonra evime geçeceğim. Hadi git artık ne olur"

Kaan eğildi Merve'ye karşı yanağından öpeceği sırada, Merve geri çekildi

"Ne yapıyorsun Kaan? Abim görüyor şuan bizi"

Kaan o tarafa doğru baktı.

"Aynen fırsat versek bir kaşık suda boğacaktı bizi kayınço" 

***

"Şunlara bak şunlara ne konuşuyorlarsa hâlâ"

Eylül Ateş'e doğru yaklaştı elini sırtına koydu

"Çok ayıp Ateş. Bakıp durma. Hadi gel kahve yaptım karşılıklı içelim."

Eylül'e doğru döndü Ateş. Belinden kavradı

"Karımın ellerinden kahve he. Çok güzel olurdu fakat şimdi değil güzelim. Sen iç bende geliyorum birazdan. Hadi güzelim"

Dudaklarını büzdü Eylül. Çocuk gibi çıkan sesiyle

Dedim ya, Eylül'düHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin