68. Bölüm

1.2K 83 41
                                    

MERHABALAR DEĞERLİ OKURLARIM. İSTEKLERİNİZ ÜZERİNE HIZLICA YAZIP YAYINLADIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN. KEYİFLİ OKUMALAR... (:

Ateş gün geçtikçe dibe çöküyordu. Gündüzleri mezarlıkta, akşamları meyhanede buluyordu kendini. Viski severdi.

Eylül gittikten sonra rakıya meyil etti. Şimdi masasında yine yüzlük bir rakı yerini almıştı.

Kafasını öne eğmiş dertli dertli içerken. Meyhanenin sahibi yaşlı adam gelip masasına oturdu.

"Neyin var senin evlat? Kaç aydır gelirsin içersin gidersin tek kelime etmezsin."

Ateş yavaşça kafasını kaldırdı.

"Sebep mi lazım içmeye?" dedi. Yorgundu sesi

Boş kadehi masaya bıraktı. Doldurmak için şişeye uzandığı da, yaşlı adam ondan önce uzanıp aldı şişeyi eline. Yavaşca doldururken rakıyı

"Yeter ki boş kalmasın kadehler, elbet bulunur içmek için sebepler." dedi.

Bir şey demeden dikti kadehi kafasına.

"İnsan iki şeyi saklayamaz evlat. Bir sarhoş olduğunu iki aşık olduğunu."

Ateş tebessüm etti. Sustu önce.

"Öylesine içiyorumdur belki. İçmek için. Olamaz mı?"

Yaşlı adam gülümsedi bu kez.

"Bak evlat. Rakının bir adabı vardır.
Önce kiminle içtiğini bileceksin, sonra kime içtiğini demişler."

Yutkundu Ateş. Boğazında düğümlendi çıkmak için direnen cümleler.

"Sevdiğini sandım. İnandım ona. Sonrada gitti..." Derken sesi titredi.

Yaşlı adam bir kadehte kendine doldurdu. Havaya kaldırıp Ateş'e doğru uzattı.

"Gittiği yerler dert görmesin diyelim mi evlat?" dedi.

Ateş kısa bir süre karşısında ki yaşlı adama baktı. Kirli sakalları vardı. Bıyık kısımları sigaradan hafif kızıla boyanmıştı.

Yüzündeki çizgiler çok şey yaşadığına şahit olmuş, feleğin çarkından nasibini o da almıştı. Sonra tokuşturdu kadehini

"Diyelim" dedi ve dikti kadehi kafasına.

Yine sessizliğe bürünmüştü. Kendi iç mahkemesini yapıyor, olayların buraya nasıl geldiğini anlamaya çalışıyordu. Dili susuyordu ama kafasının içindeki sesler hiç durmuyordu.

"Çok sevdiğim bir baba ne demiş biliyor musun evlat?" Dedi yaşlı adam.

Kafasını salladı hafiften ne demiş der gibi

Yaşlı adam uzun uzun baktı Ateş'in suratına

"Rakı sofrasında susulmaz arkadaş,
Hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın..
Arınacaksın gururundan, paşa gibi.

Şerefe ulan diyeceksin
Şerefsiz Dünyaya inat, şerefimize,
Kırar gibi tokuşturup kadehleri,
Gırtlağınla seviştireceksin meyleri..

Gömeceksin kendini şişelerin dibine, ölür gibi içeceksin! Öleceksin arkadaş..
Oturtacaksın karşına geçmişini,
Güle güle küfür edeceksin...

Unutacaksın, unutur gibi içeceksin !
İçiyorsan Rakıyı öve öve,
Söve söve kusacaksın ne varsa içinde.."

Ateş memnun olmuşcasına başını salladı. Dudaklarının kenarında ki kırık tebessüm ile.

Dedim ya, Eylül'düHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin