48.Bölüm

2.4K 139 14
                                    

MERHABALAR. LÜTFEN OY VERİP, YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. KEYİFLİ OKUMALAR :)

Gözüm onu gördüğünde bana çok öfkeli bakıyordu. Birden bana doğru yaklaştı. Elini kaldırıp vurmasıyla sersemledim.

Bir anda olduğum yere kustum. Ateş beni öfkeyle kucağına aldı. Hala çırpınıyordum beni eve sokup yere fırlattı resmen.

" NE YAPIYOSUN LANN SENN"

Hala bağırıyordu bana. Sonra eğildi yanıma. Çenemi tutup, yüzüme baktı o sinirli suratı bir anda değişti kaşları havaya kalktı.

" Aç şu ağzını sıkma dişlerini" diyordu.

Ben dişlerimi mi sıkıyordum? Evet. Ben dişlerimi sıkıyordum. Ama bu benim elimde değildi. Nerede ise kırılacaktı dişlerim. Ateş kafasını bir sağa bir sola eğerek beni inceliyordu. Sonra bir anda kalktı yanımdan. Bende Onu izledim konsolun oraya gidip çekmeceyi açtı eline bir şey alıp baktı. Sonra bana baktı. Bende çoktan ayağa kalkmıştım. Kalbim küt küt atıyordu. Bir elimi kalbimin üzerine koymuştum. Hızlı nefes alıp veriyordum ve hala dişlerimi sıkıyordum. Ama neden?

Ateş hızlı adımlarla yanıma geldi kollarımdan tuttu şaşkın şaşkın bana bakıyordu

" Eylül sen ne yaptın? Sen oradaki haplardan mı içtin?"

Evet anlamında kafamı salladım.

" Lan niye içtin bilmediğin hapları"

Başımı gösterdim

" Çok ağrıyordu başım bende içtim" dedim gözlerimi zor açıyor, yerimde duramıyordum

" Kalbim" dedim kalbimi tutarak

" Çok hızlı atıyor"

Ateş hemen eliyle kalbime dokundu

"kaç tane içtin Eylül?" diye sordu başımı kaşıyıp elimle üç ya da dört diye gösterdim.

" aferin sana. Allah'tan kustun etkisini biraz olsun azaltmış oldun" dedi.

Sonra eliyle yanağıma dokundu

" Hareket etmen lazım enerji dolusun" dedi. Elimden tutup salonun ortasına getirdi. Sonra televizyondan müzik açtı clup'te çalan tarzlardandı. Kulağa güzel geliyordu istemsiz dans etmeye başladım.

" Hahaaha bu çok iyi yaa" deyip oynamaya devam ettim. Ateş'te karşı koltuğa oturup beni izlemeye başladı. Gülüyordu bana

O sırada Yekta kapıyı kırar gibi girdi içeri

" ATEŞ NEREDESİNİZ?"

Derken bizi gördü hızlı ve şaşkın adımlarla yanımıza geldi bir Ateş'e bir bana bakıyordu. Bense hala dans ediyordum. Ateş'e bakıp

" Abi ne oluyor burada? Ahmet beni aradı yetiş diye o sırada silah patladı. Sen Vurulmuşsun. telefon kapandı. Kafayı yedim lan"

" Oğlum bir sakin lan. Geç otur" dedi Ateş. Yekta hala ne olduğunu anlamayan gözlerle bakıyordu. Geçip oturdu Ateş'in yanına. Ateş Beni de tutup koltuğa oturttu.

"Ya abi anlatsana.. lan kan var gömleğinde" dedi ceketinin altından görüp ceketi kaldırırken.

" Yok oğlum bir şey sıyırmış sadece sakin"

" Kim yaptı abi bunu? Kim cesaret ede bilir böyle bir şeye?" derken Ateş bana baktı. Bense yeni yeni topluyordum sanki kendimi. Kanı görünce gözlerim açıldı kim yapmıştı gerçekten bunu ve ben yenimi görüyordum üzerindeki kanı?

"Yengen" dedi Ateş. Sonra Yekta bana baktı. Ben Ateş'e. Ben Yektaya, Yekta Ateş'e

" Ne" dedi Yekta şaşkın gözler ile.

Dedim ya, Eylül'düHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin